İnhale kortikosteroid profilaksisi olan astımlı çocuklarda klinik ve laboratuvar parametrelerinin tedaviyi yönlendirici değeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
79 ÖZET: Bu çalışmada stabil durumdaki astımlı çocuklarda İKS tedavisini sonlandırmada klinik iyileşme, BHR'nin derecesi ve SFT'leri yanında, UEPX düzeylerinin bir gösterge olarak kullanılabilirliği ve UEPX düzeylerinin SFT'leri ve BHR ile olan ilişkisi araştırılmıştır. Bu amaçla Marmara Üniversitesi Pediatrik Allerji polikliniğinde astım tanısı ile izlenen, >6 yaş ve en az 1.5 aydır semptomsuz olan, inhale budesonid tedavisinin sonlandırılması karan alınmış 40 hasta (Yaş ort. ± SD = 9.79 ± 2.87 yıl, K/E = 18/22) çalışmaya alındı. Inhale budesonid tedavisi sonlandırıldıktan sonraki 15 gün içinde hastalardan UEPX düzeyi tayini için idrar örneği alınmış, aynı gün SFT'leri ve başarabilen hastalara metakolin ile bronşial provokasyon testi uygulanmıştır. Tüm hastalar ortalama 2.3 ay sonra yeniden muayene edilmiş ve 2. muayenede de hastalardan UEPX düzeyi tayini yapılmış ve SFT'leri uygulanmıştır. Ayrıca hastalara ara dönemde astım ile ilgili şikayetlerini günlük olarak işaretleyebilecekleri semptom skoru formu verildi Kırk hastanın 19 tanesinde ikinci muayenede ara dönemde yüksek semptom skoru, astımla ilgili şikayetlerin alevlenmesi veya akut atak ile başvurma gibi nedenlerle inhale budesonid tedavisine yeniden başlandı. Bu hastaların 2. muayenede belirlenen UEPX düzeylerinin anlamlı olarak arttığı; FEVİ, PEF ve FEF 25-75 değerlerinin ise anlamlı olarak düştüğü saptandı (sırasıyla p=0.0086,p=0.035, p=0.023, p=0.042). Geriye kalan 21 hastada asemptomatik olmaları nedeni ile yeniden profilaktik tedavi başlanmamıştır. Bu hastaların da 2. muayenede saptanan UEPX düzeylerinin, birinci ölçümlere göre anlamlı olarak arttığı ve FEF 25-75 ile PEF değerlerinin anlamlı olarak80 düştüğü saptanmıştır (sırasıyla p=0.045, p=0.022, p=0.009). Son muayenede inhale budesonid profilaksisi yeniden başlanan ve başlanmasına gerek görülmeyen hastaların profilaksi sonlandınlırken ölçülen UEPX düzeyleri, SFT parametreleri ve PC20 değerlerinin karşılaştırmasında anlamlı bir fark saptanmazken, tedavi kesilmeden önceki semptomsuz olma süresi tedavi yeniden başlananlarda anlamlı olarak kısa bulundu (Ort. 4.92 ay'a karşılık 7.71 ay, p=0.0037). Hastaların ilk muayenede ölçülen SFT parametreleri ile UEPX düzeyleri arasında herhangi bir korelasyon saptanmazken, PC20 ile zayıf bir negatif korelasyon olduğu gözlendi (r=-0.33). İkinci muayenedeise SFT parametrelerinden sadece PEF ile UEPX düzeyleri arasında zayıf bir negatif korelasyon saptandı (r=-0.25). İlk ve ikinci muayenede ölçülen UEPX düzeyleri ve SFT parametrelerinin değişimleri arasında herhangi bir korelasyon bulunmadı. Sonuç olarak bu çalışmada UEPX düzeyleri ile BHR arasındaki korelasyonun zayıf olması, ÎKS tedavi sonlandınldıktan bir süre sonra UEPX düzeylerinin SFT'lerindeki düşme ile paralel olarak artmasına rağmen klinik değerlendirmenin İKS tedaviyi sonlandırmada herhangi bir testten daha değerli olduğu kanısına varılmıştır.
Collections