Solid meme lezyonlarının benign-malign ayırıcı tanısında dinamik MRG kullanımı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Amaç: Meme kanseri kadınlarda en sık ölüm nedenlerinden birisidir. Meme patolojilerinin tanısında ana amaç, malignitenin erken tanısı ve diğer meme patolojilerinden ayırt edilmesidir. Meme kanserinin erken tanısı, tedavi planlaması, dolayısıyla prognoz ve mortalitenin düşürülmesi açısından önemlidir. MR görüntüleme ile meme kitlelerinin değerlendirilmesinde duyarlılık ve özgüllüğün arttırabileceği bildirilmektedir. Materyal ve Metod: Çalışmamızda Ocak-Ekim 1998 tarihleri arasında mammografi veya US ile kist harici meme kitlesi saptanan ve patolojik tanıya gereksinim duyularak biopsi alınması planlanan 42 hastaya dinamik MR incelemesi uygulandı. Bulgular : Bu hastalardan onu biopsi sonuçlarına ulaşılamadığı için değerlendirme dışında bırakıldı. Değerlendirmeye alınan hastaların 17'sinin patoloji tanısı benign, 1 5'inin ise malign olarak bildirildi. Benign ve malign grup; morfolojik kriterler (sınır düzensizliği ve spikülasyon), T1 değerleri, T1 ağırlıklı incelemede 1. 5 ve 3. dakika sinyal intensite değerlerinin başlangıç sinyal intensitesine oranı ve başlangıç noktasından 1. 5 dakikaya ulaşıncaya dek çizdirilen grafiğin eğim açısı gibi parametrelerle karşılaştırılmışlardır. Malign gruptan sekiz olgu ve benign gruptan bir olgu sınır düzensizliği ve spikülasyon göstermiştir. Bu bulgunun sensitivite, spesifite, negatif ve pozitif prediktif değerleri karşılaştırıldığında şu sonuçlara ulaşıldı : sensitivite % 53.3, spesifite %94, PPV % 88.8, NPV %69.3 olarak tespit edilmiştir. Her iki grup arasında T1 değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Dinamik T1 ağırlıklı incelemede 1. 5 ve 3. Dakika sinyal intensite değerlerinin başlangıç sinyal intensitesine oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur ve 3. dakika oranı istatistiksel olarak daha belirgin fark göstermektedir. (1. 5 dakika için p<0. 05 ve 3. dakika için p<0. 01). Oran 3 (3 dakika oranı için) eşik değeri 2 seçildiğinde sensitivite% 20, spesifıte %100 olarak tespit edilmiştir. ROC eğrisi çizdirilerek 3. dakika oranı eşik değeri 1. 3 olarak seçildiğinde ise sensitivite % 86.6, spesifite %64 olarak tespit edilmiştir. Morfolojik kriterler ve kontrast tutulum oranı birlikte değerlendirildiğinde 2 eşik değer olarak kabul edildiğinde ise sensitivite % 67, spesifite %94 olarak tespit edilmiştir. Morfolojik kriterler ve kontrast tutulum oranı birlikte değerlendirildiğinde 1.3 eşik değer olarak kabul edildiğinde ise sensitivite % 93, spesifite %64 olarak tespit edilmiştir. Her iki kriterin birlikte değerlendirilmesi sensitivite ve spesifitede artışa neden olmaktadır. Başlangıç noktasından 1. 5 dakikaya ulaşıncaya dek çizdirilen grafiğin eğim açısı her iki grup arasında ama istatistiksel olarak anlamlı bir fark göstermiştir. Bulgularımız içerisinde en yüksek spesifiteye morfolojik kriter varlığı veya üçüncü dakikadaki kontrastlanma oranının 2 kat veya daha fazlası olması birlikte değerlendirildiğinde görülmüştür(%94). Bu bulgunun sensitivitesi düşüktür. En yüksek sensitivite değeri ise morfolojik kriter varlığı veya üçüncü dakikadaki kontrastlanma oranının 1.3 kat veya daha fazlası olması birlikte değerlendirildiğinde görülmüştür(%93). T2* ağırlıklı incelemelerde ise her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır. Sonuç. Literatürü değerlendirdiğimizde de bulgular arasında belirgin farklılıklar gözlenmektedir. Çalışmamızda dinamik MRG'nin tek başına yeterli sensitiveye sahip olmadığını gördük. MRG bulgularının tümü (morfolojik kriterler ve kontrast tutulum paternleri) birlikte değerlendirildiğinde duyarlılık artmaktadır. Lezyonların mammografi, US, MRG kombinasyonu ile değerlendirilmesi ile sensitivite ve spesifite değerleri artacaktır ve lezyonların yorumlanmasında daha yüksek doğruluğa ulaşılacaktır. Daha çok sayıda hasta içeren ve değişik sekanslarla yapılacak incelemeler meme lezyonlarının tanısında umut vaad etmektedir. ABSTRACT Purpose: Breast cancer is the leading cause of cancer related death among women. At present the main purpose in the diagnosis of breast pathologies is the earlier detection and the differentiation of it then the other breast pathologies. Early diagnosis is important in therapy planning and improvement of patient survival. There is an increased number of reports about the high sensitivity and specificity of MRI. Materials and Methods: From January to October 1998 42 patients with mammographically or ultrasonographically suspicious breast lesions were included in this study. Results: Of the 42 patients 10 declined to undergo surgery or lost to follow up. Pathologic diagnosis for 15 of them was malignant and rest is benign. These two groups were compared according to architectural features, T1and T2* values, and changes in signal intensity in time. Eight of the malignant lesions and one of the benign lesions had irregular margins and spiculations. Sensitivity, spesificity, PPV.NPV for diagnosis of malignancy is as follows: Sensitivity 53.3 %, specifity 94%, PPV 88.8%, 69.3%. The T1 values did not statistically differ in two groups. According to dynamic T1 weighted images the 1.5 and 3. minute signal intansity ratios over the initial signal intansity were statistically significant (p<0.01 for 1.5 minute and p<0.01 for 3 minute), if we set a cut-off value as>2 for the 3 min ratio sensitivity is calculated as 20%, and specifity is calculated as 100%. if the cut-off value is set as>1. 3 for the 3 min ratio according to ROC curve the sensitivity is86.6%, and the specifity is 64%. According to the slope angle of the graphic there was a statistically significant difference between the two groups. The highest spesificity is achieved by combination of architecturalfeatures and 3rd minute ratio as>2. The highest sensitivity is achieved by combination of architectural features and 3rd minute ratio as>1.3. There wasn't statistically significant difference according to T2* values. Conclusion: There are also significant differences about the results in the reports. Dynamic MRI sensitivity isn't sufficient in lesion characterization. Combination of morphologic criteria and dynamic MR imaging in more sensitive than dynamic imaging alone. MRI combination with the other diagnostic tools may achieve higher sensitivity and spesificity values. MRI in the clinical trials employing high numbers of patients and utilizing different sequences is promising as a valuable tool for breast lesion evaluation.
Collections