Preeklampside plasental apoptozis
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Preeklampsi, hydatidiform mol veya molar dejenerasyon vakaları dışında gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkan, sadece plasental doku mevcudiyetinde gelişen ve hipertansiyon, proteinüri ve ödemle karakterize sistemik bir hastalıktır.(l) İmmun sistem adaptasyon bozukluğu, genetik faktörler, plasental iskemi ve çok düşük dansiteli lipoproteinlere karşı toksisite engelleyici aktivite etiyopatogenezinde rol aldığı ileri sürülen mekanizmalardır.(2) Bu mekanizmalar sonucunda ortaya çıkan vazospazm, anormal hemostaz ve prostasiklin tromboksan oranının değişmesi ve pıhtılaşma sisiteminin aktivasyonu gösterilmiş patofızyolojik değişimlerdir. Preeklampsi etiyoloj isinin hala tam olarak bilinmemesine karşın yetersiz yüzeyel endovasküler sitotrofoblast invazyonu ve endotel hücre disfonksiyonu patogenezde anahtar rol oynayan iki ana özelliktir.(2) Apoptotik olayların disregülasyonu neoplazi ile otoimmün ve dejeneratif hastalıklar arasında değişen spektrumda pekçok hastalıklara yol açmaktadır. Fizyolojik plasental yaşlanmadan farklı olarak preeklampsi ve IUGR ile komplike olmuş gebeliklerde de plasental apoptoziste bir artış olduğu bildirilmiştir. (53,54) Preeklampsi ve IUGR de gözlenen artmış plasental apoptozis insidansımn, bu bozukluklara yol açan patolojik olayların bir sonucu mu, yoksa etiyoloj ik bir komponenti mi olduğu hala netliğe kavuşmamıştır. Preeklampsi de yetersiz intersitisyel sitotrofoblast invazyonu ve yüzeyel maternal endovasküler invazyon sonucu plasental hipoperfüzyon ve iskemi gelişmektedir. Hipoksinin ise apoptozisi tetiklediği gösterilmiştir. (54) Şu halde IUGR ve preeklampsi gibi plasental kötü perfüzyon ve hipoksi gelişen durumlarda apoptozisin etiyoloj ik bir fenomenden çok hipoksiye sekonder gelişiyor olması daha muhtemel gibi görünmektedir. Plasentasyon nisbeten kötü kanlanan bir alanda gelişip plasental yatak iskemisi ile sonuçlandığı durumlarda artmış plasental apoptozisin plasental transportun kolaylaştırılması ve plasental iskeminin kompanse edilmesine yönelik bir mekanizma olduğu iddia edilmektedir.(52) Bu araştırmada önceki çalışmalar ile uyumlu olarak preeklamptik plasentalarda artmış bir apoptozis insidansı bulunmuştur. Kontrol plasentalarına kıyasla daha erken gebelik haftasında bulunan preeklamptik plasenta örneklerindeki bu artmış apoptozis hiçşüphesiz plasentamnda dahil olduğu çok hücreli organizmalara ait dokulardaki normal hücre döngüsünün (turnover) fizyolojik bir parçası, yani programlı hücre ölümü olarak kabul edilemez. Buna karşın ilk trimester plasentaları le kıyaslandığında üçüncü trimester plasentalarında artmış apoptozis insidansımn trofoblastlaraı yaşam sikluslarmda programlanmış ve plasental yeniden şekillenmeye yönelik ve maternal-fetal besin, gaz ve toksik maddelerin geçişini kolaylaştıran fizyolojik bir adaptasyon mekanizması olduğunu 39söylemek uygun olacaktır. Preeklampside artmış trofoblast apotozisinin hipoksiye sekonder olarak geliştiği fikri şimdilik hakim görüştür. Ancak ilk trimester abortuslan, gestasyonel trofoblastik hastalıklar ve hatta ektopik gebelikler gibi artmış plasental apoptozisin eşlik ettiği durumlarda tetikleyici mekanizma, hipoksi dışında moleküler düzeyde farklı başlatıcı ve infaz yollarının bulunduğu fikrini akla getirmektedir. Üstelik bu pozitif ve negatif ayarlayıcı moleküllerin yüzey ekspresyonlarının oranları henüz bilmediğimiz pekçok sebebe bağlı olarak dinamik bir süreçte değişerek bir hücrenin apoptotik ölüm eşiğini etkilemektedir. Uyarının türü ne olursa olsun apoptozisi başlatan olaylar ortak bir yolu izlemekte ve hasarlı hücreyi nekrozdan farklı olarak inflamatuar bir yanıt olmadan ortadan kaldırmaktadır. Reseptör aracılığı ile olan sinyal yollarının detayları, Bcl-2, p53, caspase ve substratlar gibi daha birçok mediator hakkında daha detaylı bilgiler elde ettikçe, normal plasental gelişim ve anormal gebelikler ile sonuçlanan plasental disfonksiyonlar hakkında ışık tutacak bilgilere ulaşacağımız açıktır. 40
Collections