İntrakranial anevrizmalarda ekstraselüler matriks proteinlerin ve anjiojenik büyüme faktörlerinin ekspresyonu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Anevrizma, damar duvarındaki lokalize bir genişleme olarak tarif edilmiştir. 1859 yılında `Gull`, berry anevrizmaların transparan ya da normal görünümlü bir kese olduğunu göstermiştir. Intrakranial anevrizmaların etyolojisi halen anlaşılmamış, ancak anevrizmanın oluşmasında birden fazla faktörün rol oynadığı tespit edilmiştir. Literatürde intrakranial anevrizmaların oluşumunda kadın cinsiyetin, hipertansionun, yaşlılığın, sigara kullanımının, hemodinamik ve biolojik faktörlerin rollerinin olduğunu gösteren yayınlar bulunmaktadır. Yaptığımız çalışmada, damar duvarındaki moleküler yapı özellikleri, anevrizmanın oluşmasına ve rüptüre olmasına neden olabilir düşüncesiyle, rüptüre olan ve olmayan anevrizmaların damar duvarlarında, anjiogenez faktörlerinin ve matriks proteinlerinin immünohistokimyasal değişiklikleri normal damar duvarı ile karşılaştırılmıştır. Bu çalışmada Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Marmara Nörolojik Bilimler Enstitüsü cerrahi sırasında alınan 32 damar duvarı incelenmiştir. Bu 32 damar duvarının 22 tanesi rüptüre olmuş intrakranial anevrizmatik damarlardan, 3 tanesi rüptüre olmamışlardan ve 7 örnek ise kontrol amaçlı olarak anevrizmal özellik göstermeyen damar duvarlarından alınmıştır (4 örnek STA dan, 3 örnek ise lobektomi esnasında alınan intrakranial damardan). Anevrizma duvarlarından alından örneklerde ve kontrol grubundaki damar duvarlarında vasküler endotelial büyüme faktörü (VEGF), basic fibroblast büyüme faktörü (b FGF ), alfa transforming büyüme faktörü (alpha TGF) ve vasküler matriks proteinlerinden fibronektin, düz kas aktinî (SMA), laminin, kollajen tip III ve tip IV immünohistokimyasal olarak değerlendirilmiştir. Anjiogenik büyüme faktörleri açısından (VEGF, b- FGF, TGF- a) rüptüre olan ve olmayan anevrizma duvarlarını ve kontrol vakalarını karşılaştırdığımızda, VEGF ve b- FGF'in anevrizmatik damar duvarlarında eksprese edildiğini, oysa anevrizmatik özellik göstermeyen kontrol damar duvarlarında TGF- a ve b- FGF'in eksprese edildiğini izledik. Rüptüre olan anevrizma damar duvarlarında, rüptüre olmayananevrizma duvarlarından farklı olarak, anjiogenik büyüme faktörlerinin daha aktif olduğu görülmüştür. Matriks proteinlerinden düz kas aktini, kollajen tip III ve IV anevrizmatik damar duvarları kontrol olguları ile kıyaslandığında, tüm anevrizmatik damar duvarlarında düzensiz ve az şiddetle boyanma izlendiği; rüptüre olan anevrizma damar duvarlarında, rüptüre olmayan anevrizma olgularına göre bu düzensizliğin daha da arttığı ve boyanma şiddetinin daha az olduğu görülmüştür. Çalışmamızda anevrizmatik damar duvarlarından alınan örneklerde fibronektin'in, normal damar duvarlarından alınan örneklerde laminin'in şiddetle eksprese edildiği izlenmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre, esas olarak hemodlnamik nedenler ile oluşan anevrizmal dilatasyon, subaraknoidal kanamaya yol açan rüptüre anevrizmaya dönüşmesinde anevrizma duvarının moleküler yapısındaki değişiklikler rol oynamaktadır. Bu durum, normal damara göre daha az TGF-a ve b FGF aktivasyonu gösteren kanamamış anevrizmanın, bu büyüme faktörlerin uygulanması ile rüptüre olmaktan uzaklaştırabileceğini gösterebilir. Kanamamış anevrizma duvarındaki laminin/ fibronektin dengesinin, laminin lehine değiştirebilmesi, kollajen tip III ve IV ve SMA moleküler aktivasyonun artırılması varolan anevrizmanın rüptüre olmasını engelleyebilir ( şekil 1). ABSTRACT In 1859 `Gull` contended that a berry aneurysm was a simple pouch with the sac wall being as transparent and normal in appearance as the parent vessel. The etiology of intracranial aneurysms is not well understood and is likely to be multifactorial. Several studies have suggested factors such as arterial hypertansion, female gender, increased age, and cigarette smoking, hemodynamic and biologic factors, in ralation to aneurysm pathogenesis. In this study we examined the immunohistochemical expression of a number of angiogenesis growth factors and matrix proteins in ruptured and unruptured aneurysms walls compared with normal arterial walls. METHOD: In this study we obtained 32 vessel walls at the time of surgical clipping in Neurosurgery departmant of Marmara University and Neuroscience Institute of Marmara University. 22 specimens from ruptured aneurysm walls, 3 specimens from unruptured aneurysm walls and 7 specimens from nonaneurysmal control vessels are used in this study. We have examined the expression and distribution of immunoreactivity to angiogenic growth factors vascular endothelial growth factor (VEGF), basic fibroblast growth factor (b FGF), alpha transforming growth factor (TGFa) and selected vascular wall matrix proteins such as fibronectin, SMA (smooth muscle actin), laminin, collagen type III and IV in the walls of intracranial aneurysms and in control non aneurysmal vessels.
Collections