Modern mimarlıkta doğadan etkilenen form ve geleceğe yönelik yaklaşımlar
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tarihsel süreç olarak insanoğlunun mekân olgusu, öncesinde korunma ve barınma gereksinimini hissetmesi ile başlar. Topluluklar halinde yaşamayı öğrenen insanoğlu, barınma gereksinimi ile birlikte doğadaki oluşumları gözlemlemiş, salt doğadan elde ettiği malzemeleri kullanmamış aynı zamanda bilinçli ya da bilinçsiz doğadaki yapılaşmaları gözlemleyerek ya da taklit ederek ilk yapı tekniklerini geliştirmeye başlamıştır.İnsan, süreç içerisinde mekânı, kendine özgü kültürel, fonksiyonel, teknik ve farklı zevklerde yaratmıştır. Bununla birlikte mimarlık kavramı da tarihin her döneminde önemli olmuştur. Mimarlık ve mekân olgusuna yön veren coğrafi, iklimsel ve kültürel etkilerin, dönem ve sürecine göre değişik tarihlerde de siyasi, ekonomik ve dini kavramların mimariye yön vermesinin yanı sıra zaman süreç ne olursa olsun yapılardan örnekleme yapıldığı zaman doğanın yansıması ve etkisi görülmektedir. Bu yansımalar strüktür, form, malzeme, doku ve renk gibi detaylarla ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada; kronolojik sıralamada ilerlemek ve karşılaşılan mimari ve mekân konusundaki süreç, geçmişten beri çağın sorunlarına ve temel kaygılarına çözüm bulmak, insan için gelişmiş, ilerlemiş bir çevre beklentisiyle yeni ve daha iyi bir toplum ve ona ait bir mekânsal kurgular geliştirmek için çalışılmıştır. Bu anlamda hızla gelişen bilim ve teknolojinin, mimarlığı tasarım sürecinden, malzemeye ve yapım sistemlerine kadar pek çok farklı boyutta etkilediği; özellikle gelecek üzerine düşünsel üretimi içeren deneysel mimarlık örneklerinin gerçekleşmesine olanak tanıyan bir etkiye sahip olduğu görülmektedir.Doğanın bünyesinde bulundurduğu ön görülmeyen rastlantısal geometrik yapılanmalar ve bunların kaynağındaki matematiksel yapı üzerine örneklemeler yapılmıştır. Araştırma sürecinde bu yapılanmalar bilimsel olarak altın oran, fraktal geometri ve 1990'lardan bu yana ?doğadaki yapılaşmalardan ve oluşumlardan öğrenilmiş/esinlenilmiş/modellenmiş/uyarlanmış ya da uygulanmış? tasarımlar ?biyomimesis? (biyos-hayat ve mimesis-taklit etmek) kavramlarıyla anlaşılmaya çalışılmıştır. Benzer şekilde ?biyomimikri?, ?biyomimetik?, ?biyognosis? ve ?biyonik? terimleri de farklı disiplinlerde aynı biçimde ?doğadan öğrenerek? alternatif olarak mimari yapılarda görülmektedir. Birçok tasarımcı bilimsel ve matematiksel kurallardan referans alan, doğa ile benzeşen ya da stilize edilen formlar vermişlerdir.Şüphesiz ki, mimarlığın doğa bilimlerine olan ilgisi yeni değildir. Vitruvius'tan bu yana, mimarlık doğadaki farklı imajlarla farklı şekillerde ilgilenmiş, metaforik ilişkiler kurulmuştur. 19. yüzyıldan itibaren, biyolojinin bir bilim dalı olarak ortaya çıkması ve doğaya dair bilimsel açıklamaların gelişmesiyle mimarlığın daha öncesinde doğayı `taklit etme` şeklindeki ilgisi, doğayı açıklayan kanunlara ve bilimsel açıklamalara yönelik olmuştur. Doğa bilimsel bilgi ile kurulan bu metaforik ilişki, mimarlık tarihinin farklı dönemlerinde farklı odaklanmalarla günümüze değin devam etmiştir. Sahip olduğu devrimsel, yenilikçi, evrensel, nesnel olma özellikleriyle doğa bilimsel kavramlar, teoriler, metotlar, mimarlar için kendi bilgi alanının sorunlarına çözüm bulmak yolunda potansiyel kaynaklar olarak görülmüştür. Sözgelimi, 20. yüzyılın başı, söz konusu ilgi odaklanmasının en yoğun şekilde yaşandığı dönemlerdendir. Bu dönemde doğa bilimsel bilgi, mimarlıktaki, tüm dünyayı, yaşantıyı organize edecek, devrimsel nitelikteki `yeni bir mimarlık` inşa etmek savını meşru kılmakta ve bu mimarlığın karakterini belirlemede en önemli araç olmaktadır.Doğa bilimleri ve bilgi teknolojilerindeki gelişmeleri mimarlıkla bütünleştiren matematik, fizik, kimya, biyolojiden referans verilen bilimsel disiplin ve alanlar arasında ileri matematik, kompleks algoritma bilgisi, genetik mühendisliği, klimatoloji, hücre fizyolojisi, astronomi, mikro elektronik, bilgisayara dayalı programlama, bilişim teknolojileri ve nano teknoloji gibi dallar yer almaktadır. Bu ilişkiler sayesinde yeni mimari tasarım teknikleri doğmakta, özgür formlar uygulama olanağı bulmakta, yeni malzemeler ve teknolojilerle yapılar tasarlanabilmektedir.Tüm bunların ışığında araştırmanın genel içeriği, tarihsel süreç içerisinde mimari eserlerin tasarımda etken olarak taşıdıkları değerler açısından, doğadaki formların ve temel geometrik formların irdelenmesidir. Bu kapsam içerisinde formun genel tanımı doğrultusunda, mimari forma geçilmesi, formu oluşturan etkenlerin yetkinliklerine göre sıralanması öngörülmüş, tarihsel süreç içerisinde karşımıza çıkan çeşitli örneklerle form olgusuna bir giriş yapılmaya çalışılmıştır.Bu çalışmada; mimarlık ve mekân olgusu geçmişten günümüze gelen akımlar ve dönemler irdelenerek günümüz dünyasında modern mimarlık kavramı ve doğanın tasarıma etkisi ve geleceğe yönelik yapılan çalışmalar, deneysel tasarımlar örneklenmiştir. Araştırma bünyesinde yeni bilim ışığında gizemleri çözülen doğanın karmaşık yapısı incelenirken, doğadaki yapılaşmalardan ve oluşumlardan öğrenilmiş/esinlenilmiş/modellenmiş/uyarlanmış ya da uygulanmış tasarımlar ve bunun nasıl mimari karşılıkları doğurabileceği yönünde örneklemeler yapılmış ve geleceğe yönelik yaklaşım olarak ?doğadan etkilenen form?a deneysel, ütopik ve uygulanmış mimari çalışma örnekleri verilmiştir. Bu deneysel modeller araştırma içerisinde irdelenirken, yeni bir mimarinin nasıl olabileceği konusunda ancak yorumlar yapılmış ve belirli bir yönün çizilmesine çalışılmıştır. Chronologically, humankind?s idea of ?space? starts with the need to protect and accommodate itself. As people learned to live in groups, they observed the formations in the nature and in addition to using natural materials; they also developed the first building techniques by intentionally or unintentionally observing or imitating formations in the nature.In time, people created spaces in unique cultural, functional, technical, and different tastes. However, the concept of architecture has always been important throughout history. Although geographical, climatic and cultural factors guide the features in architecture and places and again although political, economic and religious concepts also may affect architecture -depending on the time period and processes-, when you look at samples of buildings regardless of time and process, you see the reflection and influence of nature. These reflections are visible in details such as structures, forms, materials, textures, and colors. In this study it has been aimed to proceed chronologically to show that within the development process of architecture and space, people worked to find solutions to problems and main concerns of the ages and to create a better society and its spatial setups with the purpose of creating an advanced, developed environment for people. In this context, it is observed that fast-developing science and technology influence architecture in numerous dimensions, from design to materials and construction systems and that they also allow examples of experimental architecture that include ideational productions relating to the future.Examples were created regarding unpredictable incidental geometrical structures in the nature and the underlying mathematical basis. During the research, efforts were made to scientifically understand these structures through concepts of golden ratio, fractal geometry and ?biomimesis? (bios: life and mimesis: imitate), which is being used since 1990s for designs that are ?learned/inspired/modeled/adapted from structures and formations in the nature?. Similarly, the terms ?biomimicry?, ?biyomimetics?, ?biognosis? and ?bionics? mean ?learning from the nature? in different disciplines and these are alternatively seen in architecture as well. Many designers created forms that have references in scientific and mathematical rules and that imitate or stylize the nature.Certainly, interest of architecture in natural sciences is not new. Since Vitruvius, architecture has given different thoughts to different natural images and established metaphoric relations. With the emergence of biology as a science and scientific information on nature in the 19th century, architecture?s previous interest in ?imitating? the nature has turned towards laws and scientific disclosures that explain the nature. This metaphoric relation established with natural sciences has been continuing in different periods of architectural history and with different focuses. Revolutionary, innovative, universal, objective concepts, theories and methods of natural sciences have been considered by architects as potential resources to solve the problems in their areas. For example, early 20th century is a period when the mentioned focus was intense. In this period, information gathered from natural sciences has validated the argument to establish ?a new?, revolutionary architecture that will organize the whole world and lifestyles and has become the most important tool in determining the characteristics of this architecture.Among scientific disciplines and areas that are referenced by mathematics, physics, chemistry, and biology ?which combine architecture with developments in natural sciences and information technologies- are advanced mathematics, complex algorithm knowledge, genetic engineering, climatology, cell physiology, astronomy, micro electronics, computer-based programming, information technologies, and nanotechnologies. Thanks to these relations, new architectural design techniques are born, free forms are applied, and buildings are designed using new materials and technologies.In the light of all these, the overall content of the study is to examine natural forms and basic geometrical forms in terms of their active influence in architectural works in history. Within this context, in line with the general definition of ?form?, transition to architectural form has been explained, factors that build up the form have been listed according to their competence, and an introduction to the concept of form has been made with various examples in history.In this study, trends and periods in architecture and spaces have been examined chronologically and examples of the concept of modern architecture, influence of nature on design, and futuristic works and experimental designs have been given. The complex structure of the nature, the mystery of which is resolved in the light of new scientific information, is investigated in this study. Also, examples have been given on designs learned/inspired/modeled or applied from natural structures and formations and on the way these are reflected in architecture. Examples of experimental, utopian and applied architectural works have been given to demonstrate futuristic approach. While these experimental models are examined in the study, comments on how a new architecture can be created and the direction of it have also been offered.
Collections