The jurisprudential foundations of human rights protection in the late Ottoman constitutional documents
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Son dönem Osmanlı anayasal reformları siyasi bir takım manevralar mıdır, yoksa dönemin hukuk doktrinine uygun bir şekilde köklü bir hukuksal reform girişimi midir? Bu tezin temel amacı 19. Yüzyıl anayasal belgelerinde öngörülen insan hakları koruma rejimini bu soru etrafında incelemektir. Osmanlı devleti 19. Yüzyıl'da dikkate şayan bir anayasallaşma hareketi içerisine girmiştir. Tanzimat dönemi olarak da adlandırılan 1808-1875 yılları arasında, birçok anayasal belge ortaya çıkmış ve bu belgelere bağlı olarak bir çok uyum yasası hayata geçirilmiştir. Bu belgeler Müslüman ve gayrimüslim bütün Osmanlı tebaasının hak ve hürriyetlerini garanti altına alan ilk yazılı resmi beyanlar olması açısından anayasa tarihimiz için büyük önem arz etmektedirler. Bu belgelerle garanti altına alınan haklar klasik İslam hukukuna göre mi şekillendi, yoksa batılılaşma hareketlerinin etkisiyle mi ortaya çıktı meselesi doktrinde uzun zamandan beri tartışmalı bir konudur. Meseleyi hukuk tarihi ve İslam'da insan hakları tartışmaları içerisinde ele alarak, disiplinler arası bir çalışmayla, anayasal belgelerde garanti altına alınan haklarının doktrinsel temellerini ortaya koymaya çalışacağım. İsmet terimi fıkhın teşekkül döneminden beri bireylerin hak ve hürriyetlerini korumak için İslam hukuku literatüründe kullanılmakta olan bir kavramdır. Ben de, tezimde, anayasal belgeler ile oluşturulan insan hakları koruma rejimi üzerinde ismet kavramının etkisini araştırarak dönemin hukuk doktrininin anayasallaşma hareketleri üzerindeki etkisini ortaya koymaya çalışacağım. Anayasal reformların batı etkisiyle gerçekleştiği iddiası döneme ilişkin araştırmaların çıktıları sınırlandırabilecek ve yanlış yönlendirebilecek indirgemeci bir yaklaşımdır. Bu tezin temel iddiası, Tanzimat reformlarının (i) İmparatorluğun tam anlamıyla modern bir devlete dönüşmesinin sonucu olarak, (ii) dikkat çekici bir şekilde bürokrasi lehine, (iii) batılı devletlerin talepleri de dikkate alınarak, (iv) ve dönemin hukuk doktrinine uygun bir şekilde yürütüldüğüdür. I will attempt to examine whether the constitutional reforms in the late Ottoman Empire were indicative of political expediencies or religious legitimacies in this thesis. The subject matter of this thesis is the human rights protection of the late Ottoman constitutional documents. The Ottoman Empire underwent remarkable constitutional movements in the nineteenth-century. Throughout the century, numerous constitutional documents appeared between 1808 and 1875, which is characterized as `the Tanzimat period` in literature. These documents were the very first written official charts that guaranteed fundamental rights of all Ottoman subjects for both Muslims and non-Muslims. The question whether the rights, which these documents guaranteed, were shaped in conformity with classical Islamic jurisprudence or appeared under the influence of western institutions has been controversial in academic circles for a number of decades. Situating the discussion in the context of human rights in Islam and the history of law, in an interdisciplinary approach, I will attempt to reveal the Islamic jurisprudential foundations of the constitutional documents in terms of fundamental rights. The concept of `iṣmah has been utilized to protect and guarantee fundamental rights in Islamic jurisprudence since the very beginning of fiqh. In my thesis, I will examine the influence of the concept of `iṣmah on the human rights protection of the Constitutional documents in an attempt to illustrate Islamic jurisprudential foundations of the protection. The contention of this thesis is substantiated by the fact that the constitutional reforms were carried out (i) as a consequence of the metamorphosis of the state into a modern state, (ii) considerably in favor of the bureaucratic class, (iii) paying regard to the expectations of the Western states, and (iv) in conformity with Islamic jurisprudence in the Tanzimat era.
Collections