Papiller tiroid karsinomlarında braf V600E ve H-TERT mutasyonlarının histomorfolojik bulgularla ve prognozla ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Papiller tiroid karsinomu olgularında; BRAF v600E ve h-TERT mutasyonlarının klinik ve demografik özellikler, histomorfolojik bulgular ve prognozla ilişkisini immünhistokimya yöntemiyle araştırmak; BRAF v600E immünhistokimyasını PCR yöntemiyle karşılaştırarak sensitivite, spesifite, pozitif prediktif ve negatif prediktif değerlerini belirlemek.Gereç ve Yöntem: 2011-2015 yıllları arasında retrospektif olarak incelenen tiroidektomi olgularından seçilen 107 papiller karsinom, 19 adenom ve 13 adet normal tiroid dokusunda BRAF v600E ve h-TERT immünhistokimya boyaları uygulandı. İmmünhistokimya sonuçları semikantitatif olarak değerlendirilerek istatistiksel analiz yapıldı. Bu olgular arasından randomize olarak seçilen 14 papiller karsinom, 13 papiller karsinom lenf nodu metastazı, 4 adenom dokusunda BRAF mutasyonu varlığı PCR yöntemi ile araştırıldı.Bulgular: BRAF v600E immünhistokimya ve PCR yöntemlerinin karşılaştırılması sonucunda elde edilen verilere dayanarak 3+ şiddette nükleer ve sitoplazmik immünekspresyon `pozitif` kabul edildi. BRAF v600E mutasyonu en sık klasik varyantta izlendi. Foliküler varyantta mutasyon saptanmadı. Primer tümörler ve lenf nodu metastazları arasında BRAF v600E mutasyonu yönünde uyum tespit edildi. BRAF v600E mutasyonu ile yüksek pT evresi, klasik varyant, lenfatik invazyon, perinöral invazyon, düşük mitotik indeks, tümörde kapsül yokluğu, tiroid içi yayılım, tiroid kapsül invazyonu, tiroid dışı yumuşak doku invazyonu ve 5'ten yüksek patolojik risk skoru arasında anlamlı ilişki saptandı. Ancak lenf nodu metastazı, lokal nüks ve uzak metastaz gibi kötü prognostik durumlar ile ilişkilendirilemedi.h-TERT immünhistokimyası, yaygın non-spesifik boyanma nedeniyle değerlendirme dışı bırakıldı.Sonuç: VE1 klonu ile uygulanan immünhistokimya yöntemi, BRAF v600E mutasyonu tespitinde güvenilir bir yöntemdir. Bu yöntem ile çalışmamızda saptanan BRAF v600E mutasyonu oranı, literatürle uyumludur. Çalışmamızda, BRAF v600E mutasyonu ile kötü patolojik prognostik parametrelerin bir bölümü arasında ilişki saptanmasına karşın; lenf nodu metastazı, lokal nüks ve uzak metastaz gibi kötü prognostik durumlar ile ilişki gösterilememiştir. İyi diferansiye tiroid karsinomlarında prognozun öngörülebilmesinde morfolojik bulgular BRAF v600E mutasyonundan daha ön planda görünmektedir. Yine de; çevresel faktörlere bağlı olarak farklı serilerde farklı sonuçların görülebilmesini ve BRAF v600E mutasyonu gösteren olguların hedefe yönelik spesifik tedavilere iyi yanıt verdiği gerçeğini göz önüne alarak, demografik, klinik, morfolojik ve genetik bulguların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini; ve BRAF v600E mutasyon analizinin primer tümörün yanısıra, daha sonra gelişen lenf nodu metastazı, uzak metastaz, nüks tümör materyallerinde de; tercihen kantitatif yöntemlerle uygulanması gerektiğini düşünmekteyiz. Aim: Our study aims to investigate the reflection of BRAFv600E and h-TERT mutations on papillary thyroid carcinoma upon clinical, morphological and prognostic parameters. We also intended to assess the utility of BRAF v600E immunohistochemistry, comparing to BRAF PCR.Material and Methods: We applied BRAF v600E and h-TERT immunohistochemistry in a cohort of 107 papillary carcinomas, 19 adenomas and 13 normal thyroid tissues; chosen retrospectively between 2011-2015. Statistical analysis was based on semiquantitative immunohistochemistry findings. We also applied BRAF PCR in a subgroup of 14 papillary carcinomas, 13 metastatic lymph nodes and 4 adenomas, chosen randomly.Findings: In regard to the comparison of BRAF v600E immunohistochemistry and BRAF PCR, 3+ nuclear and cytoplasmic immunoexpression was cosidered `positive`. BRAF v600E mutation was observed most frequently in classical variant cases. No mutation was detected in follicular variant cases. The mutational status of primary tumor and the lymph node metastasis were consistent. Significant relationship of BRAF v600E mutation was not found with prognosis; but with higher pT stage, classical variant, lymphatic invasion, perineural invasion, lower mitotic index, absence of tumor capsule, intrathyroidal spread, invasion of thyroid capsule, extrathyroidal spread, and pathologic risk score higher than 5.h-TERT immunohistochemistry was discarded due to frequent non-spesific immunoreactivity.Conclusion: Immunohistochemistry, using VE1 clone, is a reliable technique for detection of BRAF v600E mutation. Our results with immunohistochemistry are consistent with previous effort. In our study, despite the relation between some bad pathological prognostic parameters and BRAF v600E mutation; bad prognostic conditions such as lymph node metastasis, local recurrence and distant metastasis were found to be irrelevant overall. Morphological parameters seem to be keener than BRAF v600E mutation. Nevertheless; different series display different results, possibly due to environmental factors. Considering this, and the proven success of targeted therapies against BRAF v600E mutation; a thorough assessment would be of wisdom; including clinical, morphological and genetic factors. BRAF v600E mutation analysis should be performed on both the primary tumor, and metastatic or recurrent tumor occured afterwards; preferentially by quantitative methods.
Collections