Beyoğlu`nda `kültür sanat merkezi ve müze` işlevli 19.yy. binalarının iç mekanlarında biçimsel kimlik sorunu: Avrupa`daki aynı işlevli yapılar üzerinden bir değerlendirme
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İstanbul / Beyoğlu'nun; 19.Yüzyıl'ın ortalarında kagir yapılar dönemin karakteristik konut yapıları olarak karşımıza çıkmaktadır. Yüzyılın sonlarında ise Beyoğlu'nda iki- üç katlı konutların yerine çok katlı apartmanların inşa edildiği bilinmektedir. 19.Yüzyıl'da Batı etkisindeki yönelimlerini netleştiren Osmanlı'da, yeni bina tipleri ve eklektik tarzda mimari uygulamalar görülmeye başlanmıştır. Dolayısıyla pek çok tarihi ve kültürel sembolü sınırları içinde tutan, bu semtteki yapıların önemli bir bölümü halen farklı işlevler yüklenerek varlığını sürdürmektedir.Bu çalışmada, İstanbul/Beyoğlu'nun tarihsel kimliğini günümüze taşıyan 19.Yüzyıl'a ait tarihi yapıların, `Kültür - Sanat Merkezi ve Müze` olanları üzerinden bir çalışma ortaya konulmuştur. Beyoğlu'nda bu işleve sahip 7 bina seçilmiş, yapılan restorasyon ve işlevlendirme projeleri incelenmiş, uygulama verilerine bağlı olarak, yapıların tarihi karakteristik biçimsel cephe özelliklerinin iç mekanlarına ne oranda yansıdığı, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yer alan ve benzer işlevle kullanılmak üzere yenilenmiş 16 ayrı örnek üzerinden karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Koruma ve yeniden işlevlendirme kriterleri çerçevesinde, bina cephelerinin biçim özellikleri ile iç mekân kimlikleri arasındaki ilişki ortaya konmuş, tespit edilen biçimsel kimlik sorunu üzerinden yapılan saptamalar ve ayrıca kullanıcı gözüyle de irdelenmiş sonuçlar ortaya konmuştur.Tezin amacı, çalışmanın kapsamı ve araştırma yöntemi Birinci bölüm olan Giriş bölümünde, ortaya konmuş, İkinci bölümde, İstanbul / Beyoğlu bölgesinin tarihsel gelişimi ile sosyo-kültürel ve ekonomik yapısı, Osmanlı'nın yerleşim politikasının yapılaşma ve mimariye olan etkilerine de değinilerek ele alınmıştır. Beyoğlu'nda '' Kültür - Sanat Merkezi ve Müze ''olarak yeniden işlevlendirilen bina örnekleri; yapısal boyutunun yanı sıra, cephe, biçim, işlev ve malzeme özellikleri ile birlikte, Türkiye'de uygulanan yeniden işlevlendirme kriterleri, bu yapıların kriterlere uygunluk durumları, mimari ve iç mimari uygulama çözümleri kapsamında ele alınmış, bulunduğu çevreye sağladığı katkılarla birlikte incelenmiştir.Üçüncü Bölümde, Beyoğlu, Pera ve Galata'da yeniden işlevlendirilmiş yapılar, koruma ve yenileme durumlarına göre, bütünü korunan veya yalnız cephesi korunan binaların, plan özellikleri, iç mekan özellikleri, strüktürel özellikleri, aydınlatma ve tesisat çözümleri, işlev - mekan ilişkileri ile birlikte çok yönlü bir bakış açısı ile ele alınmıştır. 19.yy. mimari özelliklerini koruyan binaların cephe biçim yapısı ve iç mekan kimliğini oluşturan biçimsel özelliklere ne oranda yansıdığı örnekler üzerinden irdelenmiştir. Ayrıca iç mekan kimliğine ait kullanıcı yorumları da, her bina için ayrı ayrı gerçekleştirilen bir anket çalışması ile ortaya konarak değerlendirilmiştir.Dördüncü Bölümde, İstanbul / Beyoğlu'nda seçilen, kültür merkezi işlevli dönem yapılarının biçimsel kimliğine ait verilere referans oluşturması açısından önemli kabul edilen Avrupa'daki aynı işlevli 19.Yüzyıl yapılarının özelliklerine değinilmiş ve karşılaştırmaya veri oluşturan özellikler incelenmiştir. Karşılaştırılan tüm yapılar, aynı zamanda Avrupa'da yürürlükte olan koruma ve yeniden işlevlendirme kriterlerine uygunluklarına da değinilerek irdelenmiştir. Avrupa'da Kültür - Sanat Merkezi ve Müze olarak kullanılan 16 farklı 19. Yüzyıl yapısının cephe ve iç mekan kimliğini oluşturan biçimsel özelliklerinin durumu ve Beyoğlu'ndaki benzer özellikteki yapılar karşılaştırılarak mevcut durum detaylandırılmıştır.Özellikle Avrupa'daki örneklere bakılarak; Beyoğlu'ndaki binalarda 19.yy. yapısal ve cephe biçim özelliklerinin iç mekanların yenilemesinde ne oranda korunduğu, yapısal ve biçimsel okunurluğu, mekan kimliği donatı ilişkisi ile birlikte ele alınmıştır.Sonuç bölümünde ise Avrupa'da 19.yy.''Kültür Sanat Merkezi ve Müze'' işlevli yapıların saptanan özellikleri üzerinden bir değerlendirme yapılarak, Beyoğlu'nda yer alan, aynı işlevli 19.Yüzyıl binalarının iç mekânlarında gözlemlenen yapısal ve biçimsel kimliklerinin, inşa edildiği dönemin özelliklerini yansıtmada yetersiz kaldığı sonucuna varılmıştır. Kamuya açık bu yapıların iç mekanlarında tespit edilen `iç mekan-biçim kimliği` sorunu çok yönlü olarak ele alınmış yapısal yenilemelerde; uygulamaların meslek insanlarının yetkinlik ve bilgi birikimlerine göre değişkenlik gösterdiği ve kontrol faktörünü artırmanın önemine değinilmiştir. Tarihi değere sahip ve özellikle halkın kullanımına sunulmuş özellikteki binaların, koruma ve yenileme kriterlerinin iç mekan kimliğine yönelik olarak yeniden ele alınması noktasında yeni bir düzenlemenin hayata geçirilmesinin gerekliliği vurgulanmıştır.ANAHTAR KELİMELER: 19.Yüzyıl. Yapıları, Biçimsel Kimlik, Tarihi Yapılar, Kültür Varlıkları, Eklektik, Renovasyon, Yeniden İşlevlendirme. Throughout time, Istanbul has hosted people from different ethnic groups, religions, and languages in its premises, and became a World City. It maintains this quality even nowadays. With the population allocation policies implemented by the Ottoman Empire, minorities had been moved to Istanbul. With the further immigration of Jewish population from Europe, the city had turned into a cosmopolitan society. During the 19th century, Ottoman Empire had improving relationships with the Greek, Jewish, and foreign communities who had emigrated from Europe during times of conflict. These communities generally lived in Balat, Fener, Kumkapı, and especially in Beyoğlu, Galata and Pera, and created living spaces compatible with their authentic lifestyles. The architectural texture of 19th century Beyoğlu was formed by homes for minorities, and houses belonging to Muslims that had gardens. During the 19th century, constructions of wooden houses were getting scarce due to fires and other negatively contributing events, and buildings out of stone or brick formed the architectural texture. At the end of the century, many multi-floored apartments were built instead of 2-3 floored residences. With the increasing effect of the westernization of the Ottoman Empire during 19th century, new building types and eclectic architectural implementations have emerged. Storing numberless historical and cultural symbols, buildings in Beyoğlu should be scrutinized in terms of cultural legacy, and their problems in terms of their protection should be eliminated. In this study, buildings which have maintained their historical identity since 19th century and are classified as `Museum`s or `Culture and Art Centers` were examined. 7 buildings were selected among ones which carry the qualities above, their completed restoration and utilization projects were examined, and how the exterior characteristics of these buildings reflect to the interior design was studied. The findings were compared to 16 other buildings that serve to the same function in various countries in Europe. Within the scope of protection, renovation, rehabilitation and re-utilization, the characteristics of the facades of the selected buildings, and how they relate to the interior parts of the same structure were examined with a professional and home user point of view, and results are presented. The purpose of this thesis, the scope of the study, and the methods of research are described and discussed in the introduction. In the second part, the historical development, and socio-cultural and economic status of Istanbul / Beyoğlu was discussed while taking the effect of Ottoman settlement politics on architecture into consideration. Renovated or re-utilized buildings classified as `Museum`s or `Culture and Art Centers` in Beyoğlu were considered in terms of their structural size, exterior surfaces, style, function, and material features, as well as renovation criteria and regulations applied in Turkey, their compatibility with these criteria, and according to architectural and interior architectural implementations. The third section contains analysis of re-utilized buildings in Beyoğlu, Pera and Galata according to their protection and renovation status; the study contains examination of the plan, interior space and structural features, as well as illumination and plumbing solutions, and function – space relationship, of fully protected or only partially protected (facade) structures. The contribution aspects listed above to the stylish properties and the formation of identity of the building were analyzed.In the fourth section, buildings defined as cultural centers in Istanbul / Beyoğlu are compared to buildings that serve to the same purpose in Europe, according to protection, rehabilitation and re-utilization/reconversion criteria and applications in the region. A sample of 16 buildings from the 19th century that are classified as `Museum`s or `Culture and Art Centers` in Europe were selected, and were examined according to structural features, problems solved with additional structures, and stylish properties of 19th century that affect the identity of the building's interior space. The identity concerning the style and the management of the interior space, and the protection status of structures classified as `Museum` or `Culture and Art Center` both in Turkey and Europe were analyzed. The conclusion section contains an evaluation of buildings from 19th century that are classified as `Museum`s or `Culture and Art Centers` in Europe, and a conclusion about the stylish identity problems that arise in 19th century buildings with similar characteristics located in Beyoğlu. Moreover, prioritizations of procedures according to protection and renovation criteria were discussed, and the urgent needs of new regulations to improve these criteria about structure renovations were emphasized.KEYWORDS: 19th Century Buildings, Identity in The Interior Design, Cultural Legacy, Eclectic, Renovation, Re-utilised Buildings,
Collections