Koroner anjiyografi yapılan hastalarda tespit edilen koroner damar patolojileri ile hastaların hastaneye başvuru anındaki vital bulgularının, hikayesinin, ek hastalıklarının, kullandığı ilaçların ve EKG bulgularının oluşturduğu risk oranlarının tespiti
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine başvuran ve akut koroner sendrom (AKS) tanısıyla aynı hastanenin koroner anjiyografi laboratuvarında perkutan koroner girişim (PKG) uygulanan hastalarda tespit edilen koroner damar patolojilerini, geriye doğru bakarak hastaların acil servise başvurdukları zaman tespit edilen vital bulguları, fizik muayene sonuçları, EKG bulguları ve özgeçmiş özellikleri (kronik hastalıklar, kullandığı ilaçlar ve alışkanlıklar) ile karşılaştırılarak, bir risk oranı tespit edilip edilemeyeceği araştırılmıştır.GEREÇLER VE YÖNTEMÇalışmada 01.01.2015 ile 31.01.2016 tarihleri arasında acil servise başvurup, koroner anjiyo laboratuvarında PKG uygulanan, 18 yaş üstü, erişkin hastaların kayıtları retrospektif olarak taranmıştır. AKS tanısı alan hastalar vaka, almayanlar ise kontrol grubu olarak yapılandırılarak, bir vaka-kontrol çalışması formatı hazırlanmıştır. Elde edilen veriler demografik özellikler, kronik hastalıklar ve sigara kullanımı, kullanılmakta olan ilaçlar, vital bulgular ve ağrı tipi, EKG bulguları ile AKS tipi (STEMI, NSTMI, anstabil anjina) olarak beş grupta toplanmış ve analiz edilmiştir.BULGULARÇalışmamızın hasta grubunu 108 erkek (%77,7), 31 kadın (%33,3) hasta oluşturmuştur (toplam139). Hastalardan 5 (%3,6) tanesi arrest haliyle başvurmuş olup, çalışma popülasyonunun ortalama yaşı 61,4 yıldır. Başvuru anındaki medyan vital bulgular normal sınırlarda olmakla beraber hafif hipertansiyona eğilim gözlenmekteydi. Başvuru belirtisi tipik ve atipik anjina ile uyumlu hasta oranı birbirine denkti (%47,5 ve %48,9). AKS tipi incelendiğinde en sık NSTMI olduğu görüldü (%80). Bunu ikinci sıklıkta STEMI izledi. Hastaların anjiyo sonuçlarında, en az tıkalı olan, bir diğer ifadeyle %20'den az darlık olan damar LMCA olarak tespit edildi. %70'den fazla obtrüksüyon tespit edilen damar %79 ile LAD oldu. RCA ve Cx'de buna yakın değerlerde (sırasıyla %72 ve 68) tıkanıklık saptandı.TARTIŞMAÇalışmanın epidemiyolojik sonuçları değerlendirildiğinde genel literatür ile uyumlu bilgilere ve dağılımlara ulaşıldı. Acil hastaların triyajında vital bulgular tüm hastalarda kayıt edilmekte ve alan yönetimi ve triyaj bu bulgulara göre yapılmaktadır. Bu bulgularda hastaların tanı ve tedavisine yön verecek veya risk sınıflaması yapacak şekilde anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Bu genel dünya literatürü ile uyumlu bir sonuçtur. Hastaların %22,3'ünde özgeçmişte daha önceden bilinen KAH mevcuttur. Yaklaşık her beş hastanın dördünde KAH varlığı bilinmemektedir. PKG sonuçlarına göre hastaların tıkanma olan ve olmayan koroner kan akımları hakkında yeterli bilgi sahibi olunmuştur. Bizim serimizde de EKG bulguları ile koroner arterlerde olan tıkanıklıklar incelendiğinde NSTEMI ve STEMI tanısı alanların neredeyse tamamında non-obstrüktif AKS bulgularına rastlanmıştır.SONUÇİleri yaş, erkek cinsiyet varlığı istatistiksel anlamlılık gösterirken diğer parametrelerin anjiyografik olarak damar tıkanıklığı olmaması ile anjiyografide tam tıkanıklık tespit edilmesi riskini öngörmede istatistiksel bir anlamlılık görülmemiştir. Bizim serimizde mevcut kullanılan risk değerlendirmeleri açısından farklı bir bulguya rastlanılmamıştır.Anahtar kelimeler: acil servis, akut koroner sendrom, peruktan koroner girişim, koroner anjiyografi, STEMI, NSTEMI, NST-AKS, EKG. ABSTRACTGoalPatiens who applied to The Marmara University Pendik Training and Research Hospital emergency servise and had percutaneous coronary intervention (PCI) at the coronary angiography laboratory of the same hospital with acute coronary syndrome (ACS) diagnose, detected coronary artery pathologies and retrospectivaly vital signs, ECG and physical examination findings and medical history (chronic illnesses, drugs and habits) at the time of appication were rsearched whether to find a risk ratio.Material and MethodsRecords of adult patients over 18 years of age who were admitted to the emergency service between 01.01.2015 and 31.01.2016 and who underwent PCI in the coronary angiography laboratory were retrospectively screened. A case-control study was prepared, patient who have ACS structured as case and patients who did not have an ACS diagnosis structured as control group. The obtained data were collected and analyzed in five groups as demographic features, chronic diseases and smoking, drugs being used, vital findings and pain type, ECG findings and type of ACS (STEMI, NSTMI, unstabil angina).ResultsThe sudy group consisted of 108 male patients (77.7%) and 31 female patients (33.3%) (total 139). Five (3.6%) of the patients were arrest and the mean age of the study population was 61.4 years. The median vital findings at the time of admission showed a tendency to mild hypertension with normal range. The rate of patients with typical and atypical angina was 47.5% and 48.9%, respectively. The most common type of ACS was found to be NSTMI (80%). This was followed by STEMI. In angio results of patients, the vessel with the least occlusion, in other words less than 20%, was detected as LMCA. LAD were detected 79% the vessel obstructed more than 70%. In RCA and Cx, obstruction were observed in values close to this (72 and 68%, respectively).DiscussionWhen the epidemiological results of the study were evaluated, information and distributions were obtained in accordance with the general literature. Vital signs in emergency triage are recorded in all patients and field management and triage are based on these findings. In these findings, no significant relationship was found to direct or diagnose the patients' diagnosis or risk classification. This is consistent with the general world literature. 22.3% of the patients had previously known CAD in their medical history. The presence of CAD is unknown in about four out of every five patients. According to the results of PCI, sufficient information obtained about obstructed and non-obstructed coronary blood flows of patients. When ECG findings and coronary artery occlusions were examined in our series, non-obstructive ACS findings were found in nearly all NSTEMI and STEMI patients. While advanced age and male sex were statistically significant, other parameters were not statistically significant in terms of prediction of angiographic absence of vessel occlusion and angiographically complete obstruction risk.Key words: Emergency department, acute coronary syndrome, percutaneus coronary intervention, coronary angiography, STEMI, NSTEMI, NST-AKS, ECG.
Collections