Kırıkkale Üniversitesi kampus göletlerinde besin zinciri ilşkilerinin su kalitesi üzerindeki etkilerinin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, Kırıkkale Üniversitesi kampüs sınırları içerisinde bulunan ve birbirleriyle bağlantılı iki gölette gerçekleştirilmiştir. Göletlerde ve göletleri besleyen su kaynaklarında fiziksel, kimyasal ve biyolojik ilişkilerin su kalitesi üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Çalışmanın başlangıcı itibariyle göleti besleyen su kaynaklarından birine (kaynak1) kanalizasyon atıklarının karıştığı tespit edilmiştir. Kanalizasyonun su kaynağına karışımı 17 Mayıs 2007 tarihi itibariyle engellenmiştir. Bu tarihten önce , drenaj kaynakta çok düşük olan besin tuzu (özellikle fosfor ve amonyum) miktarlarının, göletlere olan yolculuğu esnasındaki karışım nedeniyle aşırı artış gösterdiği ve bu artışın göletlerin besin tuzu seviyelerini de etkilediği tespit edilmiştir. Özellikle Fosfor ve azotun yüksek seviyeleri fitoplankton üretiminin artışına sebep olmuştur. Bu dönemdeki yüksek klorofil-a konsantrasyonları, çevrimden sonra besin tuzlarındaki ani düşüşlere bağlı olarak önemli azalmalar göstermiştir. Yapılan istatistiki analizler, klorofil-a ve besin tuzlarından özellikle fosfor arasındaki pozitif ilişkiyi ortaya çıkarmıştır. Fitoplankton türleri çözünmüş haldeki fosforu kullanabildikleri için, klorofil-a ile çözünmüş reaktif fosfor arasında negatif korelasyonlar tespit edilmiştir. Çevrimden sonra ise, besin tuzu konsantrasyonlarının, azalmalara rağmen halen fitoplankton büyümesini yeteri kadar destekleyebilecek miktarlarda olduğu anlaşılmıştır. Bu dönemde azot fosfor oranı >10 olduğu halde syanobakter ve dinoflagellat türleri gelişmiş ve fitoplankton kompozisyonunda hakim duruma geçmiştir. Göletlerin, halen oluşumlarının başlangıcında olmaları nedeniyle, fitoplanktonlar üzerinde baskı kuracak zooplankton türlerinin henüz gelişmediği saptanmıştır. Zooplakton populasyonuna, fitoplanktonun tüketiminde büyük vücutlu Cladocera grubu türlerine göre daha az etkin olan Rotifera ve Copepoda grubuna ait türlerin hakim olduğu tespit edilmiştir. Önlem olarak gölete giren su kaynaklarının kapalı bir sistem içerisinde taşınmasını sağlamak suretiyle, besin tuzu yüklerinin drenaj kaynaktaki seviyelerine çekilmesi mümkündür. Ayrıca, gölete Daphnia sp. gibi fitoplankton üzerinde baskı kurabilecek türlerin gelişmesini, aşılamak suretiyle hızlandırmaktır. Ayrıca, göletlerde, kontrollü makrofit gelişmesini sağlayacak müdahaleler yapılması, hem makrofitlerin fitoplanktonlarla besin tuzu üzerinden rekabet etmesini hem de zooplanktona sığınak sağlaması açısından önemli görülmüştür. This study was carried out on two lake ponds located within the campus of Kırıkkale University. The effects of phsical, chemical and biological interactions on the water quality of lake ponds was investigated on both within lake ponds and inflow water of the lake ponds. From the start of the study, an effluent was detected contaminating one of the inflows (Inflow1) of the lake ponds. The contamination of effluent was stopped by diversion on 17 May 2007. It was found that, before the diversion, the nutrient levels (especially phosphorus and ammonia) that were at very low levels on the mouth of drainage water source, increased due to the interference of an effluent during its journey, and thus affect the nutrient level in the lake ponds. Accessive amounts of nutrients, particularly Phosforus and nitrogen resulted in accelerated growth of phytoplankton. Higher chlorophyll-a concentrations found during the pre-diversion period showed considerable decreases resulting from the sharp falls in the nutrient concentrations during post-diversion period. Statistical analysis proved positive relationships between chlorophyll-a and nutrients, especially phosphorus. Negative correlations between clorophyll-a and soluable reactive phosphorus detected inferred that phytoplankton were able to use that form of phosphorus directly. It was explored that following diversion, despite considerable decreases, the in-lake pond nutrient levels were still high enough to support phytoplankton growth. Cyanobacteria and dynophlagellate species developed and became dominant during this period despite the nitrogen-phosphorus ratio was >10. It was found out that the zooplankton species that would impose higher grazing pressure on phytoplankton did not develop yet owing probably to the lake ponds being at the very early stage of their development process. Zooplankton population composed of rotifer and copepod species dominatingly which are known to be less affective on phytoplankton consumption compared to those of large bodied cladocer species. Some measures were suggested be taken as that first, nutrient concentrations could be levelled down the to the amounts found in the drainage water by providing the enclosed pipe system to the drainage water to flow into and second, the development of some species such as Daphnia might be encouraged by direct introduction in order to pressurize the phytoplankton population in the University Lake ponds. Besides, some manipulations supporting the controlled growth of macrophytes in the lake ponds were considered significant both in allowing macrophytes to compete with the phytoplankton for nutrients and in providing shelter to the zooplankton.
Collections