18. yüzyılda Osmanlı donanmasında yelken ve yelken bezi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Osmanlı Devleti, üç kıtada toprakları olan ama Akdeniz, Karadeniz, Ege ve Marmara'da yani dört denizle iç içe olan bir devlettir. Burada yabancı ve düşman bir gücün varlığı Osmanlıların karalar üzerindeki hâkimiyetini riske atardı. Dolayısıyla daha kuruluş döneminde Orhan Bey'in hükümdarlığı yıllarında ilk Osmanlı donanması kurulmuştur. Bu donanma bölgenin en büyük donanmalarından birisiydi. Osmanlı donanması personel, Tersane, lojistik, gemi türleri, savaş taktikleri ve sefer merasimleri ile iç içe geçmiş büyük bir yapıya sahipti. Donanmanın temelini savaş gemileri oluşturuyordu. Bu gemiler ise zift, kereste, halat, lenger, kürekler, urganlar, lombarlar, forsalar, mürettebat, toplar, siperlikler, su ve yiyecek ambarları ve yelken gibi çeşitli unsurların bir araya getirilmesi ile oluşuyordu. Geminin `a'zam mühimmat`ı olarak tanımlanan yelken bezi ise rüzgâr enerjisini geminin hareket etmesi için bir araç haline getiriyordu. Yelken bezinin sağladığı hareket gücü sayesinde İlk Çağda ticaret için gemiler bir limandan bir limana bir denizden diğer denize sefer yaptılar. Orta Çağ boyunca eşya ve insanların mühim bir kısmı yelkenin hayatiyet kazandırdığı gemiler tarafından taşındı. Yeni Çağda ise coğrafi keşifler dönemi başladığında yelkenin sağladığı imkân sayesinde gemiler yeni ülkeler keşfetmek için kıtalar arasında dolaşır hale gelmişlerdi. Yelken ve onu işlevsel kılan yelken bezi, Sanayi İnkılabı'yla gelen pervaneli motordan önce gemilerin hareket etmelerinde kullanılan kürekle beraber iki temel itici güçten birisiydi. İddia edilebilir ki buhar ve diğer enerji kaynaklarının keşfedilmediği dönemlerde yelken, gemilerin en önemli hareket unsuruydu. Dolayısıyla yelkenin yapıldığı bez de dönemin en stratejik maddelerinden birisiydi.Gemileri hareket ettirerek onlara hayat veren yelken bezleri gabya, mayistra, alborta, mancana ve trinkete olmak üzere birçok türlere ayrılıyordu. Osmanlılar en fazla mayistra ve alborta yelkenini kullandılar. Yelken bezlerinin miktarı ise üretim koşulları, piyasa şartları ve askeri ihtiyaçlara göre değişkendi. İhtiyacın boyutu sabit kalmadığı için sabit bir rakam vermek mümkün değildir. Yelken bezleri en fazla Gelibolu, Boğazhisarları, Kıbrıs, Eğriboz, Benefşe ve Batı Anadolu'dan temin ediliyordu.Devlet, sadece üreticiden satın alma yoluyla değil aynı zamanda kendisinin açtığı Bezhane'de yelken bezi üreterek de bu ihtiyacını karşılıyordu. Bezcibaşıların ihale usulüyle işlettiği Bezhane'ye iplikler devletçe görevlendirilen kimseler tarafından getiriliyor, üretilen yelken bezi Mahzen-i Sürb olarak isimlendirilen yerde muhafaza edilip korunuyordu. Buradan da ihtiyaca göre diğer Tersanelerde inşa edilen gemilere takılmak üzere gönderiliyordu.18. yüzyılda Osmanlı donanmasının yelken bezinin karşılanması problemini ele alan bu tez beş bölümden oluşuyor. Birinci bölümde dönemin diğer donanmaları, ikinci bölümde yelken kavramı ve yelken bezinin ham maddesi olan pamuk, üçüncü bölümde 18. yüzyılda Osmanlı donanması ve bu donanmada kullanılan yelkenli gemiler, dördüncü bölümde yelken bezinin temin edilmesi ve bu bezlerin Tersane-i Amire'ye sevki, beşinci bölümde yelken bezinin fiyat ve masrafları ve teminde karşılaşılan sorunlar konusu işlenmiştir. Lands of the Ottoman Empire on three continents but the Mediterrean, Blacksea the aegean and The Sea of Marmara four is a state that is interwined with the sea. Here the presence of a hostile foreign power and dominion over the land risk used to throw. Therefore the more establishment period, in the reign of Orhan Bey the first fleet established in the period of the Ottoman navy personnel. Shipyard; logistic, ship types, combat tactics and ceremonies are interwined with time a great history structure. The basis of the navys warships posed vessels, tor, timber, rope, linger and sailing a combination of elements most cloth sail and captured him ona of the important elements. The sail and the cloth she wore was one of the most important elements. The sail was defined as the `maximum ammunition` of the ship, and it was the driving force of the sail ship that provided its work. The propeller motive, which came with industrial revolution, was one of the two basic driving forces of the ships, together with the shovel. The cloths that gave life to the sailings were divided into many types such as gabya, mayistra, alborta, mancana and trinkete. Most of the Ottomans use the mayistra and alborta sails. The amount of sail cloths varied according to production conditions, market conditions and military needs. It is not possible to give a fixed figure because the size you need is not constant. Sail cloths were mostly supplied from Gallipoli, Bogazhisarları, Cyprus, Eğriboz, Benefici and Western Anatolia regions.The state met not only through procurement from the producers but also by producing it personally in the bean he opened. Bezhane yarns which are operated by tender method of the chief of clothers are brought here personally The sail cloth produced was hiding in a place called the Mahzen-i Sürb. By necessity, they were being sent to ships built in other shipyards.This thesis, which deals with the problem of meeting the sail cloth of the Ottoman navy in the 18th century, consists of five parts. In the first chapter, the other navies, the concept of sailing in the second part and the raw material of the sail cloth, cotton in the third part, the Ottoman navy in the 18th century and the sailing vessels used in this navy, the sailor in the fourth section and the delivery of these cloths to the shipyard in the fifth section. Price and costs of the sail cloth and the problems encountered in the subject are covered.
Collections