Türkiye`de eğitim ve eğitim harcamaları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Hemen hemen her ülkede olduğu gibi» Türkiye'de de eğitim harcamaları, bütçe içinde Önemli `bir paya sahiptir. Buna rağmen, eğitim hare amaları, ülkemizde yetersiz kalmaktadır. Bunun neden leri, diğer az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle ortaktır: 1- Genç nüfusun payı oldukça yüksektir. 2- Eğitimde fırsat eşitsizliğinin yüksek olması, eğitim harcamalarını arttıran bir unsurdur» 3- İktisadi kalkınmada eğitimin Önemi de, eğitim harcamaları nın yüksek bir düzeyde belirlenmesini gerektirmektedir. Bu nedenle »az gelişmiş Ye gelişmekte olan ülkelerin eğitime ayırdıkları kaynakları, en verimli şekilde dağıtmaları gerekir. Bu ise ancak, eğitimin planlanmasıyla mümkün olabilir. E?İTİMİN İgBRİGl; finalinin ıı um inıı ? ııifıır ı. ıı ir r~n Eğitimin tek ve evrensel bir tanımı yoktur. Bu konudaki en sağlıklı tanım, eğitimin işlevlerine göre yapılan tanımlardır. Buna göre »eğitimin işlevleri, kül tür el, ekonomik ve fırsat eşitli ği ile sosyal mobilite aracı olmak üzere üç türlüdür. Eğitim, bir karma maldır. Çünkü eğitim hizmetinde kişiler birbirine rakipken, bu durum, diğer kişilerin tüketimini engelle mez. Fakat, sınavla öğrenci alan öğretim kurumlarında tüketimin engellenmemesi durumu ortadan kalkmaktadır. Ayrıca, eğitimin ö- zel kesim tarafından da üretilebilmesi ve kişisel faydasının yanında sosyal faydasının da. bulunması, eğitimin karma mal oldu-ğunu göstermektedir» Eğitimin sosyal faydalarının da bulunması, devle t in eğitimi üzerine almasını gerektirmektedir. Çünkü özel sektör, sosyal fay daları dikkate almaz. Bu ise eğitim hizmetinin daha düşük düzey de belirlenmesi demektir. Diğer önemli bir neden de »eğitimin her kes için bir hak olduğu ve bu hizmetin devlet tarafından karşı lanması yönünde gelişen talep ve görüşlerdir. SOSYOLOJİK ACTDAH E?İTİM? Sosyolojik açıdan eğitimde toplumun sosyal yapısı esas a- İmmaktadır. Sosyolojik açıdan eğitimin fonksiyonları ise şunlardır % 1-Eğitimde fırsat eşitliği prensibi: En genel tanımıyla her kese eşit oranda eğitim verilmesidir» i'akat, bunun gerçekleştiril mesi çok zor olup »bu konuda -herkesin yetenekleri ölçüsünde eğitim verilmesi gibi görüşler ortaya atılmıştır. Türkiye' de, eğitimdeki fırsat eşitliği durumu konusunda ise şunları söyleyebiliriz? a) Eğitimde kadm-erkek eşitsizliği: Eğitimde kadın-erkek eşitsizliği halen yüksek düzeylerdedir. Örneğin 1988 yılında ka dın nüfusun okur-yazarlık oranı % 65 iken bvı oran erkeklerde % 91 dir. b) Eğitimde köylü-kentli arasındaki eşitsizlikler: Eğitim de, köy kökenli öğrencilerin payı son zamanlarda büyük ölçüde düşmüştür. o) Eğitimde bölgeler arası eşitsizlikler; Doğu bölgeleri mizde eğitim düzeyi oldukça düşüktür. d) Eğitimde zengin -yoksul arasındaki eşitsizlikler s Yapılan ' -Tİ-ar aş tırmalar» ülkemizde eğitim hizme tinden yararlanan kesimler i- çinde en yüksek payın üst gelir gruplarına ait olduğunu göster mektedir. 2-Sosyal sınıf farklarının azaltılması ve eğitim; Eğitime ayrılan kaynaklar, alt gelir gruplarının lehine kullanılırsa» bu nun etkisi gelir dağılımını düzeltici yönde olur. 3-Sosyal mobilite ve eğitim? Kişiler eğitim saye sinde »daha üst bir mevkiye ve sınıfa atlayabilirler» 4-KÜltür nakli ve eğitim* Kültürün aktarılmasında eğitim önemli bir araçtır. İKTİSADİ AQ.IDAN SGİJFÎM°_ Son yıllarda^ iktisat biliminde eğitimin yeri ve önemi art mıştır» Bunun en önemli nedeni de «iktisadi kalkınmada eğitimin önemli bir rol oynadığı inancının yaygınlık kazanmasıdar. Ekonomik kavramın eğitime uygulanmasına» eğitim ekonomisi adı verilmektedir. Eğitim ekonomisinin çeşitli yönleri vardır. Bu çalışmada ise eğitim ekonomisinin `Beşeri Sermaye Teorisi`» `kaynak dağılımı` ve `iktisadi kalkınma` yönleri ile ele alına caktır. -.Be§eri`Sermaye_Teorigii_ Beşeri sermaye teorisi » f ayda-maliye-t analizinin eğitim har camalarına uygulanması üzerine kurulmuştur. Kavram ve tanım olarak `beşeri sermaye' »bireye mal olmuş hünerler ve kazanılmış diğer vasıfların değeridir. Günümüzde »eğitim harcamaları, insana yatırım olarak görül mektedir. Bu konuda çeşitli görüşler vardır`.1- artık öge yaklaşımı î Bu görüşe göre »iktisadi `büyüme oran ları incelendiğinde, emek ve sermayedeki büyüme oranlarıyla, iktisadi `büyüme oranları arasında bir farkın olduğu görülür. Bu fark eğitimin payıdır. 2- Sosyal ve kişisel yatırım olarak eğitim*. Kişiye yapılan eğitim harcamaları, kişinin kazancını arttırır. 3- Yaş kazanç profilleri*. Kişilerin Ömürboyu kazançlarının yıllar içindeki gelişimi belirlenir. Buradan yaş kazanç profille ri elde edilir. Yaş kazanç profilleri birbirlerini kesmezler (istisnai ola rak genç yaşlarda kesebilirler) Jbu ise eğitim düzeyi arttıkça Ömürboyu kazancın arttığını kanıtlayıcı bir özelliktir. Türk eğitim sistemine fayda-maliyet analizini uygulayan a- arştırmaları incelediğimiz vakit* yükseköğretimin »kişisel ve sos yal içsel getiri oranlarının oldukça düşük olduğunu görürüz. Ya ni bu alana yapılan yatırımların verimli olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. `lğiîis_x§~5§ys§^_BââiiiSil^. Eğitime ayrılan kaynakların sınırlı olması nedeniyleden yüksek faydayı elde etmek »eğitim harcamalarında verimliliğin sağ lanmasının Ön şartı olmaktadır. Bunun sağlanması için ise, eğitim harcamalarının iyi bir şekilde tahmin edilmesi ve kaynakların, optimal dağılımı sağlayacak şekilde pay edilmesi gerekmektedir. Bu konuda sağlıklı bir yöntem de fayda-maliyet analizidir. Bu yöntemde » dolaysız faydalar oldukça sağlıklı bir şekilde el de edilmektedir. -Till-Bilm ve teknolojinin iktisadi kalkınmadaki rolü »insanların yetenekleriyle sınırlı kalmaktadır. Çünkü teknolojiyi kullana- ? oak olan insandır ve bu teknik konusunda eğitim görmemiş kişi, bu teknolojiyi kullanamaz. Eğitim kişilerin yeteneklerini geliştirerek» ekonomideki ti re tkenliği arttırır. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin, kalifiye eleman yetiştirmeye yönelik olan mesleki ve teknik eğitime ağırlık ver meleri »iktisadi kalkınmaya önemli katkılarda bulunacaktır. Ayrıca, bu ülkelerde, beyin göçü yaygındır. Dunun önlenmesi, bu ülkelere büyük yararlar ve tasarruflar sağlayacaktır. (TÜRKİYE'DE E?İTİM HARCAMALARI: Osmanlı eğitim sisteminin yetersizlikleri. Cumhuriyet dö nemine olumsuz; yönde yansımış ve okur-yazar sayısının çok düşük olmasının sonucu» ilköğretime ve okuma kurslarına, ağırlık veril miştir. 1929-1985 yılları arasında cari fiyatlarla eğitim harcama ları »genelde artış eğilimindedir. Bir önceki yıla göre en bü yük artış, 1975 yılında olmuştıır. Ayrıca, 1975 yılı eğitim harca malarının CrSMH ve konsolide bütçe içindeki payının en yüksek ol duğu yıldır. Eğitim harcamaları ile G-SMH arasındaki regresyon denklemi 1929-1965 yılları arasında şöyledir î Y = - 151,975 + 0,042237.X, r m 0,913921 1966-1985 yılları arasında ise` Y « 150,12588 + 0,04094. X » r = 0,997441 ;.../ rrlXr `şeklindedir. Son yıllarda eğitim harcamalarının GSMH ve konsolide `büt çe içindeki payının as alması düşündürücüdür. Son yıllardaki olumlu bir gelişme ise »mesleki ve teknik e- ğitime ağırlık verilmesidir ° Türkiye'yi, eğitim harcamalarının GSMH ve bütçe içindeki paylarına göre karşılaştırdığımızda, gelişmekte olan ülkeler i- çinde ortada bir yerde olduğunu görürüz. Sonuç olarak, eğitim harcamalarıniEdarttırılmasını ve mesleki ve teknik öğretime ayrılan kaynakların daha da fazlalaştırılma sı gerektiğini söyleyebiliria.
Collections