Sosyal düşünce tarihimizde Erol Güngör
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
126 ÖZET Çalışmamız tarih İle sosyolojinin birleşiminden olu şan bir dokuya sahip. Bu tür çalışmaların sosyoloji için son derece büyük bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Bugün toplumun tarih içinde oynadığı rol ve bu role bağlı olarak tarih içinde edindiği statü, o toplumların de ğerlendirilmesinde en geçerli ve sağlam ölçütse, ülkemizin doğru bir değerlendirmesini yapabilmek için şimdiyi geçmişe bağlayan köprüleri bilmemiz gerekmektedir. Bu anlayış günün kazançlarını korumak, dünü ise dipnotlara itmemek kaydıyla oluşabilir. Her tarih anlayışı bir sosyoloji sistemidir. Tarihin sosyoloji için, sosyolojinin de tarih için, bu kadar önemli olması, çalışmamızın hareket noktası oldu. Çalışma konusu olarak da, Türk Tarihine ilgi duyan bu tarihin her dönemine derin bir sevgi ve saygı ile bağlı olan bir mütefekkiri, Erol Güngör'ü ve Güngör'ün tarih ile ilgili görüşlerini inceleme konusu yapmayı uygun bulduk. Bu çalış mayı Güngör'ün eserlerinin belgesel taranmasıyla gerçekleş tirdik. Doğrudan doğruya çalışmanın konusu olmamakla beraber Erol Güngör ve Max Weber konusunda özellikle de tarih anla yışları açısından ilişkiler kurduk ve Güngör'ün Türkiye'de sosyal bilimler içindeki yerini, Weber'in Almanya'da sosyal bilimler içindeki yerine benzettik. Weber de Güngör de toplumsal alanın temel belirleyi cisi olarak fikirleri görüyorlardı. Weber ve Güngör sosyal bilimleri tarihsel biçimler olarak değerlendiriyorlar. Her ikisi de tarihi, bütünlüğü içinde görebilmiş ve ona sosyolojik yöntemin temellerini127 oluşturmada önemli bir yer vermişlerdir. Tarih objektif olayların ortaya çıkarılması şeklinde ele alındığında bizim pek işimize yaramaz, esasen objektif olgular pek az istisnasıyla her zaman meydandadır. Tarihten asıl kastedilen şey bu olguların bir mana ifade edecek şe kilde yorumlanmasıdır. Weber de Rickert'in tarihin kendine göreliliğini te- mellendirmek ister. Tabiat ilimlerinde tekrarı olan şeyler bizi ilgilen dirir, oysa kültür alanında nitel gerçeklerle karşı karşıya- yız ve bunlar bizi özel yönleriyle de ilgilendirirler. Weber ve Güngör'e göre her tarihçi olayların belli bir yönüyle il gilenir, karmaşık realitedeki bir olayı kendi değerlerine göre seçer. Demek ki bütün dünya için geçerli olan bir de ğerler sistemine dayalı bir tarih söz konusu olamaz. Yani mazinin bütününü toplumun tamamını kucaklayan objektif bir tarih ilmi yoktur. Önem, bizim olaylara verdiğimiz anlama bağlı olunca, tarihte, her seferinde bizim kendimizi yerleştirdiğimiz yere bağlı oluyor. Weber ve Güngör geleceği keşfe çalışan ve toplumların gelişme çizgilerini önceden çizen bütün tarihi inşaları bi rer `Ütopya` olarak görüyorlar. Yeni değerler yaratmak veya eski değerleri yeniden aktüel hale getirmek imkanı sonsuzdur ve bunlar bizim onları tasdik etme irademiz ve onları yaşama imanımız ölçüsünde ya şama imkanına sahiptirler. Kültür insan topluluğunun kendi tarihi gelişimi konu sunda sahip olduğu şuur demektir. Öyleyse Türk milli kültü rünün esası Türk Tarihidir.128 Kültürler ve toplumlar yaşıyorlar ve yenileniyorlar. Bu yüzden milli kültürü sadece bir geleneksel değerler yığı nı halinde olmamız ya da böyle görmemiz doğru değildir. Türk milli kültürü, karşılaşılan her yeni sosyal problemin, mevcud değerler sistemi ile belli bir uzlaşma noktasına varması böylece yeni değerlerin doğması şeklinde gelişme gösterecektir. Kültür bir tarih eseri olduğuna göre onda kopukluk söz konusu olamaz. Güngör, Ziya Gökalp'le başlayan milliyetçilik akımı nın ideolojik içeriğine bilimsel bir muhteva kazandırmak is temiş ve bunda başarılı da olmuştur. Güngör belli bir çizgi nin devamıdır, ama o ait olduğu düşünce akımının zirvesine erişebilmiş hatta sentezci zekası ile düşünce tarihimizdeki bir boşluğu kapatabilmiştir. Çalışmamız Tarihimizin bütünlüğü üstüne kurulduğu için uzak ve yakın geçmişimize seçmeci ve sosyolojik bir an latımla bakmamızı gerektirmiştir. Özellikle Tarihimizin dönemlerine -İslamiyet Öncesi, İslamiyet ve Türkler, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti- Gün gör'ün bakış açısı irdelenmiş ve bir karşılaştırma imkanı verebilmek için İslam ülkeleri ile ilgili görüşleri de ça lışmanın bir bölümü olarak çalışmaya dahil edilmiştir. Özel likle de milliyetçilik anlayışını her türlü slogandan kurta rarak bu anlayışa bilimsel bir içerik kazandıran Erol Gün gör'ün milliyetçilik anlayışı üzerinde durulmuştur. Güngör' ün milliyetçilik anlayışı Avrupa'nın milletler anlayışından çok farklıdır. Özellikle bugün bu farklı anlayışı dile getiren geri- ci-gelenekçi ve ilerici-yenilikçi ikileminden farklı bir mu- haf azakar-yenilikçi aydın tipinin doğduğu söylenebilir. Güngör'de bu yeni tipin -muhafazakar yenilikçi- fikir zeminini oluşturabilecek bir düşünürümüzdür.129 Güngör tarihimize bütünlüğü içinde yaklaşmış görüşle rinin iç tutarlılığı ve bakış açısının orjinalliği ona `Sos yal Düşünce Tarihimizde` bugünkü yerini kazandırmıştır. Türkiye hızlı bir sanayileşme dönemine girosiştir. Bu dönemde ise sosyal bilimler ve özellikle Türk Tarihi ve kül türü ihmal edilmiştir. Bu ise zengin kültür miraslarımızdan bilgi ve deneyimlerimizden bir ayrılma -sosyal şizofreni- diyebileceğimiz bir durumun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bugün zengin kültür mirasımızdan gerekli sonuçları çı karabilmek bunlardan yararlanmak ve çağın gerisine düşmemek istiyorsak, bu yeni aydın tipinin muhaf azakar-yenilikçi des teklenmesi gerekmektedir.
Collections