Wasen der Erkenntnis und Einbildungskraft in Thomas Manns `Tonio Kröger`
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
-48- KURZE ZÜSAMMEHFASSUNG AUF TÜRKİSCH 20.yüzyılın başlarında Alman Edebiyatında psikolojik romanlar önem kazanmaya başladı. Sigmund Freud'un psikoanalizi ile birlikte insanların değişik psikolojik durumlarını ele alan ve inceleyen psikoanalitik romanlar yazılmaya başlandı. Bütün bu eserler arasında ancak bir kaç tanesi Alman Edebiyatına katkıda bulundu. Bu şaheserler arasına Çağdaş Alman Edebiyatının en büyük ustalarından biri olan Thomas Mann'ın eserleri de girer. `Tonio Kroger` adlı öyküsünde, bir çok eserlerinde de olduğu gibi, sanat ve gerçek, sanatçı ve burjuva gibi, kendi dünyasından çıkamayan sanatçının trajedisini ve burjuvanın dertsiz ve zevkperest. dünyası arasındaki çelişkiyi anlatıyor. Bu yüksek lisans çalışmasında ele alınan esas konu bir karşılaştırmadır. Bu karşılaştırmada Immanuel Kant 'ın felsefesindeki sistem, Thomas Mann 'in `Tonio Kroger` adlı eserinde ne derecede uygulanabilir konusu araştırılıyor. Felsefeci Kant 'm `Kritik der reinen Vernunft` adlı eserindeki duygu, hayal gücü ve akılın insan yargısındaki fonksiyonu ele alarak, Thomas faann 'ın `Tonio Kroger` adlı öyküsünde bu üç kavramın ne şekilde işlendiği araştırılmıştır. Kant 'a göre yargı sistematik bir şekilde oluşur. Kesin bir yargıya varmak ancak bir takım basamakları aşarak mümkün olur. Bu yargı objektiv, yani genelde kabul edilen bir yargı olmalı.-49- Bir nesne hakkında yargıya varabilmemiz için, o nesnenin bizi öncelikle etkilemesi, yani duygularımızı harekete geçirmesi gerekir. Duyu organlarımıza hitap ettiği takdirde, o nesne hakkında yargı aşamasına girebiliriz. Sübjektif olan duygularımızı ve tecrübelerimizi genel, yani herkez tarafından aynı şekilde kabul edilecek duruma sokmak aklımızın görevidir. Kanta göre aklımız oniki kategoriden oluşur, bu oniki kategorinin görevi duygularımızı kontrol etmek ve düzene sokmaktır. Duyu organların bize verdikleri bir takım imkanları tek bir imkan haline getirmek, yani bir neşen hakkında bir tek yargıya varmamızı sağlamak, aklımızın görevidir. Ancak bu sistem takip edilirse, Kant 'a göre yargıya varmak mümkün olabilir. Hayal gücüne gelince, Kant ' in belirlediği sistemde, hayal gücünün fonksiyonu ise duygu ve akıl arasındaki dengeyi kurmaktır. Dugunun ağır bastığı durumda bir nesne hakkında objektif bir yargıya varmak mümkün olmayacaktır. Hayal gücü bu iki faktörü dengede tutmakla yükümlüdür, ikisini birleştirir ve böylece bir nesne hakkında kesin bir yargıya varmamızı sağlar. Kant'ın bu sistemini Tonio Kroger ile karşılaştıracak olursak, `Tonio Kroger `de bu sistemin işlemediğini görürüz. Burjuvalara olan duygusal yaklaşım ve aşırı özlem, onu kesin bir yargıya varmasını engeller. Hayal gücü burada bağlayıcı bir faktör değil, aksine engelleyici bir faktör teşkil eder.
Collections