Genç madde bağımlılarında kaygı düzeyi ve belirleyici etkenler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çalışmamız, genç ilaç ve madde bağımlılarında kaygı düzeyini ve kaygıyı belirleyici etkenleri saptamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Başlarken, bağımlıların kaygı düzeyinin yüksek olduğu, bu durumun zekâ, psikososyal ve ekonomik etkenler tarafından önemli ölçüde belirlenmiş olacağı varsayılmıştır. Deney ve kontrol grubu olarak 50* şer kişiden oluşan iki grup incelenmiştir. Deney grubu: - 13-30 yaş arasında, - en az ilkokul mezunu, - tedaviye ilk kez, kendi istekleriyle başvurmuş, - madde bağımlılığı dışında psikiyatrik tanı almamış, - araştırmamız için gönüllü olan, 50 erkek bağımlıdan oluşmaktadır. Kontrol grubu ise: - 18-30 yaş arasında, - en az ilkokul mezunu, - madde bağımlısı olmayan, - yaşamı boyunca hiç psikiyatrik tanı almamış ve tedavi görmemiş, - gönüllü erkeklerden seçilen, 50 kişi ile oluşturulmuştur.- 77 - Deney grubu üyeleri SSYB Bakırköy Ruh ve Sinir Hasta lıkları Hastanesi, Alkol ve Madde Bağımlıları Tedavi Merkezi (AMATEM)den ölçüt uygunluğu gösteren madde bağımlıları ara sından, kontrol grubu üyeleri ise ölçüt uygunluğu gösteren normal gönüllüler arasından seçilmiştir. Her iki grubun incelenmesinde üç araçtan yararlanıl mıştır. Bunlar, Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri, Cattell Zekâ Testi ve psikososyal ve ekonomik özellikleri belirlemek amacıyla tarafımızdan hazırlanan bir Görüşme Cetvelidir. Görüşmeler, hem deney, hem kontrol grubu üyeleriyle belirlenen yöntem gereği bireysel olarak yapılmıştır. Verilerden istatistiksel işlemlerle elde edilen bulgu lar varsayımımızın doğrulandığını göstermiştir^ Sonuçta;. Normallere göre bağımlıların kaygı düzeyi yüksek bulunmuş tur. ?. Bağımlılarda, yüksek kaygı, kullanılan maddelerin entellektüel etkenler üzerindeki olumsuz etkisi ve bağımlılık nede niyle zekanın işlev alanının daralmasına bağlı olarak zeka düzeyi normallerden daha düşük bulunmuştur.. Bulgular, incelenen populasyonda uyuşturucu kullanımının zeka ve eğitim düzeyi düşük ve orta sosyoekonomik düzeydeki esnaf, zanaatkar ve işçiler arasında yaygın olduğunu gös termektedir.. Bağımlıların hemen hepsi madde kullanımına yirmi yaşın al tında ve çoğu esrarla başlamaktadırlar.. Bağımlıların, içinde yetiştikleri ailenin parçalanma oranı Türkiye ortalamasının üç katı, kendilerinin boşanma oranı ise normal popülasyonun sekiz katıdır.- 78 - Bağımlı grupta anne-baba geçimsizliği, anne ve/veya baba nın çocuğa karşı kötü davranması normallere oranla üç kat fazla bulunmuştur. İlk çocukluklarını kentte, annenin ve dışında çalıştığı çe kirdek ailelerde geçirmiş olanların bağımlılık riskinin yüksek olduğu görülmüştür. Arkadaş çevresinin ortam, fırsat ve özenti yarattığı, ki şilik yatkınlığı taşıyan gençlerin aile içi problemlerden, kaygı ve sıkıntılardan kaçmak, merak ve özenti gibi etken lerle uyuşturucu kullanımına yöneldikleri belirlenmiştir. Bulgularımızdan uyuşturucu bağımlılığının ekonomik bakım dan birey ve toplum için ağır bir yük olduğu anlaşılmakta dır. Yine bağımlı grupta adli sorunla karşılaşma, kontrol gru buna göre anlamlı şekilde fazladır. Bu grupta, işlenen suç ların %62'si bağımlılıkla ilgili, bağımlılığın neden oldu ğu yüzkızartıcı suçlardır. Bağımlılar genel duygu durumları, intihar eğilimi ve giri şimi bakımından kontrol grubundan önemli farklar göstermek tedirler. İntihar girişimi kontrol grubundan yedi kat faz ladır. Deney grubunun %80*i, kontrol grubunun %88'inin ailele rinde madde bağımlısı yoktur. Bu bulgu, taklit edilen, ben zeme arzusu duyulan, rol modeli seçilen kişilerin aile dı şından olduğunu göstermektedir. Tedavi ortamının hasta üzerindeki etkisinin gelecek umudu nu büyük ölçüde belirlediği gözlenmiştir. - 79 - SUMMARY Our research aims at establishing the level of and the factors determining anxiety in young drug dependents. At the start of our research, we set the hypothesis that the level of anxiety in dependents is high and that this level is determined moinly by intellectual, psycho social and economic factors. Our experiment and control groups consisted of 50 persons each. The experiment group consisted of 50 male dependents; - between the ages of 18-30, - with at least primary education, - who applied for therapy for the first time and voluntarily, - who were diagnosed psychiatrically only for dependency, - Who joined our study voluntarily. _ The control group consisted of 50 men, - Between the ages of 18-30. - With at least primary school education - With no drug dependency, neither diagnosed nor cured psychiatrically - Who joined our study voluntarily- 80 - The members of the experiment group were chosen from the dependents following the therapy. At the Alcohol and Drug Dependence Therapy Center (AMATEM), Bakırköy Pschi- atric Hospital of the Ministry of Health and Social Welfore which were suitable for our criteria, and the members of the control group from normal volunteers which were also suitable for our criteria. Three tools were used for studying both groups. These were State-Trait Anxiety Envantary, Cattell Intellectual Test and the Interview Form which we prepared in order to establish psycho-social and economic characteristics. Interviews were made face to face with members of both experimantal and control groups. As can be seen below, the findings obtained from the data by statistical procedurses validated our hypothesis:. These findings show that: The level of anxiety in dependents is higher and intellectual and educati onal levels are lower than those of normal persons.. The use of drug is widespread among crafstmen, workers and artisans of low intellectual and edu cational level and coming from middle socio-econo mic level.. Almost all dependents have begun to use drug below the age of 20 and many of them with cannabis.. As for the family of origin of the dependents, the rate of dislocated families is three times higher than Turkey's average and their own divorce rate is eight times higher.. The lack of harmony of the parents, maltreatment of the child by the mother and/or father were found to be three times higher than normal persons.- 81 - The risk of dependency seems to be higher for those whose early childhood years were spent in big cities and in nuclear families in which the mother works outside the home. It seems that the pairs' milieu way create oppur- tunities and affectation predisposing the youngsters having a tendency for dependancy to try drug in order to run away from family problems. It seems clear that drug dependency creates a heavy economic burden for both individuals and society. In the dependent group the rate of delinquancy is meaning fuly higher than this of the control group. In this group, 62 percent of delits related to or arising from dependency. Dependents exhibit important differences from the control group in general from the point of view of emotionality and suicidal tendency. The rate of suicide attempt is three times higher than that of control group. 80 percent of the experiment group and 88 percent of the control group have no other drug dependent members in their families. This finding shows that the persons which are imitated, wished to be looked like, taken as role model, are chosen outside the family. It is observed that the impact of the therapeutic milieu, on the patient is highly influential in determining the outlook at future life.
Collections