Akut lenfoblastik lösemili çocukların annelerinde anksiyete düzeyi, kemoterapi ve hemşirelik etkileşiminin ilişkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu çalışma; akut lenfoblastik lösemi tanısı (ALL) ile ço cuk hematoloji servislerine kabul edilen ve kemoterapi uygulama sına karar verilen çocuk annelerinin anksiyete düzeylerini sap tama, kematerapi yan etkilerine yönelik bilgi ve tutumlarını ta nıma, tedavi öncesi verilen, tedavi komplikasyonları ve alınacak önlemlere ilişkin kapsamlı hemşirelik eğitimi ile oluşabilecek kaygılarının ne düzeyde giderilebileceğini araştırmak, tedavi rehberliğinde hemşirenin rolünü vurgulayarak annenin dolayısıy la çocuğun ve ailenin sağlık ekibi içine katılımını sağlayıcı etkinliğini göstermek amacıyla planlanmıştır. İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Sağlık, A raştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları A nabilim Dalı Hematoloji Servisi ve Bizim Lösemili Çocuklar Vak fı Servisi ile İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sağlık, Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hasta lıkları Anabilim Dalı Hematoloji Servislerine çocuklarıyla bir likte kabul edilen 25 kontrol, 25 deney olmak üzere toplam 50 anne araştırma grubunu oluşturmuştur. Çocuk sayısı, eğitim, sosyo-ekonamik durum gözönüne alın maksızın, sadece değerlendirmeyi direkt olarak etkileyebileceği düşünülen hastane deneyimi etmenini uzaklaştırmak için yeni ta nı konan ve daha önce aynı tanı ile hastane deneyimi olmayan ve homojenliği sağlamak amacıyla ALL'li çocuk anneleri seçilmiştir. Araştırma verileri görüşme cetveli ve Spielberger ile ar kadaşlarının Durumluk ve Sürekli Anksiyete ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Görüşme cetvelinin ilk bölümü anneleri tanıtıcı sorular dan, ikinci bölümü kemoterapi yan etkileri ve alınacak önlemle lere ilişkin bilgi ve tutumlarını ölçen sorulardan oluşmuştur. Her iki grupta da ilk görüşmelerden 5 hafta sonra anne lerle ikinci görüşme yapılmış, durumluk anksiyete ölçeği ile kemoterapiye yönelik bilgi düzeyi ölçen sorulan tekrar yöneltil miştir.- 67 - Deney grubu annelere 5 haftalık süre boyunca kematerapi amacı, gerekliliği, yan etkileri ve alınacak önlemlere ilişkin eğitim verilmesine karşın, kontrol grubundaki annelere ve çocuk lara rutin hasta bakımı verilmiştir. Deneklerin görüşme yapılan klinik, yaş, yaşadıkları yer, eğitim durumu, meslek, aile tipi, aylık gelir, aylık gelirin ye terlilik durumu gibi tanıtıcı özelliklerinin yanı sıra; hasta ne, hastalık, tedaviye ilişkin bilgileri, süreklik ve durumluk anksiyete düzeyleri, kematerapi ve yan etkilerine yönelik bilgi düzeyleri, eğitimin anksiyete ve bilgi düzeyi üzerine etkisi a raştırılmıştır. Verilen istatistiksel değerlendirmeleri; yüzdelik, ki-ka- re ve t testi kullanılarak yapılmıştır. Araştırma kapsamına alınan deneklerin tanıtıcı özellikle rine göre homojen oldukları saptanmıştır. Deneklerin büyük bir çoğunluğu hastanede çocuğuyla kalma nedeni olarak, çocuğun tedavi ve bakımında rol alma amacını ve % İDD'ü tedavi komplikasyonlarını önleme ile gidermede rol al mak istediklerini belirtmişlerdir. Bu durumda bize annelerin sağlık ekibi içinde yer almaya istekli olduklarını göstermiştir. Annelerin tedaviye yönelik bilgilendirilme durumlarına bakıldığında % 7D 'ine bu konuda herhangi bir açıklama yapılma dığı saptanmıştır. Ayrıca her iki grubun da..çoğunluğunun. sağlık ekibi üyelerinin yanı sıra kendileri için hazırlanmış el kitap çıklarından bilgi almak istedikleri belirlenmiştir. Denekler anksiyete yönünden incelendiğinde kendilerine kemoterapiye yönelik bilgi verilen deney grubu ile konu ile il gili rutin hasta bakımı verilen kontrol grubu arasında anksiye te puan ortalaması farkı deney grubu lehine istatistiksel ola rak çok ileri derecede anlamlı bulunmuştur (t= 7.73 ; D.ODQQl^ p< D.DGD1). Bilgi puanları yönünden incelendiğinde ise hemşirelik eğitiminin bilgi puan düzeyini olumlu yönde etkilediği görül-- SB - muştur. Eğitim verilen deney grubunda I. ve II. görüşmeler ara sındaki farkın ileri derecede anlamlı olduğu saptanmıştır (t= 2S.7D ; D.DDGDl-^p <^0.GGD1). Hastane etmeninin etkili olup olmadığı araştırıldığında, kontrol grubunda hastane ortamının anksiyete düzeyini arttırır ken, bilgi düzeyini çok fazla etkilemediği, deney grubunda ise eğitimin bilgi düzeyini yükseltirken, anksiyeteyi düşürdüğü be lirlenmiştir. Sonuçta planlanmış eğitimin iki yönlü etkisi gö rülmüştür. Araştırmamızda ölümcül hastalık tanısı yanında kemotera- pi uygulamalarının getirdiği olumsuz etkilerinde annenin dola yısıyla ailenin ruh sağlığını etkilediği, açıklayıcı hemşirelik yaklaşımı ve annenin sağlık ekibi kapsamına alınması ile çocu ğun tedavi ve bakımının olumlu yönde etkileneceği, hemde anne lerin streslerinin azalabileceği belirlenmiştir. Bulgularımızın sonuçlarından da anlaşılacağı gibi çocu ğun tedavi ve bakımına katkıda bulunacak olan annenin dolayısıy la ailenin tedavi hakkında bilinçlendirilmesinin önemli olduğu ve çaba sarf edilmesinin gereği, bu alanda çalışan hemşireye bü yük sorumluluklar düştüğü görülmektedir. - 69 - SUMMARY This research was planned by the aim of 1) determining the level Df anxiety of the mothers whose children were hospitalized in hemathology clinics with the recognition of acute lymphoblas tic leukemia (ALL) and decided to be managed by chemotheraphy; 2) recognising these mothers' knowledge about and attitude towards the side-effects of chemotheraphy; 3) searching to what extent the anxieties, caused by a comprehensive nursing education (in-r ' volving in the complications of the therapy and steps; to be ta ken), may be removed; 4) providing, the participation of the mot hers, children and families in health care personnel by implying the role of the nurse together with therapy. 50 mothers (25 control group, 25 experimental group) cons tituted the research group, whose children were hospitalised in Istanbul University, Istanbul Faculty of Medicine, Health Rese arch and Practice Hospital, clinic of `Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı` and istanbul University, Cerrahpaşa Faculty of Medicine, Health Research and Practice Hospital, Department of Pediatrics, Hemathology clinic. Without regard to the number of the children, their edu cation, socio-economic condition, the mothers of the children with ALL were chosen with the purpose of providing homogeneity, of removing the factor of previous hospital experience thought to be able to affect the research directly. II The data were acquired using a questionnaire and State- Trait Anxiety Inventory` Spielberger et alii. The first part of the questionnaire included the questions about the mothers, and the second part, the side effects of che motheraphy and their knowledge about and attitude towards the steps to be taken. In both groups the second interview was con ducted five weeks after the initial doe, and questions about the knowledge of chemotherapy were directed again, using `State-Trait Anxioty Inventory `- 70 - Although experimental group was given knowledge of the aim of chemotheraphy^, its necessity, side-effects and preventive mea sures during a periad of 5 weeks, control group and their child ren were given routine patient care. Besides datas concerning the clinic in which the interview was conducted, age, inhabitancy, level of education, occupation, the type of family, monthly income, and whether this income is sufficient or not, their knowledge of hospital, disease and the rapy,.their state-trait anxiety levels, their bachground about chemotherapy and its side-effects, the effect of education on anxiety and the level of knowledge were examined. 2 The statistical evalution of the data was tested by X test and t test. The subjects were found homogeneous an terms of their deseriptive features. The majority of the subjects stated that they wanted to stay in hospital to gether with their children because they desir ed to play role in the treatment process, and 1G0 % of the sub jects stated that they wanted to take part in preventing and re moving complications. This showed that the mothers were willing to move Into'' the health personnel. Considering their level of education about therapy, it was seen that 7D % of them were not informed enough. However, the majority of both groups wanted to get infor mation from man -als, specially prepared for them. Uhen the subjects were examined from the poind: of anxiety, the average point of anxiety between the experimentory cognizant of chemotherapy and control group given routine care about the mother was found extremely meaning ful in favor of the experi mentory (t= 7.73 ; O.GOOOK^p <0.0G01). When taken into consideration from the poind: of the le vel of knowledge, it was observed that this, positivaly, influen ced the level of knowledge of nursing education. In the experi-- 71 - mentory educated, the difference between the first and the se cond interviews was determined to tie exceedingly meaningful. (t= 26. 7D ; O.DDODl^ p<D.DDDl) In considering whether hospital factor was influential or not, it was reported that hospital medium did not affect the level of knowledge while increasing the anxiety level of cont rol group and that education decreased the anxiety level of the experimentory while increasing the level of knowledge. As a corollary, this shows the two aspects of the planned education. In our study, we concluded that the recognition of a fa tal disease associated with negative effects resulted fcom che motherapy impinged on the emotional integrity of the mother and, of course, the family, that an explanatory nursing approach and mother 's taking part in the health personnel encouraged the child's therapy and care, and that these diminished maternal stress. As far as it is understood by our results, it seemed that it was important for mother and family to contribute to therapy, that mother and family should be educated and that nurses work ing in this field have had responsibilities.
Collections