Onikomikoz olgularında sosyoekonomik ve kültürel konumun etkinliği ve iyileştirmede hemşirenin görevleri (Klinik ve epidemiyolojik çalışma)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
- 66 - ÖZET Bir toplumda ''en sık görülen 10 hastalık` öncelikle çö zümü gerektiren sağlık sorunları olarak değerlendirilir. Man tar hastalıklarının da bu grubun içinde yer alması konunun önemli ve ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurgular. Bu da önleyici hekimlik hizmetleri içinde çözüm bulunması ge reken bir sağlık sorunudur. Çalışma, bütün sağlık konularında olduğu gibi bu ko nuda da hastalıktan korunma ve hastalığın tedavisinde ekip içinde hekimin yanısıra hemşirenin de görevini ve olumlu kat kılarını vurgulamak amacı ile planlanmıştır. Çalışma grubunu İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji An.abilim Dalında Nisan 1988-Ekim 1988 tarihleri arasında^el ve ayak tırnaklarıyla ilgili yakınmalar nedeniyle polikliniğine başvuran ve klinik olarak onikomikoz tanısı konmuş 50 olgu oluşturmuştur. Olguların % 72 (n:36) si kadın, % 28 (n:14)'i erkektir. Klinik dermatolo jik muayeneden geçen olguların tırnak lezyonlarından alınan örnekler direkt mikroskobi ve kültür yöntemleriyle incelenmiştir. Ayrıca hastaların sosyoekonomik kültürel düzeylerini, kişisel hijyen ve hastalıkları konusunda bilgiç tutum ve davranışlarını saptayabilmek amacı ile karşı lıklı görüşme yöntemi ile çok sorulu soru kâğıtları uygulan-- 67 - mıştır. Olgulara `hastalıktan korunma, tedavi ve kişisel hij yen` konularında sağlık eğitimi yapılmıştır. 50 olgunun % 86'sında kültürde mantar üretilmiştir. Bu üreme %72.1 oranla kadına, % 27.9 oranla erkeğe aittir. Direkt mikroskobik inceleme ile % 80 olguda mantar elemanları gösterilmiştir. Hem kültür ve hem de direkt mikroskobik mua yenede pozitiflik oranı % 66'dır. Maya ve maya benzeri mantarlar % 81.4,- dermatof it ler % 18.6 oranında izole edilmişlerdir. Kadın olguların (n:36), % 86.1'inde, erkek olguların (n:14), % 85.7'sinde kültür pozitif bulunmuştur. Kültür pozi tif kadın olguların % 51.6Tsında ellerden, % 67.7'sinde ise ayaklardan maya ve dermatofit cinsi mantar üretilmiştir. Kül tür pozitif erkek olguların % 33.3'ünün ellerinde, % 100'ünün ise ayaklarında;!, m aya ve dermatofit cinsinden mantar üretilmiş tir. 36 kadın olguda klinik olarak mantar enfeksiyonu bul guları olmasına karşın, ellerde % 8.3, ayaklarda % 5.5 oranda kültürde üreme olmamıştır. Klinik olarak mantar enfeksiyonu bulguları olan 14 er kek olguda ise ellerde % 14.3, ayaklarda % 7.1 oranda kültür de üreme olmamıştır. Olguların % 50'si ilkokul ve altı, % 36'sı orta ve % 14*ü yüksek öğrenimlidir. İlkokul ve altı eğitim görenler de el tırnak ve el ayak (her ikisinde) tırnak mantar hastalı ğı diğer öğrenim düzeylerine göre daha yüksek oranlardadır. % 76 olgu apartmanda, % 24 gecekonduda oturmaktadır. Oturulan konut durumu ile mantar hastalığı arasında İsta ti s-- 68 tik olarak anlamlıdır. Haftada en az bir kez ayak havlusu de ğiştirenlerde ayak tırnaklarında mantar hastalığı % 56.3 oranda 15 gün-ayda bir havlu değiştirenlerde % 38.9 oranda bulunmşutur. Ayaklarını yıkama sıklığı, ayak yıkamasından sonra pudra kullanımı ile mantar hastalığı arasında anlamlı bir ilişki saptanamamıştır. Banyo sonrası ayaklarını pudralayan- ların sayıca azlığı, terlemeyi önlemek için pudralamanın ko ruyucu olarak düşünülmemesi ^ özellikle abdest alma nedeniyle sık yıkanan ayakların gereği gibi kurulanmaması ayaklardaki onikomikozlar için zemin hazırlayan faktörler olarak değer lendirilmiştir. Kültür pozitif olan kadınlarda % 51.6 oran ile ellerde maya ve dermatofit cinsinden mantar ürerken er keklerde bu oranın % 33.3 olması, kadınların erkeklere oranla su ile temasının fazlalığına ve manikür işlevine bağlanmış tır. Çarpıcı bir değişiklik yapmadığı başlangıç döneminde onikomikoz, hastaların % 50'si tarafından önceleri önemsen memiştir. Özellikle ilerlemiş onikomikozların tedaviye yavaş cevap vermesi % 23.1 oranda hastayı bıktırmış, % 30.8fi ise tedavinin uzun süranesi ve yararı olmadığı düşüncesi ile tedavi lerini yarım bırakmışlardır. Hastaların % 44'ü tırnaklardaki bozukluğun iyileşip iyileşmeyeceğini, % 26'sı hastalığın nedenini, % 30'u ise bu laşma ve korunma yollarını öğrenmek istediklerini vurgulamış tır. Konu ile ilgili yeterli bilgileri olmadığını belirte rek eğitim yapılmasını önerenler % 32 orandadır. 69 - SUMMARY The first 10 diseases with the highest incidence are regarded as the health problems that need to be solved most urgently. The fact that are found in this group shows that this topic deserves serious consideration. This type of health problems must be solved by preventive medical services. This study was planned to emphasize the roles and invaluable aid of the nurse in preventing as well as treating the disease like in other health problems. The study group consisted of 50 cases who were admitted to the I.U. Istanbul Medical Faculty, Dermatology Department between April and October 1988 with complaints on finger and footnails. 72% (n:36) of the cases were men and 28% (n:14) women. After clinical examination samples from the lesions were investigated by direct microscopy and culture. In addition to this each patient was invited to conversation and asked to fill a questionnaire. Each case was educated in health problems on preventing diseases, treatment and personal hygiene. In 86% of the 50 cases fungi were observed to grow in- 70 - laboratory culture. These samples belonged to women with 72.1% and men with 27.9%. Also direct microscopic examination revealed mycotic elements in 80% of the cases. Applying both methods the positivity was found to be 66%. Yeast and yeast sp. were isolated in 81.4% of the cases, dermatophytes only in 18.6%. The culture was found to be positive in 86.1% and 85.7% of the women and men, respectively. In the culture positive women yeast and dermatophytes were isolated from the hands in 51.6% and from the feet in 67.7%. In men these figures were 33.3% and 100% in hands and feet respectively. Of 36 women patients no fungal growth was observed in 8.3% hands and in 5.5% feet although clinical manifestations for fungal infections prevailed. In 14 men with clinical manifestations no growth was observed in hands of 14.3% and feet of 7.1%. 50% of the cases has attended the primary school, 36% high school and 14% university. In the lower education level onycomycosis both in hands and feet has a higher incidence. 76% of the cases were living in flats, 24% in primitive quarters. Mo correlation was found between living conditions and infection. Habits in frequency of bathing, sharing bath room items, visiting public baths, using towels, stockings and frequency of changing those also revealed no correlation. But correlation between frequency of changing feet towels and onycomycosis was found to be significant. In people who change towels once a week the incidence rate was 56.3%, in those who changed the towel only once in two weeks or once a month this ratio was 38.9%.- 71 - There was no correlation between washing frequency and using powder afterwards and infections. The number of people powdering their feet after bath was very low. It was thought that not drying the feet properly after f requentwashes was providing suitable conditions for onycomycosis in feet. The incidence of yeast or dermatophytes in women was 51.6% whereas the same incidence in men was 33.3%. This finding was attributed to the fact that women do contact watermore frequently than men andalso to their manicure habits. The onycomycoses were not taken seriously in the initial phase by 50% of the patients. As advanced onyco mycoses are slow in respond to therapy 23.1% of the cases got tired of attending therapeautic procedures and 30.8% gave the therapy up believing it was not going to lead to cure. 44.5% of the patients wished to know whether this infection had a cure, 26% wished to be informed the agent and 30% on the preventive measures. The ratio of the people who admitted that they are not well informed on the case and who wanted to obtain more information was 32%.
Collections