Rutin tekniklerle yapılmış Kennedy 1. sınıf bölümlü protezlerde oklüzal yüzeylerin `Mumlama Tekniği` ile düzenlenmesinin Masseter Kası aktivitesi ve çiğneme performansına etkilerini EMG ve test yiyecekleri ile araştırma
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu araştırmada, karşıt diş kavsinde doğal dişleri olan Kennedy I. sınıf parsiyel dişsizlik vakalarına uygulanan rutin tekniklerle yapılmış protezler ve oklüzal yüzey kompleksi gnatolojik kurallara uygun şekilde Mumlama tekniğiyle düzenlenmiş protezlerin fonksiyonel kaliteleri karşılaştırılmıştır. Araştırmamızın deney materyelini 32-53 yaşları arasında, klini ğimizde rutin tekniklerle yapılmış alt veya üst çenede Kennedy I. sı nıf hareketli bölümlü protez kullanan, karşıt diş kavisleri tam doğal dişli 7 'si kadın 3'ü erkek 10 vaka oluşturmaktadır. Çiğneme perfor mansı ve masseter kaslarının e lektromiyo grafik aktivitelerindeki de ğişimleri belirlemek amacıyla bu vakalar, rutin tekniklerle yapılmış protezlerini kullanırlarken ve aynı protezlerin oklüzal yüzeyleri Mumlama tekniği ile yeniden düzenlendikten 2 ay sonra çiğneme perfor mansı testleri ve e lektromiyo grafik analizler uygulanmak suretiyle incelenmişlerdir. Ayrıca Kontrol grubumuzu oluşturan 25-45 yaşları arasında alt ve üst çeneleri tam doğal dişli 5 'i kadın, 5'i erkek 10 vaka üzerinde aynı yöntemlerle çiğneme performansı ve EMG analiz leri uygulanmıştır. Böylece doğal dişlerle yapılan çiğneme fonksiyo nuna yaklaşım açısından iki teknik arasındaki fonksiyonel kalite fark ları daha belirgin olarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Araştırmamızın sonuçlarına göre Kennedy I. sınıf hareketli bölüm lü protezlerin oklüzal yüzeylerini yeniden düzenlemek için uyguladı ğımız `mumlama tekniği` yöntemiyle;- 77 - - Protezlerin çiğneme etkinliği ve performansı değerleriyle bir likte masseter kaslarının sentrik kapanıştaki elektromiyografik akti- vite değerlerinin doğal dişlerden elde edilen değerlere yaklaştığı, - Sağ ve sol masseter kaslarının fonksiyonları arasında fizyo lojik bir koordinasyonun sağlandığı görülmüştür. Uyguladığımız bu tür protezlerle, * Daha verimli ve daha fizyolojik çift taraflı çiğneme sağlanmasının, * Oklüzal aşınmayı önleyerek çeneler arası ilişkilerin daha uzun sü re korunab ilmesinin, * T. M. Eklem disfonksiyonlarınm ve gnatolojik sorunların giderilme si veya önlenmesinin mümkün olabileceği anlaşılmaktadır. In this project, the comparison of the functional qualities of distal-extension removable partial dentures which are prepared with conventional techniques and the RPD's of which occlusal surfaces were designed according to `Waxing-up technique` described by gnathologi- cal principals. In this research, the patients were between 32-53 years old, using lower or upper distal-extension RPD opposing with natural den tition. Ten patients were selected 7 women, 3 men. A new distal- extension RPD were constructed with conventional techniques. In order to determine the chewing performance and the differences in the electromyographic activities of the masseter muscle, the patients were subjected to chewing performance tests and electromyographic analysises. After having done the necessary tests, the same RPD's of which the occlusal surfaces were altered according to `Waxing-up technique` and the patients had the RPD's for two months, then the same tests were repeated. At the same time the same tests were carried out on control group patients. Control group patients were 5 men, 5 women having all natural teeth. Thus, two techniques were compared with respect to mas tication process as well as natural dentition. The Waxing-up techniques have revealed that: - Both the chewing efficiency and performance of the RPD and also the electromyographic activity variables of the masseter muscle in cent ric occlusion were similar those obtained from natural teeth.. - A physiological coordination between the functions of the right and the left masseter muscles were achieved. These type of RPD should provide us with the following advantages: * A more efficient and more physiologic bilateral chewing can be achieved. * Metal occlusal surfaces should inhibit attrition, therefore the maxillo-mandibular relations will be preserved for a longer period. * The TMJ disfunctions and gnathologic problems should be eliminated or prevented.
Collections