Hipertansif hastalarda kükürtlü su ve düz su ile yapılan kısmi banyonun termoregülasyon ve kardiyovasküler sistem üzerine etkileri

Abstract

66 ÖZET İ. Ü. Kardiyoloji Enstitüsünde Esansiyel Hipertansiyon tanısıyla izlenen yaş ortalaması 54.4+9.4 olan 44 gönüllü hasta çalışmaya alınmıştır. Çalışmaya katılan hastalar rastlantısal olarak seçilip iki gruba ayrılmıştır. Bir gruba kükürtlü su ile diğer gruba da mineral katkısız düz su ile kısmi ve tek banyo uygulaması yapılarak olguların kardiyovasküler ve termoregü lasyon cevapları araştırılmıştır. Kükürt banyosu ile test boyunca ve uygulama sonrası dinlenme süresince sis KB ve dia KB değerlerinde istatistiksel yönden anlamlı düşüş ler kaydedilirken, düz su uygulamasında sadece sis KB değerlerinde ve test sırasında anlamlı düşüş olduğu gözlenmiştir. Dia KB değerlerinde ise ista tistiksel açıdan anlamlı değişim olmamıştır. İki grubun sis KB ve dia KB değerleri karşılaştırıldığında kükürtlü banyoların hem sis KB hem de dia KB'nı düşürmedeki etkisinin daha fazla olduğunu gördük. KH değerleri ise kükürt banyosu boyunca artış gösterip banyo sonrası tekrar başlangıç değerlerine dönmüştür. Banyo süresince gerçekleşen KH artışı istatistiksel açıdan anlamlıdır. Düz su uygulamalarında ise hastaların KH değişimleri istatistiksel yönden anlamlı bulunmamıştır, İki grubun değerleri arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür.67 Kükürt banyosu ile hastaların DP değerlerinin banyo süresince ve dinlenme dönemi boyunca düşüş gösterdiği ve bu değişimin istatistiksel yönden anlamlı olduğu saptanmıştır. Düz su uygulanan grubun DP değerlerinde anlamlı değişimler gözlenmemiştir. İki grubun değerleri karşılaştırıldığında kükürtlü banyola rın DP değerlerini düz suya göre daha fazla düşürdüğü ve farkın istatistik sel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır. Core temperatürü değerlerinde, kükürt banyosu ile önemli bir değişiklik yokken, düz su uygulanan grubun temperatür değerlerinde ista tistiksel yönden anlamlı yükselmeler olduğu gözlenmiştir. İki grup arasın daki fark istatistiksel olarak anlamlıdır. Ortalama cilt sıcaklığı parametrelerindeki değişimlerin her iki banyo uygulaması ile de istatistiksel yönden anlamlı olmadığı gözlenmiştir. Banyo öncesi ve banyo sonrası Dorsalis Pedis'ten alınan ultrasonik Dopler ölçümleri ile her iki grubun da periferik dolaşımında artma olduğu saptan mıştır. Elde edilen sonuçlar istatistiksel yönden ileri derecede anlamlı bulunmuştur. İki grubun sonuçları karşılaştırıldığında banyoların dolaşımı arttırıcı etkisinin düz suya oranla daha fazla olduğu gözlenmiştir. Farklar istatistiksel yönden anlamlıdır. Çalışmamızda kükürtlü suların kullanımının hipertansif hastalar üzerinde olumlu etkileri olduğunu, arteriel kan basıncı değerlerini önemli ölçüde düşürdüğünü, periferik dolaşımı artırdığını ve DP değerlerini düşü rerek kardiyovasküler sistemin yükünü hafiflettiğini söyleyebiliriz. Ancak bu tür bir çalışmanın daha çok sayıda hasta üzerinde araştırılması, daha uzun süreli seri banyolar şeklinde uygulanması, ve kaplıca ortamındaki doğal kükürtlü sularla tek ve seri banyo uygulamalarının tedavi sonuçları ile karşılaştırılmasıyla bu konunun daha da açıklığa kavuşacağını düşün mekteyiz.

SUMMARY This study included 44 voluntary, randomly selected hypertensive patients (mean age 54.4±9.4) from Outpatient Clinics of University of Istanbul, Institute of Cardiology. The study patients were divided into two groups. Sulphur-water bath was used in the first and plain water bath without added minerals was used in the second group and cardiovascular and thermoregulatory responses of each patient was investigated. Once and partial bath method was used. There were significant decreases in systolic and diastolic blood pressures during and after sulphur-water bath, whereas there was a fall only in systolic blood pressure and only during the test with plain water bath. There was not a significant change in diastolic blood pressure of patients during and after the plain water bath. When the systolic and diastolic blood pressures of both groups were compared sulphur bath was found to be more effective in reducing systolic and diastolic blood pressures. Heart rate increased during the sulphur-water bath and returned to its initial value after the bath. The increase in the heart rate during the sulphur-water bath was significant whereas the increase during the plain water bath was not. The difference between the two groups was found to be significant. The fall in diastolic pressure of patients during and after sulphur-water bath was significant. There was not a significant change indiastolic blood pressure of the patients during or after plain water bath. When compared, sulphur-water bath caused a significantly more fall in diastolic blood pressure of patients than the plain water bath. There was not a significant change in core temperature of patients during sulphur-water bath whereas there was a significant rise in core temperature of patients after plain-water bath. The difference between the groups was found to be significant. The changes in mean skin temperature during both kind of baths were not found to be significant. Ultrasonically measured Doppler values from dorsalis pedis arteries before and after the test showed a significant increase in the blood flow of both groups. When the results of both groups were compared the increase in circulation after sulphur water bath was significantly more than the plain water bath. We concluded that sulphur water baths have positive effects on hypertensive patients, resulting a fall in systolic and diastolic blood pressures and an increase in peripheral circulation. However, increasing the number of patients, application of longer and serial baths and the comparison of natural sulphur water baths with medical therapy are needed for definite conclusions.