Birinci basamak sağlık hizmetinde aile hekimliği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çalışmamızda, İstanbul kentinde yaşamakta olan değişik kesimlerden 17-73 yaşları arasındaki 556 katılımcının birinci basamak sağlık kuruluşlarının işleyişi ve hekimlik hizmetinin nasıl olması gerektiğine ilişkin görüşleri incelenmiş, Aile Hekimliği uygulaması ve Genel Sağlık Sigortası gibi koruyucu ve tedavi edici hekimlik hizmetlerini bir bütün olarak ele alan sağlık sistemi uygulamalarına toplumun nasıl baktığı irdelenmiştir. Katılımcıların %76.58'i evlidir. %52.82 oranında katılımcı ücretliler grubundadır. Kendi adına çalışanların oranı %13.78,dir. %80.57'si sosyal güvence kapsamı içindedir. Bu gruba giren katılımcıların %41.29'u bağlı oldukları sosyal güvenlik kuruluşunca verilmekte olan hizmetlerden memnun olmadıklarını belirtiyorlardı, %87.36'sı kentte birinci basamak sağlık hizmeti vermekte olan kuruluşlardan yararlanabilmekte, %79.77'si başvurdukları bu kuruluşlarda sıra beklemek zorunda kalmaktadırlar. Sıra beklemenin rahatsız edici, olmaması gereken çağdışı bir olay olarak yorumlanması, gerçekleri yansıtan üzücü bir yanıttır. %87.5'nin oturdukları semtte en az bir sağlık kuruluşu vardır. Sağlık kuruluşları göreceli olarak yaygın ve kolay ulaşılabilir olduğu halde verilen hizmetlerden memnun olmayan katılımcı oranının yüksekliği dikkat çekicidir. Katılımcıların %52.24'ü ücretsiz sağlık hizmeti verile bileceği görüşünde idi. Orta öğrenim grubunda bu' görüşte olanların 97oranı %56.56 ile en yüksek düzeyde idi. %83.59 oranında katılımcı sağlık hizmetleri ile ilgili giderleri devletin karşılaması gerektiğini düşünüyordu. Genel Sağlık Sigortası uygulaması yolu ile ücretsiz sağlık hizmeti verilebileceği görüşünde olanlar %16.41 oranla düşük düzeyde idi. Çalışmamızın sonuçlarına göre sağlık kuruluşlarından hiç yararlanmayan katılımcı oranı SSK güvencesinde olanlar arasında %18.82 ile hayli yüksek bulunmuştur. %3 6.89 oranında katılımcı sağlık hizmeti ile ilgili giderlerin belli bir bütçe gerektirdiğini, devletin bu giderleri karşılayamayacağını düşünüyordu. %32.04'ü ise giderlerin çokluğunu ve kaynak yetersizliğini ücretsiz sağlık hizmeti verilememesinin nedeni olarak görüyordu. %56.71'nin sürekli gittiği, güvendiği bir hekimi yoktu. İstanbul metropolünde bu sonucun alınması dikkat çekicidir. Sürekli gittiği, güvendiği hekimi olanlardan %57.14'ü bir muayenehane hekimini seçmiştir. Bu sonuç muayenehane hekimine daha çok güven duyulduğu saptamasını vurgulaması açısından ilginçtir. %39.76 oranında katılımcı hekim muayenesinin nitelikli olmasını arzuluyordu. İlköğrenim grubunda bu görüşü savunan katılımcı oranı %53.40 oranla en yüksek düzeyde idi. Karşılaştıkları hekimin aydınlatıcı, çözüm getirici ve ilgili olmasını isteyenlerin oranı %2 6.32 ile benimsenen diğer görüşlere kıyasla oldukça yüksekti. Katılımcıların %70.30'u Aile Hekimliği kavramını duymuştu. Yüksek öğrenim grubunda bu oran %93.10 olarak hayli yüksekti. %93.61'i içinde Aile Hekimi'nin yer alacağı sağlık sistemini benimsiyor; bir anlamda halen yürürlükte olan hizmet sunum sistemlerini yeterli bulmadığını vurguluyordu. 98Katılımcılara Aile Hekimliği sisteminin neden tercih edilebileceği sorulduğunda %3 6.99'u Aile Hekimi'nin kendilerini ve ailelerini daha yakından tanıyacağını ve sağlık sorunlarından haberdar olacağını düşünüyordu, %21.17'si Aile Hekimi'ne her an, gerekli olduğunda başvurabilme olanağı olabileceği görüşünde idi. Aile Hekimliği uygulamasının, kişilerin daha sağlıklı olmalarını sağlayacağı görüşünü benimseyenlerin oranı ise % 17.35 idi. Yüksek öğrenim grubunda hastanelerdeki yığılmanın önlenmesi % 15.38 oranla tercih nedeni olarak belirtiliyordu. Bu oran, diğer öğrenim grupları ile kıyaslandığında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksekti. %71.66 oranında katılımcı, Aile Hekimliği uygulaması ile bağlantılı olarak verilecek sağlık hizmeti karşılığında aylık prim ödenmesinin uygun olduğunu düşünüyordu. Nitelikli hizmet karşı lığında prim ödemeyi düşünenlerin oranın yüksekliği dikkat çekici bulunmuştur. Çalışmamızda elde ettiğimiz sonuçlar, metropolitan bir kent olan İstanbul'da sağlık hizmeti sunumunun ve sosyal güvenlik kuruluşlarının verdikleri hizmetlerin henüz istenen nitelikte olmadığını göstermektedir. İstanbul metropolünde sayıca yeterli sağlık kuruluşu bulunmasına karşın kentte yaşayanların bu kuruluşlara ortalama yıllık başvuru sayılarının Türkiye genelinde bulgulanmış olan ortalama başvuru sayıları ile kıyaslandığında fazla yüksek olmadığı gözlenmektedir. Bu durum, sağlık kuruluşlarında varolan koşulların birinci basamakta tercih edilen hekimin seçiminde en önemli kriter olduğunu düşündürmektedir. Ülkemizde beklentilere yanıt verecek yeni bir hizmet sunum sistemi oluşturulması gerektiğini düşünen katılımcı oranının çok yüksek olması, halen yürürlükte olan sağlık sistemi ile sorunlara çözüm getirilmesi umudunun zayıf olduğu biçiminde yorumlanmıştır. 99Sağlık politikalarının oluşturulması ve sağlığa ayrılan kaynakların yönlendirilmesi konusunda yetki sahibi olanların oluşturulacak hoşgörü ve tartışma ortamında yeniden örgütlenme çabalarına hız vermeleri kaçınılmaz bir zorunluluktur. Sivil toplum, güçleri ve meslek odaları kadar toplum bireylerinin de sağlıklı yaşam hakkı ve ülkemize yakışır bir sağlık sistemi oluşturulması konusunda seslerini yükseltmeleri ve katkıda bulunmaları gereklidir. 100 In our study, we evaluated the opinions of 55 6 participants between the ages of 17-73 about the functions of the primary health care units and the quality of medical care. They expressed their opinion about health care systems such as the `Family Practice` and `General Health Insurance`. 76.58% of the participants were married. 52.82% of them were employed. 13.78% of them had their own business. 80.57% of the participants were included in social security systems existing in the country. 41.29% of this group was not satisfied with the services provided by the social security institution they were associated with. 87.36% of the participants were using the primary health care institutions in Istanbul. 79.77% of this group stated that they had to wait in line in hospitals before their medical examination. These participants expressed that the waiting period was bothering them; revealing a distressing reality. 87.5% of the participants were living in close proximity to at least one health care unit. Despite the fact that these institutions were widespread in Istanbul, the rate of participants that were unsatisfied with the services given by these institutions was high. 52.24% of the participants had the opinion that it could be possible to give free medical care. 56.56% of the participants with high school education expressed this opinion; the highest rate among the education groups. 83.59% of the participants stated that the government should finance the health care expenditures. 16.41% of the participants (a relatively low rate) expressed that `providing free medical care` will be 101 ll fer rkhM,l<^ ??.i<`Hpossible by the establishment of the general health insurance system. According to the results of our study, the percentage of the participants who were not using health care institutions among the participants covered by the Social Security Institution (=SSK) was 18.82%; a rate higher than the general average. 36.89% of the participants declared that the health care expenses could not be financed by the government. 32.04% of them state that the financial resources were not enough to establish a free medical care system. 56.71% of the participants had no permanent physician whom they can rely on. This is an interesting result for the Istanbul metropolitan area. 57.14% of the participants having a permanent physician preferred a doctor who is working in his private office. This emphasizes the fact that people regard this type of physician more reliable than the others. 26.32% of the participants wished a problem solving, attentive and informing physician for themselves. 70.30% of the participants heard of the `Family Practice` concept. This rate was the highest with 93.10% in the university educated group. 93.61% of the participants welcomed the health system in which a Family Physician is involved. They expressed that the existing health care systems throughout the country were not satisfying. The participants explained why they will prefer the `Family Practice` system. 3 6.99% of the participants thought that the `Family Physician` will know them privately and be more informed about their health problems. 21.17% of them stated that they will have the opportunity to access to the doctor 24 hours. 17.35% of the participants had the opinion that people will be healthier in the `Family Practice` system. 15.38% of the participants in the university educated group stated that `patient crowds` in 102hospitals will disappear with this system. This rate was statistically significantly higher compared to the other education groups. 71.66% of the participants were ready to pay a monthly premium for financing a new health care system associated with the `Family Practice`. The rate of the participants who accepted to pay a premium for a good service were remarkably high. The results of the study indicated that health organizations and medical services of the social security establishments were insufficient. Despite the high number of health care units in the Istanbul metropolitan area, the yearly average application rate of the residents to these units was not higher than the general average in Turkey. This indicates that the conditions existing in health care units were the main determinant for the people' s choice of his physician. A very high percentage of the participants had the opinion that a new health care system should be established throughout the country to meet the expectations. This indicates that there is no expectation of solving the problems within the existing health system. The authorities as well as civil organizations, professional associations and individuals should increase their efforts and contributions to reorganize the national health care system. 103
Collections