Akut miyeloid lösemili erişkin hastalarda kemoterapi öncesi ve sonrası tükürükteki laboratuvar bulgularının karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
52 ÖZET Yeni tanı konmuş akut miyeloid lösemili hastalarda uygulanan, daunorubisin ve sitozin arabinozid içeren 7 günlük yoğun kemoterapinin tükürüğün immünolojik ve non-immünolojik özelliklerinde meydana getire bileceği değişiklikleri incelemek amacıyla 20 erişkin hasta ve 10 sağlıklı birey çalışmaya dahil edildi. Tedavi grubundaki hastalardan kemoterapi başlamadan önce (0. gün) ve başladıktan sonra 3., 7., 14. ve 28. günlerde olmak üzere uyarılma- mış mikst tükürük örnekleri alındı. Sağlıklı kontrol grubundaki bireylerden de tükürük materyali alınarak, her örnekte tükürük akış hızı, pH değeri, total protein, amilaz, albumin, tiyosiyanat, IgA, IgM ve IgG konsantrasyon ları belirlendi. Tedavi grubunda her parametrenin O.gün ortalama değerle ri aynı grupta diğer günlerdeki ortalama değerlerle ve kontrol grubundaki değerlerle istatistiksel olarak karşılaştırıldı ve aralarındaki farkların anlamlılığı araştırıldı. Sağlıklı kontrol grubu ile tedavi grubunun O.gün değerleri karşı laştırıldığında, hiçbir parametrede anlamlı fark bulunmadı. Tedavi grubun da kemoterapinin başlaması ile tükürük akış hızı, pH değeri, total protein, amilaz, tiyosiyanat, IgA ve IgM konsantrasyonlarının O.gün değerlerine göre anlamlı düzeyde azaldığı, albümin ve IgG konsantrasyonlarının ise art tığı saptandı.53 Bu bulgulara dayanılarak, AML'li hastalarda kullanılan bu kemo- terapötik ilaçların tükürük bezi fonksiyonunu etkileyerek tükürük miktarı ve içeriğinde değişikliğe neden olduğu ve bu değişikliklerin kemoterapi uygulanan hastalarda karşılaşılan bazı oral komplikasyonların gelişmesinde rol oynayabileceği sonucuna varıldı. 54 SUMMARY In order to determine whether immunologic and non-immunologic characteristics of saliva change during 7 days of intensive chemotherapy with daunorubicin and cytosine arabinoside, of newly diagnosed acute myeloid leukemia, 20 consequtive adult patients and 10 healthy subjects were included in the study. In the therapy group, unstimulated mixed saliva sampling was initiated before the start of the chemotherapy (day 0) and was continued during the following 28 days on days 3,7,14 and 28. Saliva samples were also collected from the healthy controls. Salivary flow rate, pH, total protein, amlyase, albumin, thiocyanate, IgA, IgM and IgG concentrations were measured from each sample in both groups. In the therapy group the average day 0 values of each parameter were statistically compared with the other day values, as well as with the values obtained from the healthy control group, and the significance of differences observed were tested statistically. The average values of each parameter before the start of the chemotherapy were not statistically different from those of the control group. However, with the initiation of the chemotherapy statistically significant decreases in salivary flow rate, pH, total protein, amylase, thiocyanate, IgA and IgM concentrations, and increases in albumin and55 IgG concentrations were observed in the therapy group. According to these results, it is concluded that the chemotherapeutic agents used for these patients change the amount of saliva and its composition by affecting the salivary gland function and these changes may be a contributing factor to some of the oral complications that occur in patients undergoing chemotherapy.
Collections