Dietilstilbesterol (DES) ve zeranol kalıntılarının gaz kromatografi yöntemi ile deneysel olarak tavşanlar ile mezbahalarda kesilen hayvanların doku ve organlarında araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
6. ÖZET Hızla artan dünya nüfusu beraberinde, hayvansal proteine olan ihtiyacı da artırmaktadır. Bu gereksinimin karşılanması amacıyla, total sığır populasyonunun artırılması için yapılan çalışmalar yanında, bazı verim artırıcı kimyasal maddelerin kullanılması da gündeme gelmiştir. Bunlardan anabolizan maddeler, daha sık kullanılan ve üzerinde en çok tartışılanlardandır. Hayvanlarda protein birikimini arttırdıklarından, daha fazla kas dokusu oluşumuna yol açan anabolizanlar, uygulandıkları hayvanlarda bıraktıkları kalıntılar nedeniyle de önem taşımaktadırlar. DES ve zeranol de anabolizan etkiye sahip maddelerdendir. DES ilk bulunan anabolizandır. Ancak, yenilebilir dokularda bıraktığı kalıntıların deney hayvanlarında yapılan çalışmalarda, kanserojen olduğu saptanması nedeniyle kullanımı 1979 yılından sonra tüm AET ülkelerinde yasaklanmıştır. Östrojen Özelliğine sahip DES veteriner hekimlikte sağıtım amacıyla da kullanılmıştır. Zayıf östrojenik özelliğe sahip olan zeranol, DES' in aksine ağız yoluyla aktif değildir. Bu anabolizanın ve metabolitlerinin teratojenik ve mutajenik etkisi deney hayvanlarında incelenmiş; gerek kendisinin, gerekse metabolitlerinin böyle etkilerinin bulunmadığı kaydedilmiştir. DES ve zeranolün yenilebilir dokulardaki kalıntılarının insan sağlığına olan olumsuz etkileri nedeniyle, değişik analiz yöntemleri incelenerek Stan ve ark.(115)' run GC/MS yönteminde, bazı değişikliklerle daha ekonomik ve hassas bir metot elde edilmiştir. FID/GC' e göre uyarladığımız metodun duyarlılık limiti belirlenmiştir. Ardından, tavşanlara 2 mg DES veya zeranol uygulamaları yaparak, bu anabolizanların dokulardan arınma zamanlarını belirlemeyi amaçladık. Kontrol, DES ve zeranol grubu olmak üzere 3 gruba ayrılan tavşanların uygulamadan sonra ilk 24.saatte otopsilerine başlanarak karaciğer, kas ve böbreklerinden örnekler alınmıştır. Birer gün ara ile kesilen hayvanlardan alman örneklerde, DES için en yüksek düzey ilk 24.saatte bulunmuştur. Bu değerler, kas için 1.36+0.38 ppb, karaciğer için 3.85+0.42 ppb, böbrek için 3.61±0.12 ppb şeklinde belirlenmiştir. Kaslarda, 7. günden, böbrek ve karaciğerde ise, 9. günden itibaren kalıntı saptanamamıştır. Zeranol uygulanan grupta ise, en yüksek kalıntı, uygulamadan sonraki 3. günde (72.saat) kasda 2.65±0.25 ppb, karaciğerde 7.30±0.82 ppb, böbrekde 3.45±0.26 ppb olarak belirlenmiştir. En yüksek kalıntı, her zaman karaciğerde 78saptanmış, böbrek ve kasda 11. günden, karaciğerde ise 15. günden sonra kalıntı bulunamamıştır. Çalışmamızın ikinci aşamasında araştırmalarımıza uyarladığımız yöntemle, değişik mezbahalardan alman 44 erkek besi sığırına ait kas, karaciğer ve böbrek örneklerinde yapılan analizler sonucunda, DES ve zeranol kalıntılarına rastlanılmamıştır. Özellikle, DES gibi kanser yapıcı etkiye sahip anabolizanlarm izinsiz kullanımlarını tespit etmek için, daha genel bir tarama yapılması ve zararlı olmadığı kabul edilen anabolizanlarm kullammımn yeniden gözden geçirilmesi faydalı olacaktır. 79 7. SUMMARY The rapid increase of the world' s population also increases the demand of animal proteins. The use of some chemicals in order to increase the yields of animals is recently concidereded with the trials of increasing the total cattle population. Anabolisans are the commonly used and most discussed ones. Anabolisans increase protein accumulation and muscle tissue built up but, leaving residues in the tissues of animals is an important aspect. DES and zeranol are anabolisans. DES is the first found anabolisan. Since its residues in the edible tissues of animals shown to be cancerogen, its use was avoided in EC Countries in 1979. DES is an oestrogen-like substance and was used in veterinary medicine for treatments. Zeranol, has a weak oestrogenic effect and is not active via oral route. This anabolisan and its metabolites were investigated for teratogenicity and mutagenicity; neither zeranol, nor its metabolites had such effects. Because DES and zeranol are against human health, different analysis methods were considered and GC/MS methods of Stan et al (115), with some modifications found to be an effective and economic method. This method was adjusted to FID/GC and its sensitivity limit was established. Then, 2 mg DES or zeranol was administrated to rabbits and its clearance time of the residues was determined. The rabbits were divided into 3 groups as control, DES and zeranol groups and at 24 hour after treatment liver, kidney and muscle samples were collected at necropsy. In the samples taken from animals killed with one day intervals, highest DES level was th found at the first 24 hour after treatment. This values were 1.36±0.38 ppb for muscle, 3.85+0.42 ppb for liver and 3.61+0.12 ppb for kidney. No residues was observed after the 7 day in muscle and after the 9 day in kidney and liver. In the zeranol treated group, highest residue was found at the 3r day (72nd hour); 2.65±0.25 ppb in muscle, 7.30+0.82 ppb in the liver, 3.45±0.26 ppb in the kidney. Highest residue was always found in the liver, no residue was found in the kidney and muscle after the 1 1th day and in the liver after the 1 5 day. At the second part of our study, muscle, liver and kidney samples of 44 beef 80catties collected from different slaughter-houses were analysed by a method that we have adapted to our study and no DES or zeranol residue was found. Particularly, it will be beneficial to carry out a general search in order to find out the illegal to use of DES and other cancerogen anabolisans and to concider the use of those anabolisans accepted as harmless. 81
Collections