Stratejik insan kaynakları yönetiminin gerçekleştirilmesinde toplam kalite yönetiminin yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
1980'lerle başlayan insan kaynakları yönetimi trendi, 2000'li yıllarla beraber derin stratejik bir boyut kazanarak kalitenin yaratılması, verimlilik ve rekabet üstünlüğü sağlama noktasında, toplam kalite yönetimi anlayışının en büyük işbirlikçisi olmuştur.Bu çalışmanın amacı stratejik insan kaynakları yönetiminin gerçekleştirilmesinde, toplam kalite yönetiminin yeri ve önemini felsefi, stratejik ve sağladığı faydalar bakımından incelemektir. Bu amaçla ilk olarak yönetim felsefesi ve kalite kültürü tarihsel gelişimleri açısından incelenmiştir. Bir bütün olma açısından devamında toplam kalite yönetimi felsefesi, temel yaklaşımları, fonksiyonları ve sağladığı avantajlar incelenmektedir. İkinci olarak, insan kaynaklarının, personel yönetimi anlayışı ile başlayan tarihsel gelişim sürecinden yola çıkarak, stratejik insan kaynakları yönetimi olana kadar geçirdiği evrede insan kaynaklarına atfedilen yeni değerler, liderlik misyonu, üst yönetim ortaklığı ve yapısal fonksiyonları üzerinde durulmuştur. Son olaraksa her iki anlayışında birbirine yapmış olduğu katkılar ve bu işbirliğini gündeme getiren Kaizen anlayışı, küreselleşme, enformasyon toplumu, iş sağlığı ve güvenliği hassasiyeti gibi çeşitli etkenler üzerinde çalışılmıştır. İşbirliğini ve tamamlayıcı rolü gerçekleştirmede işgücü olarak `insan kaynağının` yeri ve rolü açısından incelemelerde bulunulmuştur.Sonuç olarak, toplam kalite ve stratejik insan kaynakları yönetimi, çalışana bir iç kalite unsuru olma değeri atfettiğinden dolayı, insan odaklıdır. Her iki yaklaşımın da fonksiyonlarının amaçladığı sonuçlar paraleldir. Sürekli iyileşme anlayışı hakimdir. Verimlilik ve rekabet avantajı sağlamaya yönelik yaklaşımlardır. Nitekim, örgütlerin hizmet etkinliğini arttıran, teknoloji ve inovasyon bağını güçlendiren, kalitenin yaratılmasını ve yönetilmesini sağlayan en büyük güç her iki felsefe için de `insan` dır. Bu her iki yaklaşımın tamamlayıcı biçimde kullanılmasıyla hem çıktı ve müşteri ağını etkileyen dış kalitenin gerçekleşmesi, hem de iç müşteri olarak tanımlanan çalışanın kattığı artı değerle, amaçlanan örgütsel hedeflere ulaşılabileceği öngörülmektedir. Bu noktada iki yaklaşım arasında yapılacak her türlü işbirliğinin, örgüt gelişimi açısından stratejik ve önemli olduğu düşünülmektedir. The human resource management trend starting from 1980s became the greatest collaborator of the total quality management comprehension in establishing the quality by achieving profound strategic dimension, efficiency and in providing a competitive advantage by 2000s. The aim of this study is to analyse the total quality management's position and importance by the establishment of strategic human resource management in terms of philosophical, strategic and beneficial points. For that purpose at first, the management philosophy and quality culture is analysed in terms of the historical development. Secondly, in terms of being a continuum, the philosophy of the total quality management, the basic approach, the functions and the provided advantages are analysed. Thirdly, it is emphasized on the values imputed to the human resources, the leadership mission, and the partnership to the executive management and the structural functions during the phase based upon the historical development process of the human resources starting from the personnel management conception till becoming the strategic human resources management. Finally, the contribution of the two conceptions to each other and the various factors like kaizen, globalization, information society, occupational health and safety sensitivity that bring up this cooperation are studied. There are studies in terms of the role and the situation of `human resource` by accomplishing the cooperation and the complementary role as manpower. As a conclusion, the total quality and strategic human resource managements are people oriented due to the attribution a value to the employee as an internal quality factor. The intended conclusions of their functions are parallel. The continuous improvement conception is dominant. They are conceptions directed to providing efficiency and competitive advantage. Thus, for both conceptions, the ultimate force increasing the service effectiveness of the organizations, strengthening the connection of the technology and the innovation, creating and managing the quality is the `human`. It is anticipated to achieve the targeted organizational goals by using synchronously these two conceptions both to the realization of the external quality influencing the output and customer network and to the added value of the employee who is defined as the internal customer. At that point, all kinds of cooperation between the two conceptions are taken under consideration as important and valuable for the development of the organization.
Collections