The moderating role of reactivity in the association of parenting with verbal ability
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Ekolojik kuram'a göre çocuğun gelişimi, çocuğun karakteri ve onun ekolojisi arasındaki etkileşim çocuğun gelişimini şekillendirir. Bu çalışma, çocuğun mizaç özelliklerinden birinin, tepkisellik, ebevenylik davranışları ve çocukların sözel becerileri arasındaki ilişkiyi nasıl etkilediğini incelemektedir. Bu araştırmada, Türkiye'de Erken Çocukluk Gelisim Ekolojileri (TEÇGE) araştırmasının ilk iki dalgasının verileri kullanılmaktadır (N=1052, ilk dalga). Tepkisellik, ortamdaki değişikliklere olumsuz duygusal tepkiler gösterilmesini sağlayan mizaç yatkınlığı olarak tanımlanmıştır. Literatürde, yüksek tepkiselliği olan çocukların çevresel risklerden kolayca etkilenebilir olduğu bulunmuştur. Ancak ayrımcı(ayırıcı?) duyarlılık kuramı tepkiselliğin olumsuz bir hassasiyetten çok bir plastisite göstergesi olduğunu iddia etmiştir. Bu kuruma göre, yüksek tepkiselliğe sahip çocuklar gelişimsel ekolojilerinin hem olumlu hem de olumsuz taraflarına karşı diğer çocuklardan daha duyarlı olma eğilimi göstermektedirler. Bu çalışmada, ben yüksek tepkiselliği olan çocukların anneleri destekleyici olduğundan diğer çocuklardan daha iyi sözel becerileri olup olmadığını test ettim. Sonuçlar ayrımcı duyarlılık kuramına sınırlı destek sağladı. Akademik uyarıcıların yüksek olduğu taktirde, yüksek tepkiselliği olan çocukların bu uyarıcılardan diğer çocuklara gore daha fazla yararlandığı ve alıcı kelime dağarcığının diğer çocuklara gore daha geniş olduğu bulunmuştur. Ancak, yatkınlık-zorlanım kuramına parallel olarak, diğer olumlu ebevenyn davranışları sadece tepkiselliği az ve çok olan çocuklar arasındaki farkı kapamıştır. Bu araştırma, hem ayırıcı duyarlılık kuramına kolektivist bir kültürde kanıt bulmuştur hem de bu kuramın kültürler arası geçerliğinin test edilmesi gerektiğini önermiştir. According to the ecological systems theory, characteristics of the developing child interact with his/her ecology in shaping the child?s developmental outcomes (Bronfenbrenner, 1992). This study examines how one temperamental characteristic of the child, i.e., reactivity, moderates the association of parenting behaviors (positive parenting, academic stimulation, punishment) with verbal abilities of children. In this thesis, the first two waves of the nationally representative data of The Early Childhood Developmental Ecologies in Turkey (ECDET) are used (N=1052 at age 3). Reactivity is defined as the temperamental tendency to express negative emotional reactions to changes in the environment. In the literature, children who had high reactivity were found to be vulnerable to environmental risks and they develop or function poorly in the presence of risk factors. However, differential susceptibility theory considers reactivity as an indicator of plasticity rather than an indicator of vulnerability. According to this hypothesis, children with high reactivity tend to be more sensitive to both the risks and the positive aspects of their developmental ecologies than other children. In this research, I tested whether children who are highly reactive have better verbal skills than other children when the mothers are supportive. Results provided limited support for the differential susceptibility theory. In the presence of a high level of academic stimulation, highly reactive children benefited from this stimulation more than others and their receptive vocabulary levels were higher than other children. However, in line with diathesis-stress theory, other positive parenting practices only reduced the gap between children with high and low reactivity. This research not only provided evidence for the differential susceptibility theory in a collectivistic culture but also suggested that this theory awaits cross-cultural validation.
Collections