Transgender subjectivity: Narratives on the self, the other and the nation
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, İstanbul'da yaşayan trans bireylerin toplumsal cinsiyet oluşturma süreçlerini nasıl anlamlandırdıklarını analiz etmektedir. Erkeklikten kadınlığa geçiş yapacak 11 transseksüel'in ve 10 homoseksüel CeDe'nin (travesti) anlatılarından yola çıkarak, kişinin toplumsal cinsiyetini anlatılaştırmasının medikal sınıflandırmaları geçersiz kılan birden çok yolu olduğunu iddia etmekteyim. Ancak, bu iki grubun birbirlerini algılayış şekilleri geleneksel kadınlık ve erkeklik tasvirlerinden beslenmektedir. CeDe görüşmeciler, transseksüel bireyleri yanlış bedene doğmuş kişiler olarak görürken, transseksüel görüşmeciler CeDe bireylerin toplumsal cinsiyetlerini anlamlandırmada zorluk çektiklerini belirttiler. Transseksüel görüşmeciler, CeDe bireyler seks işçiliği ile bağdaştırıldığı için, aralarına mesafe koymaya çalıştılar. Bu çalışma aynı zamanda iki grubun da anlatıları üzerinden aile, askeriye, sağlık kurumlarıyla ve ulus devletle karşılaşmalarına ışık tutmaktadır. Bu anlatılar, kurumlarla karşılaşmaların grupların kendilerini algılayış biçimleri üzerinde huzursuz edici ve yıkıcı etkileri olduğunu ortaya koymuştur. Grupların anlatıları bu konumlandırmanın çeşitli şekillerde politik aktivizm ve etnisiteye bağlı yapıldığını ortaya koymuştur. Her iki grupta da LGBTT hareketine katılanların ve kendilerini Kürt olarak tanımlayanların anlatıları güncel politik tartışmalar üzerine söylemleri ters yüz edici niteliktedir. Türkiye'nin karmaşık politik dokusu göz önüne alındığında, bu çalışma, ezilen grupların sadece politik aktivizm tarafından açılan alan vasıtasıyla milli ideallerin ötesine geçme eğiliminde olduklarını göstermiştir. Ayrıca, milliyetçi söylemlerin nasıl işlediğini anlama açısından trans ve etnik kimliklerle ilgili soruları da dahil eden bu calışma toplumsal cinsiyet ve etnisite çalışmaları literatürlerine de katkıda bulunmaktadır. This thesis analyzes how transgender individuals living in the cosmopolitan city of Istanbul make sense of their gender formation processes. Through the subjective narratives of 11 pre-op MtF transsexuals and 10 homosexual cross-dressers, I argue that there are diverse ways of explaining one?s gender subjectivity that defeat the classifications of the medical field. However, their perceptions of each other feed upon the conventional images of femininity and masculinity. While the cross-dresser informants perceive transsexuals as individuals born into the wrong body, for the transsexual informants the gender subjectivity of cross-dressers proved to be unexplainable. As a general pattern, the transsexual informants tried to distance themselves from the cross-dressers because the latter group is associated with sex work. This study also sheds light upon the both groups? narratives on the encounters with four institutions; the family, the military, the medical field and the nation state. These narratives revealed that these encounters culminated to uneasy and disruptive impacts on the self-images of the both groups. Their narratives demonstrated a multifarious pattern depending on political activism and ethnicity. In both groups, those who participated in the LGBTT movement and those who identified themselves as Kurdish provided subversive narratives on current political debates. Within the complexity of political fabric of Turkey, this study shows that the oppressed groups tend to transgress the limits of the national ideal only through the space created by political activism. Moreover, incorporating the questions of transgender and ethnic identities in understanding the way the discourses of nationalism operate, this thesis contributes to the literature on gender and ethnicity studies.
Collections