Rethinking the concept of hegemony and the rise of China
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çin'in 1980'lerden itibaren elde ettiği eşine pek az rastlanır ekonomik başarısı, ülkenin ekonomik kapasitesi, askeri donanımı ve yumuşak gücü gibi pek çok alanda ciddi ilerlemeler kaydetmesine yol açmıştır. Çin'in bu yükselişi bölgesel ve uluslararası düzlemde gücün yeniden dağılımını tetiklemiştir. Bu sebepten ötürü Çin'in bu yükselişini nasıl anlamlandırabiliriz, Çin'in uluslararası sistemdeki gelecek pozisyonu ne olacak, bir sonraki hegemon Çin mi olacak gibi sorular tüm dünyadaki akademisyenlerin zihnini tabi biçimde meşgul ediyor gibi gözükmektedir. Bu sorular küresel siyaset ile ilgilenen akademisyenlerin ve politika yapıcıların ajandalarındaki en önemli meselelerden olmayı sürdürecek ve bu soruların cevapları gelecek on yıllarda uluslararası ilişkileri nasıl düşünüyor olacağımızı belirleyen temel göstergelerden olacaktır. Bu tarz sorunsallar hakkında bir açıklama oluşturmaya girişmeden evvel hegemonya kavramını anlamak için mevcut uluslararası ilişkiler teorileri irdelenmelidir. Bu teorilerin sunduğu açıklamaların güçlü ve zayıf yanlarını ortaya çıkarmak hem konunun daha iyi anlaşılmasına hem de alternatif bir açıklama oluşturmaya yardımcı olacaktır. Bu bağlamda siyaset felsefesinde hegemonyanın nasıl kavramsallaştırıldığı ve ana akım uluslararası ilişkiler teorilerinin bu meseleye nasıl yaklaştıkları üzerine yürüttüğüm inceleme, ortaya çıkan durumu açıklamak için daha uygun olan eklektik bir çerçeve sunmaktadır. Çalışmanın sonunda bu geliştirdiğim yeni modeli temel alarak Çin'in mevcut yükselişinin materyal boyutuna ve Çin'in uluslararası sistemin yeni hegemonu olma ihtimaline ilişkin kapsamlı bir açıklama sunulmaktadır. China's unprecedented economic achievement since the beginning of the 1980s was expressed through a considerable development in all aspects of its power such as economic capacity, military capability, soft power etc. The rise of China led to a redistribution of power both in regional and in the international realm. Thus, the mind-boggling questions of how can we make sense of China's current rise, what will be its future position in international system, will it be the next hegemon, seem to justifiably occupy the minds of many of the IR scholars throughout the world. These questions will remain on the top of the agenda of both academicians and policymakers interested in global politics and the outcomes of these puzzles will dominate how we will think about international politics for the next several decades. Before attempting to produce an account on these matters, we must scrutinize existing IR theories to understand hegemony as a concept. Revealing the strengths and weaknesses of these accounts helps us with expanding our understanding and creating an alternative explanation. In this regard, my clarification of how 'hegemony' is conceptualized in political philosophy and how main-stream IR theories approach the issue of 'hegemony' grounds an eclectic reconceptualization/reframing of the term better suited to describe the emerging situation. At the end of the study, based on this framework, I provide a comprehensive explanation to the material dimensions of China's current rise and its prospect for hegemony in international system.
Collections