Carl Gustav Jung`da bilinçli davranış ve içgüdü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada, Jung'da gelenek kalıpları ile içgüdüler arasındaki benzerlik ve ilişki araştırılmış, bunlarla bilinçli bir aklın yönettiği davranışlar arasındaki ayrım ortaya konulmuştur. Jung'un eserlerinde bilinçdışı, gelenek kalıpları ve içgüdüler ile bilinç kavramları ele alınıp incelenmiştir. Bilinçdışı kavramıyla gelenek kalıplarına bağlı kültürel davranışların ilişkisi değerlendirilerek, içgüdüsel davranışların kökeni ortaya konulmuştur. İnsan davranışları mensup olduğu kültürün gelenek kalıplarından etkilenirken, hayvan davranışları ise içgüdüsel programa bağlı olarak belli uyaranlara karşı gösterilen sabit tepkilerden oluşur. Buna bağlı olarak insanlarda bilinçdışına dayalı kolektif şuurun yansımalarını gelenek kalıplarına bağlı kültürel davranışlarda gözlemleriz. Hayvan davranışları ise içgüdüsel programa dayalı olarak gerçekleşirken, davranışlar belli uyaranlara karşı gösterilen sabit tepkilerden oluşur. Bu yönüyle akli bir kökene dayanmamaları, dolayısıyla sürpriz yaratıcılıklar içeren davranışlar göstermemeleri nedeniyle gelenek kalıpları içgüdülerle benzerlik gösterir. Oysa bilinçli aklın yönettiği davranışlar akli bir kökene dayanmaları ve sürpriz yaratıcılıklar içermeleri yönüyle bunlardan oldukça farklı bir yapıdadırlar. Çünkü bilinçli bir aklın yönettiği davranış zinciri içerisinde ne yapıldığı, neden yapıldığı, nasıl yapıldığı gibi soruların cevapları bulunur. Jung'da akli bir temelden uzak olarak gerçekleşen davranışlar bağlamında insanlardaki gelenek kalıpları ile hayvanlardaki içgüdüler benzerlik gösterirler. Dolayısıyla Jung'a göre insandaki gelenek kalıplarının hayvanlardaki içgüdülere karşılık geldiğini söyleyebiliriz. Descartçı anlayışta salt aklın kullanılması sonucunda ortaya çıkan bilinçli davranışlar, farkında olunmadan yapılan insanlardaki gelenek kalıpları ile hayvanlardaki içgüdülere bağlı davranışlardan farklıdırlar. In this study the similarity and the relationship between traditional patterns and instincts was researched and the distinction between these and the manners managed by a conscious mind were put forward. In Jung's works unconscious, traditions, instincts and conscious were researched. Assessing the connection between the notion of unconsciousness and the cultural manners linked with traditional patterns, the source of instinctional manners was put forward. While human manners are affected by the traditional patterns of its culture, the animal manners consist of the stable reactions against certain stimulus related to the instictive programme. Relatively we observe the reflections of the collective consciousness based on unconsciousness in cultural manners which are related to traditional patterns. Animal manners occur via instinctive programme and the manners consist of the stable reactions to certain stimulus. In this aspect their not being based on a mental source and their not having manners that include surprise creativities make traditional patterns similar to instincts. However the manners managed by a conscious mind strictly differ from those as they are based on a mental source and as they include surprise creativities. Because there are the answers of the `why, what and how it is being done` questions in a chain of manners managed by a conscious mind. In Jung, the traditional patterns in human and the animal instincts are similar from the basis of the manners taking place without a mental basis. Therefore we can say that in Jung the traditional patterns in human refer to the instincts of animals. According to Descartes phylosophy, conscious behaviours that came out as a result of using solely mind are different from the tradition models in people which they are done unconsciously and instict-based behaviours in animals.
Collections