Parent and child characteristics in developmental psychopathology
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Gelişimsel psikopatolojik yaklaşım, patolojik ve normatif gelişimi daha iyi anlamak için hem tipik hem de atipik gelişime yol açan süreçlerin incelenmesinin önemine dikkat çeker. Bu tez, gelişimsel psikopatolojideki önemli soruları araştıran üç araştırma makalesinden oluşmaktadır. İlk araştırma temel bilişsel temsil becerilerinin (görmenin bilmeyi sağlayacağı ilkesini ve içsel durumları anlama) ve hem sözel hem sözel olmayan iletişim becerilerinin Otizm Spektrum Bozukluğuna sahip olan çocukların sosyal yetkinliklerine etkisini incelemiştir. İkinci araştırma bir meta-analiz çalışmasıdır ve çocukluk çağındaki obezite ve fazla kiloluluk üzerine ebeveynleri de içeren müdahale programlarının etkisini, ve etkin müdahale programlarına yol açan faktörleri belirlemeyi amaçlamıştır. Üçüncü araştırma ise çocuklardaki gelişimsel çıktılar ile çok yakından ilgili olan duyarlı ebeveynlik kavramını ve bu kavramın farklı kültürlerdeki anneler ve profesyonel olarak anneler ve çocuklar ile çalışan klinisyenler tarafından algılanışını altı farklı kültürel grupta (Türk, Hollandalı ve Türkiye, Surinam, Antiller ve Fas göçmeni Hollandalı) incelemiştir. İlk araştırmanın sonuçları otizm spektrum bozukluğuna sahip olan çocukların sosyal yetkinlik becerilerinin, bilişsel temsil ve sözel iletişim becerileri kontrol edildiğinde, çocuklardaki sözel olmayan iletişim becerileri ile yakından ilişkili olduğunu göstermiştir. İkinci araştırmanın sonuçları çocuklardaki obezite ve fazla kilolu olma üzerine yapılan ve ebeveynleri de içeren müdahale programlarının kısa vadede olumlu etkilerinin olduğunu, fakat uzun vadede bu etkilerin kaybolduğunu göstermiştir. Bulgular ayrıca müdahale programlarının birden fazla modül (hem eğitimsel materyal hem de etkileşimleri içeren programlar) yerine bir modülü (sadece eğitimsel materyal veya sadece etkileşim) içerdiklerinde daha etkili olduklarını göstermiştir. Son olarak, üçüncü araştırmanın bulguları farklı kültürlerdeki annelerin `ideal ebeveynlik` ile ilgili düşüncelerinin literatürdeki duyarlı ebeveynlik kavramı ile benzerlik gösterdiğine, ayrıca annelerin düşüncelerinin klinisyenlerin düşünceleri ile de benzerlik gösterdiğine işaret etmektedir. Bahsedilen çalışmaların uygulama alanına yönelik önemli çıkarımları vardır. İlk araştırmanın sonuçları otizmli çocukların sosyal ilişkilerini güçlendirmeyi hedefleyen müdahale programlarının çocukların sözel olmayan iletişim becerilerini geliştirmeyi hedeflemelerinin önemini ortaya çıkarmaktadır. İkinci araştırmanın bulguları çocukluk çağında obezite ve fazla kiloluluk soruna yönelik müdahale programlarının tek modüllü olmasının daha yararlı olabileceğini göstermiştir. Üçüncü araştırma ise duyarlı ebeveynlik kavramının farklı kültürlerde geçerli bir kavram olduğuna ve duyarlı ebeveynliği geliştirmeye yönelik müdahale programlarının farklı kültürlerdeki anneler tarafından kabul görebileceğine işaret etmiştir. Tüm bu bulguların hem tipik hem de atipik gelişim gösteren çocukların gelişimsel çıktılarını olumlu yönde etkilemeyi amaçlayan müdahale ve koruma programları için yararlı olacağı öngörülmektedir. Developmental psychopathological approach argues for the importance of examining the pathways for both typical and atypical development to increase understanding of pathological as well as normative functioning. This dissertation includes three research papers investigating important topics in developmental psychopathology. The first paper examines the role of basic cognitive representational abilities (see-know understanding and internal state understanding), and both verbal and non-verbal communication skills in social competence in children with Autism Spectrum Disorders (ASD); the second paper is a meta-analysis study which examines the effectiveness of the intervention programs with parental involvement that aim to alleviate obesity or overweightedness in children; and the third paper focuses on an important concept for child developmental outcomes: maternal sensitivity, and its cross-cultural relevance across mothers and professionals (i.e., clinicians working with children and their mothers) in six different cultures (i.e., Turkish and Dutch majority, and Turkish-Dutch, Antillean-Dutch, Surinamese-Dutch, and Moroccan-Dutch ethnic minority). The results of the first study showed that socially competent behaviors of children with ASD were positively related to their non-verbal communication skills when cognitive representation and verbal communication skills were controlled for. The second study revealed that interventions targeting childhood obesity/overweightedness with parental involvement were effective in the short run, but not in longer term follow-ups. Interventions were found to be more effective if they targeted one modality of intervention (i.e., either by providing educational materials or interactive intervention sessions) as compared to providing multiple modalities. Finally, the results of the third study indicated that the beliefs of mothers from different cultures about `ideal parenting` are very similar to the concept of sensitive parenting in the literature and the beliefs of professionals. These results had important applied implications. The results of the first study suggested that interventions targeting better social relations in children with ASD might benefit from including trainings for non-verbal communication skills. The second study implied that interventions for childhood obesity/overweightedness might benefit from being conducted within single modalities as opposed to targeting multiple modalities. And the findings of the third study implied that sensitive parenting is a cross-culturally applicable concept for both mothers as well as clinicians working with parents and children, and the intervention programs targeting maternal sensitivity might be well received by mothers from different cultures. These findings may be useful for future intervention and prevention programs
Collections