Tableware and cargo amphorae of the Late Antique to Late Byzantine Periods from Küçükyalı (Istanbul): A ceramic assemblage from the Asian hinterland of Constantinople (4th – 14th centuries CE).
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Küçükyalı, bir mezar şapeli ve etkileyici bir kule ile çevrilmiş kubbeli sekizgen planlı kilisesi ve heybetli istinat duvarlarıyla çerçevelenmiş büyük sarnıcı ile modern İstanbul'un Anadolu yakasındaki en büyük ve en iyi korunmuş arkeolojik sit alanını oluşturur. Başlıca mimari ve mimari plastik öğelerin 9. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenmekle birlikte seramik ve nümizmatik buluntular M.S. 4. ve 14. yüzyıllar arasına yayılan geniş bir kronolojik aralık sunmaktadır. Küçükyalı mevcut durumda Konstantinopolis Patriği İgnatios tarafından 867 ve 877 yılları arasında kurulan Satyros Manastırı olarak yorumlanmaktadır ve şüphesizki Orta Bizans döneminin üst düzey baniliği kapsamında anlaşılmadır. 2008 yılından beri kazılar sırasında pek çok ve çeşitli türde yüksek kaliteli mimari süsleme, yazıtlar, çeşitli küçük buluntular ve seramikler ortaya çıkarılmıştır ve şu anda incelemeleri devam etmektedir. Bu tez, kulenin içindeki dolguda ve çevresindeki 14. yüzyılda terkedilmiş alanda yürütülen kazılarda ortaya çıkarılan seramikleri incelemektedir. Seramik araştırmaları perspektifinden bakıldığında Küçükyalı kazıları, eski Bizans başkentinden ve yakın hinterlantından ortaçağ seramikleri hakkındaki bilgilerimizi artırmak için eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Bu tez çalışması, Bizans sırlı seramiklerine ve ticari amforalarına odaklanmaktadır. Bunlar ağırlıklı olarak Beyaz Hamurlu Seramikler, farklı çeşitlerde Geç Bizans Sgraffito Seramikleri ve Günsenin tipi amforalardır. Geç Antik ve Erken Bizans dönemi sofra kapları ve nakliye kapları nispeten daha az miktarlarda bulunmaktadır.Seramiklerin çoğunluğu 12.-14. yüzyıllara tarihlenebilmektedir. Ana amaç, bir tipokronolojik analizin yanısıra, malzemeyi alanın arkeolojisi ve stratigrafisi içinde uygun bir bağlamda ele almak ve Bizans seramikleri araştırmalarının içine yerleştirmektir. İstanbul'daki önemli kazıların çoğu tarihi yarımadada yer alırken Küçükyalı, farklı olarak şehrin Anadolu yakasındaki banliyölerinin derinliklerinde bulunmaktadır. 13. yüzyıl civarına tarihlenen çok sayıdaki seramik bulgu, alanın Komnenos, Latin ve Paleologos hükümdarlık dönemleri boyunca Ege Denizi ve Karadeniz bölgeleri arasındaki ortaçağ değiştokuş biçimleri içindeki stratejik önemini gündeme getirmektedir. With its large cistern framed by massive retaining walls and its domed-octagon church flanked by a funerary chapel and an impressive tower, Küçükyalı forms the largest and best-preserved archaeological site in the Asian part of modern Istanbul. While the principal elements of its architecture and architectural sculpture are dated to the second half of the 9th century, the ceramic and numismatic finds present a wide chronological range spanning from the 4th-14th centuries CE. Küçükyalı is currently interpreted as the monastery of Satyros founded by the Constantinopolitan patriarch Ignatios between 867 and 877. It certainly should be understood within the context of high-ranking Middle Byzantine patronage.A manifold repertoire of high quality architectural ornamentation, inscriptions, various small finds and ceramics have been unearthed during excavations since 2008 and are currently the object of study. This thesis is a study of ceramics excavated inside the tower`s fills and from the 14th-century abandonment contexts around it. From the perspective of ceramics research, the stratigraphic excavations in Küçükyalı offer a unique opportunity to enhance our knowledge about medieval ceramics from the former Byzantine capital and its immediate hinterland. This study focusses on Byzantine glazed tablewares and cargo amphorae. These are predominantly Glazed White Wares, the different kinds of Late Byzantine Sgraffito Wares and the so-called Günsenin Amphorae. Late Antique and Early Byzantine fine wares and transport jars comprise relatively small quantities.The majority of the pottery can be dated to the 12th-14th centuries. Next to a typo-chronological analysis, the main goal is to contextualize the material within the site's archaeology and stratigraphy and to embed it into the wider research of Byzantine ceramics. While most of the other significant excavations in Istanbul have taken place inside its historical peninsula, Küçükyalı is distinctively situated deep in the city's Asian suburbs. Abundant ceramic evidence from around the 13th century raises the question of the site's strategic importance within medieval exchange patterns between the areas of the Aegean and the Black Sea during the periods of Komnenian, Latin and Palaeologan rule.
Collections