Duality in context: Multi-level approach to dual citizenship in Turkey
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Günümüzde vatandaşlık kurumu, gittikçe artan sayıda devletin çifte vatandaşlığı kabul etmesi yönünde istikrarlı bir eğilim göstermektedir. Çifte vatandaşlığın devletler tarafından hoşgörülmesi ile birlikte birden fazla vatandaşlığı olan kişilerin artması ise hak ve yükümlülükler, katılım ve kimlik ile ilgili bir çok soruyu beraberinde getirmektedir. Bu sorularla ilgili olarak, çifte vatandaşlık literatüründe coğrafi ve bağlamsal sınırlar oluşmuş, yoğunlukla Batı'nın geleneksel olarak göç kabul eden ülkelerine odaklanılmıştır. Bu çalışmada ise çifte vatandaşlık kurumu göç alan ülke kimliğini yeni taşımaya başlamış olan Türkiye üzerinden farklı bir çerçeve ve coğrafi bağlamda incelenmektedir. Çifte vatandaşlığın geleneksel vatandaşlık kavramı üzerindeki etkileri Kymlicka ve Norman'ın (2000) statü, etkinlik ve kimlik içeren vatandaşlık boyutları çerçevesinde değerlendirilmiştir. Kapsamlı bir analiz için araştırmada göçmen alan ülke, gönderen ülke ve göçmenleri içeren üçlü bir yapıya yer verilmiştir. Bu üçlü yapıda, göç alan ülke Türkiye olarak kabul edilirken gönderen ülkeler ise Türkiye'ye en fazla sayıda göçmen gönderen Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan, Almanya, İran, Irak, Rusya, Suriye, Türkmenistan, Ukrayna ve Özbekistan olarak belirlenmiştir. Araştırma sonuçları, bu aktörlerin algıları ve uygulamaları temelinde bakıldığında, çifte vatandaşlığın geleneksel vatandaşlığı temelinden sarstığını ancak göçmenlerin çifte vatandaş olmalarının Türkiye'ye entegrasyonunu etkilemediğini göstermektedir. Ancak çifte vatandaşlık, hak ve ödevler, katılım ve kimlik bağlamında tam anlamıyla işleyen iki ayrı vatandaşlık olarak düşünülmemektedir. Çifte vatandaşlık kavramının varsaydığı iki simetrik vatandaşlık olgusunun aksine bu vatandaşlıkların işlevini sürdüren iki vatandaşlık olmadığı, göçmen kimliğine bağlı olarak iki vatandaşlığın da farklı boyutlarında eksikliklerle tecrübe edildiği anlaşılmaktadır. Çifte vatandaşlıkta göçmenlerin, göç veren ve göç kabul eden devletlerin perspektifleri aracılığıyla vatandaşlığın farklı boyutlarının işlevlerini yitirmesi ve asimetrik olması ile ilgili olarak bu çalışma bütünden az, bir buçuk vatandaşlık anlamında `sesqui vatandaşlık` nosyonunu ortaya koymuştur. Bu nosyon, aktörlerin çeşitli vatandaşlık boyutlarıyla simetrik olmayan ilişkilerini ortaya çıkarmakla kalmayıp çifte vatandaşlık üzerinden yeni bir farklılaşma sunmaktadır. The citizenship institution of today is marked by a steady trend towards states' broader acceptance of dual citizenship. This rapid spread of membership in more than one polity raises numerous questions concerning migrants' rights and obligations, participation and identity. Against geographical and contextual boundaries in the dual citizenship literature, this study explores the institution of dual citizenship through an alteration in the setting and framework. Employing the case of Turkey from the global south, this research assesses the impacts of dual citizenship on the traditional notion of citizenship through the utilization of Kymlicka and Norman's (2000) citizenship dimensions, which include formal status, activity and identity. For a comprehensive analysis, the triadic setting of the research incorporates all the relevant actors of international migration with Turkey as the host state, Azerbaijan, Bulgaria, Georgia, Germany, Iran, Iraq, Russia, Syria, Turkmenistan, Ukraine and Uzbekistan as the major sending countries to Turkey, and finally, the international migrants in Turkey's immigration space. Based on the perceptions and practices of sending and host states and migrants, first, dual citizenship leads to only a partial paralysis of traditional citizenship and second, it is not perceived affect integration. These two contributions pave the way for a third and more significant contribution to the literature on dual citizenship. Sesqui citizenship, standing for `one and a half citizenship` to imply the `less than wholeness` of this status, highlights the asymmetrical, unbalanced weight of citizenship dimensions through the perspectives of migrants, sending states and host states. Sesqui citizenship not only reveals the actors' unsymmetrical relationship with various citizenship dimensions, but also describes the asymmetry between the three actors' positions concerning dual citizenship. To conclude, sesqui citizenship presents a further differentiation of the citizenship conception in a setting different from the typical dual citizenship research context.
Collections