İmmediyat implantlar çevresinde trombositten zengin plazmanın iki farklı greft materyali ile birlikte kullanımının incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Taze çekim soketlerine immediyat implant uygulamasının uzun dönemde başarılı olduğu vaka raporları ve klinik çalışmalar ile ortaya konmuştur. Bu tedavi yönteminin avantajları; toplam cerrahi işlem ve tedavi süresinin süresinin azaltılması, alveol kemiğinin dikey boyutunun ve genişliğinin korunarak optimal boyutlardaki implantlarin yerleştirilmesine olanak sağlaması olarak belirtilmiştir. Bu çalışmanın amacı üst çene ön bölgedeki simetrik dişlerin çekimi sonrası yapılan immediyat implantların çevresindeki defektlere; sığır kaynaklı ksenogreft (SKK) veya demineralize dondurulmuş allogreftin (DDKKA) trombositten zengin plazma (TZP) ile birlikte uygulanmasının sonuçlarının değerlendirilmesidir. Bu amaçla çalışma kapsamına sistemik olarak sağlıklı 9 bireyde yapılan 22 implantın çevresindeki defekt dahil edilmiştir. Her hastada üst çene ön bölgede simetrik olarak yerleştirilen implantlardan birine TZP ile SKK kombinasyonu uygulanırken diğer implantın çevresine TZP ile birlikte DDKKA uygulanmıştır. Değerlendirmeler implantların yerleştirildiği gün ve 9 ay sonra klinik ölçümler ve Konik Işın Hüzmeli Bilgisayarlı Tomografi (Cone Beam Computed Tomography - CBCT) ile yapılmıştır. Klinik ölçümlerde; SKK+TZP grubunun başlangıçtaki ortalama defekt derinliği 5,9 ? 2,5 mm'den 0,3 ? 0,5 mm'ye (p< 0,05), DDKKA+TZP grubunun ise 5,1 ? 1,6 mm'den 0,2 ? 0,4 mm'ye (p< 0,05) düşmüştür ve başlangıçtaki ölçümlere göre her iki grup için benzer kemik kazancı olmuştur. CBCT ölçümlerinde ise SKK+TZP grubunun başlangıçtaki ortalama defekt derinliği 6,1 ± 1,8 mm'den 0,7 ± 1,1 mm'ye (p< 0,05), DDKKA+TZP grubunun ise 6,2 ± 1,0 mm'den 0,2 ± 0,6 (p< 0,05) düşmüştür. SKK+TZP grubundaki dikey kemik kaybı 1,1 ? 0,1 mm olurken, DDKKA+TZP grubunun ise 2,1 ? 1,1 mm olmuştur. Sonuç olarak kullanılan iki yöntemin de başarılı olduğu görülmüş; CBCT'nin immediyat implantların çevresindeki defektlerin ve bu defektlerde meydana gelen kemik kazancının belirlenmesinde başarıyla kullanılabileceği görülmüştür. Findings from clinical studies and case reports indicated that placement of implants in fresh extraction sites may facilitate long-term implant survival. This treatment method reduces total overall treatment time and number of surgical procedures preserving the alveolar anatomy. The aim of this study was to compare bovine derived xenograft (BDX) with demineralized freeze dried allograft (DFDA) both supplemented with platelet rich plasma (PRP) in bone regeneration around immediate implants. A total of 9 systemically healthy patients and defects around 22 implants were selected. After extraction on the anterior maxilla after then implants were installed. One group received PRP + BDX and the other group received PRP + DFDA. Clinical and CBCT measurements were done at the day of implant placement and 9 months after initial surgery. The average vertical bone defect depth reduction for BDX-PRP reduced from 5,9 ± 2,5 mm to 0,7 ± 1,1 mm and in DFDA-PRP group from 5,1 ± 1,6 to 0,2 ± 0,6 mm, reflecting a similar and significant gain in both groups compared to baseline (p < 0.05). CBCT measurements revealed 6,1 ± 1,8 and 6,2 ± 1,0 mm of bone at baseline and 0,7 ± 1,1 mm and 0,2 ± 0,6 mm at 9 months for BDX-PRP and DFDA-PRP treated defects, respectively (p < 0,05). Vertical resorption of the buccal crest was 1,1 ± 0,1 mm for BDX-PRP group and 2,1±1,1 for DFDA-PRP group. These results suggest that both graft materials were similar in the treatment of peri-implant infrabony defects where CBCT provides a reliable method for measurement of the changes over time.
Collections