Subklinik hipotiroidi saptanan çocuklarda epikard yağ dokusu kalınlığının değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Çocukluk çağı aşikar hipotiroidi bir çok sistemi olumsuz etkileyen ve tedavi gerektiren kronik bir hastalıktır. Ancak subklinik hipotiroidi (SH) olarak tanımlanan aşikarlaşmamış olgularda diğer sistemler üzerine olan etkiler net olarak bilinmemekte ve tedavi verilmesi konusunda ortak bir yaklaşım bulunmamaktadır. Üstelik SH aşikar hipotiroidiye dönüşmeden uzun yıllar devam edebilmektedir. Kardiyovasküler sistem aşikar hipotiroidide olumsuz etkilenen ana sistemlerden biridir. Epikardiyal yağ doku kalınlığının (EYD) ise kardiyovasküler riskler açısından önemli bir marker olduğu bilinmektedir. Çalışmamızda SH'nin çocuklarda EYD kalınlığı üzerine etkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Materyal-Metot: Çalışmamıza Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Endokrin Polikliniğinde 1-18 yaş arası 50 SH tanısı olan (SH grubu) ve 50 tiroid disfonksiyonu olmayan sağlıklı çocuk (kontrol grubu) olmak üzere toplam 100 olgu dahil edildi. SH tanısı üst limitten hafif yüksek TSH (4.2mIU/L) ve normal serbest T4-T3 düzeyleri ile konuldu. Hastaların klinik bulguları ve TSH, sT3, sT4 yaşa göre değerlendirilerek medikal tedavi (LT4) kararı verildi. SH tanısı alan tüm olguların detaylı anamnezi alındıktan sonra antropometri (takvim yaşı, kemik yaşı, vücut ağırlığı, boy, VKİ), fizik muayene ve tiroid muayeneleri (WHO UNICEF) değerlendirildi. Tiroid disfonksiyonunu değerlendirmek amacıyla tiroid fonksiyon testleri (sT3, sT4, TSH), tiroid antikorları, spot idrar iyot miktarı, hemogram, ferritin, çinko, D vitamini (25OHD), B12 vitamini, folik asit bakıldı. Serum lipid ve homosistein düzeyleri koroner arter hastalığını ekarte etmek için bakıldı. SH ve kontrol grubundaki tüm olgulara EYD kalınlığını değerlendirmek amacıyla çocuk kardiyoloji polikliniğinde transtorasik ekokardiyografi ile milimetre cinsinden ölçümler yapıldı. Medikal tedavi alan (SH1) ve almayan (SH2) tüm SH grubundaki hastaların EYD kalınlığı 0. (EYD0) ve 6. ayda (EYD6) değerlendirildi. Çalışmada toplanan veriler, SPSS 23 (Statistical Package for the Social Sciences – IBM®) kullanılarak yapıldı. İstatistiksel anlamlılık düzeyini belirlemek için, %95 güven aralığında ve p<0,05 anlamlı kabul edildi.Bulgular: Çalışmada yer alan SH grubu hastaların yaş ortalaması 8,9±4,2 yıl, kontrol grubunun yaş ortalaması 8,7±4,4 yıl idi. SH'li çocuklarda cinsiyet dağılımı %52 (n=26) kız, %48 (n=24) erkek idi. Kontrol grubunun %52'sini (n=26) kız cinsiyet oluştururken, %48'i (n=24) erkek cinsiyetten oluşmaktaydı. SH'li olguların %58'i prepubertal, %42'si pubertal; kontrol grubundaki olguların %56'i prepubertal, %44'ü pubertaldi. SH ve kontrol gruplarının antropometrik özellikleri değerlendirildiğinde; VA, boy, VKİ ve puberte parametrelerinde iki grup arasında anlamlı fark yoktu. SH ve kontrol grubu hastalara ait tiroid fonksiyonları incelendiğinde; her iki grup arasında TSH ve sT3 değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık varken, sT4 düzeyinde ise anlamlı bir farklılık tespit edilmedi. Kontrol grubunda yer alan çocuklara ait EYD ölçüsü ortalama 2,11±0,52mm olarak saptandı. SH1grubuna ait EYD0 kalınlığı ortalama 4,08±1,41mm; SH2 grubuna ait EYD0 kalınlığı ortalama 4,31±1,09mm olarak saptandı. Bunun yanı sıra SH1 grubunda ortalama EYD6 kalınlığı 3,65±1,27mm olarak tespit edilirken SH2 grubunda EYD6 kalınlığı 4,16±1,10mm olarak tespit edildi. SH1 grubunda daha belirgin olmakla birlikte, SH1 ve SH2 grubunda EYD6'da EYD0'a göre azalma olduğu tespit edildi. SH ve kontrol grubunda yaş arttıkça EYD kalınlığı da artmaktaydı. SH ve kontrol grubu olguların pubertal dönemdeki EYD kalınlığının prepubertal döneme göre arttığı tespit edildi. SH grubunda VKİ persentili arttıkça EYD kalınlığı da artmaktaydı. SH grubundaki EYD değerleri ile Anti TPO, Anti TG otoantikorları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edildi. Özellikle Anti TPO'nun pozitif değer almasıyla EYD kalınlığı artmaktaydı. SH grubundaki EYD değerleri ile spot idrar iyot düzeyi arasında ilişki saptanmadı. SH grubundaki EYD değerleri ile tiroid boyutu arasında ilişki saptanmadı. SH grubundaki çocuklarda tiroid parankim ölçüsünün heterojenitesi arttıkça EYD kalınlığının da arttığı saptandı.Sonuç: SH'li çocuklarda, epikard yağ dokusu kalınlığı tiroid disfonksiyonu olmayan çocuklara göre anlamlı yüksek bulunmuştur. Bu araştırma SH'li çocuklarda henüz aşikar hipotiroidi gelişmeden KVS üzerine olumsuz etkilerinin başladığını düşündürmektedir. Belki de ileride EYD, SH'li çocuklarda tedavi başlama kriteri olarak kullanabilir.Anahtar Sözcükler: Subklinik Hipotiroidi, Epikard Yağ Dokusu Objective: Childhood overt hypothyroidism is a chronic disease that affects various components of body adversely and which requires treatment. However, the effects of other systems are not clarified in cases that had diagnosed with subclinical but not overt hypothyroidism (SH), there is no consensus in terms of the approaches of patients being treated. Moreover, SH may continue for many years, even they have converted to overt hypothyroidism. Cardiovascular system (CVS) is one of the common systems, which hypothyroidism adversely affects. It is already known that Epicardial adipose tissue thickness (EAT) is an important marker in terms of the cardiovascular risks. The aim of this study was to evaluate the effect of SH on the EAT thickness in children.Material and method The study included were 100 cases which are 1-18 years had categorized in two groups; control group (50 children), who had no signs of thyroidal dysfunction and case group (50 children) who had diagnosed with SH in Pediatric Endocrinology in Kırıkkale University, Faculty of Medicine are recruited in the study. SH was diagnosed according to the slightly higher TSH than the upper limit (4.2M/L), normal free T4 and T3 levels. Medical treatment (LT4) was decided according to the levels of TSH, sT3, sT4 and clinical status. After the detailed history of all cases were acquired, anthropometric evaluation (chronological age, bone age, body weight, height, BMI), physical examination and thyroid examinations (WHO UNICEF) were evaluated. Thyroid function tests (sT3, sT4, TSH), thyroid antibodies, spot urine iodine amount, hemogram, ferritin, zinc, vitamin D (25OHD), vitamin B12, folic acid were performed to evaluate thyroid dysfunction. Serum lipid and homocysteine levels were measured to exclude coronary artery disease. EAT was assessed in all cases, with transthoracic echocardiographic measurements in pediatric cardiology clinic. The SH cases were classified into two groups in terms of medical treatment. EAT thickness was measured in patients with treated group (SH1) and non-treated group (SH2) at 0. (EAT0) and at 6.months (EAT 6).SPSS 23 (Statistical Package for the Social Sciences – IBM®) program was used in the statistical analysis. The level of significance was determined as p<0,05Results In this study, mean age of SH group was 8.9 ± 4.2 years and mean age of control group was 8.7 ± 4.4 years. 52% (n = 26) of the SH group were girls and 48% (n = 24) were boys; 52% (n = 26) of the control group were girls and 48% (n = 24) were boys. 58% of the SH group were prepubertal, 42% were pubertal; 56% of the control group were prepubertal and 44% were pubertal. There were no difference in anthropometric (body weight, height, BMI, and puberty) features between SH and control groups. There were statistically significant differences in TSH and sT3 values between SH and control groups, while no significant difference was found between sT4 levels. The mean value of the EAT in control group was 2,11 ± 0,52mm. Mean of EAT0 was 4,08 ± 1,41 in group SH1 and mean of EAT0 was 4,31 ± 1,09mm in group SH2. In addition, mean of EAT6 was 3.65 ± 1,27mm in group SH1 and mean of EAT6 was 4,16 ± 1,10 in group SH2. Although there were a decrease in both group SH1 and SH2, at EAT6 compared to the EAT0, and this decrease was more significant in group SH1. The EAT thickness was higher in older ages in both SH and control groups and EAT thickness were also higher at pubertal period than prepubertal period. EAT thickness were also increased as the BMI percentile increased. Statistically significant correlations were found between EAT thickness and the anti-TPO, anti-Tg antibodies. EAT thickness measurement was especially increased in cases whose had positive Anti TPO. There was no relationship between EAT values and spot urine iodine level. There was no relationship between EAT values and thyroid size. EAT thickness was higher in the cases whom had thyroid parenchyma heterogeneity.Conclusion: In our study, children with subclinical hypothyroidism had significantly higher Epicardial adipose tissue thickness than children without thyroid dysfunction This study suggests that subclinical hypothyroidism effects adversly the cardiovascular system in children before hypothyroidism become overt. In future this data may be used as amarker at the begining of LT4 treatment in SH with children.
Collections