Reklamlar aracılığıyla sunulan stereotip tehdidinin kadınların liderliğe ilişkin tepkilerine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Stereotip tehdidi ve yarattığı etkiler çok çeşitli alanlarda araştırılmış olup, bunlardan biri de liderliktir. Liderlik alanıyla ilişkili olan toplumsal cinsiyet stereotiplerinde, kadınların liderlik için gerekli özelliklere sahip olmadığı ve bu nedenle erkeklerin daha başarılı lider olacağı yönündeki inançlar ifade edilir. Bu nedenle bu stereotiplerin kadınlar için tehdit edici bir etkisi olduğu düşünülmektedir. Literatürde stereotip tehdidinin performans üzerindeki etkisine yönelik çalışmaların bolluğuna rağmen, duygusal ve bilişsel etkilerinin daha az incelendiği görülmektedir. Bu nedenlerle, bu araştırmanın temel amacı stereotip tehdidinin kadınların liderlik ve takım üyeliği istekleri, liderlik kariyer amaçları, negatif duygu durumları, sosyal benlik saygıları ve liderliğe ilişkin örtük inançları üzerindeki etkisi ile bu ilişkilerde cinsiyet damgası bilincinin biçimlendirici rolünü incelemektir. Literatürde damga bilincinin etkilerine ilişkin tutarlı sonuçlar elde edilse de, liderlik alanında stereotip tehdidi ve sonuçları arasındaki ilişkide biçimlendirici etkisi henüz sınanmamıştır. Bu amaç doğrultusunda, öncelikle bir tehdit müdahalesi oluşturulmuştur. Günlük hayatta sürekli maruz kalınan reklamlar toplumsal cinsiyetlere ilişkin stereotipik inançları içinde barındırdığı için tehdit müdahalesinin reklamlar aracılığıyla gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır. Stereotipik olarak kadınlardan beklenen ve liderlik alanıyla ilişkili olmayan rollerin canlandırıldığı reklamlar kullanılarak kadınlar için örtük tehdit sunulmuştur. Müdahale sırasında kullanılacak olan reklamları belirlemeye yönelik olarak bir ön çalışma yürütülmüş, nötr ve kadınlar için stereotipik olan reklamlar belirlenerek bir materyal hazırlanmıştır. Bu çalışmalardan sonra İstanbul'daki bir devlet üniversitesinin Edebiyat Fakültesi'nin çeşitli bölümlerinde öğrenimlerini sürdüren 130 kadın öğrenci ile iki aşamalı deneysel bir çalışma gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada katılımcılardan araştırmanın biçimlendirici değişkeni olan cinsiyet damgası bilincine ilişkin ölçümler alınmıştır. İki hafta sonra gerçekleştirilmeye başlanan ikinci aşamada ise laboratuvar ortamında katılımcılar belirli reklamlara maruz bırakılarak stereotip tehdidi müdahalesi gerçekleştirilmiştir. Müdahale sonrasında, bağımlı değişkenlere ilişkin verilerin toplanmasında Liderlik veya Takım Üyeliği İsteği Ölçeği, Pozitif ve Negatif Duygu Ölçeği, Durumsal Benlik Saygısı Ölçeği, Kariyer Amaçları Ölçeği ve Cinsiyet-Liderlik Örtük Çağrışım Testi kullanılmıştır. Sonuçlarda, stereotip tehdidinin takım üyeliği isteği üzerinde doğrudan etkisi bulunmuştur. Ayrıca stereotip tehdidinin liderlik kariyer amaçları üzerindeki etkisinde cinsiyet damgası bilincinin biçimlendirici rolü bulunmuştur. Damga bilinci düşük olan kadınların stereotip tehdidine reaksiyon gösterdiği ve liderlik kariyer amaçlarının damga bilinci yüksek olan kadınlara kıyasla daha yüksek olduğu görülmüştür. Elde edilen bulgular kuramsal çerçeve kapsamında tartışılmış ve gelecek çalışmalar için önerilerde bulunulmuştur. Stereotype threat and its effects have been investigated in a wide range of areas, and one of these is leadership. In the gender roles stereotypes associated with leadership there are some beliefs that women do not have the qualities required for leadership and therefore men are more successful leaders than women. For this reason, it is thought that these stereotypes have a threatening effect on women. Despite the plenty of research related to the effects of the stereotype threat on performance, its emotional and cognitive effects has been studied relatively less in the literature. For these reasons, the main aim of this research is to investigate the effect of stereotype threat on leadership and team membership aspiration, leadership career goals, negative affect, state social self-esteem and implicit beliefs of women-leadership and also the moderating role of gender stigma consciousness in these relations. Even if consistent results have been obtained in the literature on the effects of stigma consciousness, its moderating effect on the relationship between stereotype threat and its outputs has not yet been tested in the field of leadership.For this purpose, a threat intervention was created primarily. Since advertisements that are constantly exposed in daily life contain stereotypical beliefs about gender, it has been decided that the threat intervention should be carried out through advertisements. The implicit threat was presented to women by using advertisements that depict the roles stereotypically expected of women and are not related to leadership. A pilot study was conducted to determine the ads to be used for the intervention. The materials were prepared by identifying neutral and stereotypical ads. A two-stage experimental study was conducted with 130 female students studying in various departments of Faculty of Letters of a state university in Istanbul. In the first stage, measures were taken from participants regarding gender stigma consciousness, which is moderator variable of research. In the second stage which was started two weeks later, stereotype threat intervention was implemented by exposing the participants to the certain advertisements in the laboratory environment. After the intervention, Leadership and Team Membership Aspiration Scale, Negative Affect Scale, State Self-Esteem Scale, Career Goals Scale, and Gender-Leadership Implicit Association Test were used to collect data on dependent variables. As a result of analysis, the main effect of stereotype threat on team membership aspiration was found. In addition, the moderator role of stigma consciousness in stereotype threat-career goals relationship was found. It was seen that females with low stigma consciousness showed a reaction to stereotype threat; their leadership career goals were higher than females with high stigma consciousness. All findings were discussed within the theoretical framework and suggestions for future studies were made.
Collections