Sanal gerçeklik, hakikat kavramının dönüşümü ve popüler kültürdeki yansımaları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İnsanoğlu ilkçağlardan itibaren evreni anlamaya, görünen dünyanın gerisinde ne olduğunu çözmeye çalışmıştır. Daha çok duyu organlarıyla algıladıklarını `gerçek` kabul etme eğiliminde olan insan, doğanın ve evrenin temelinin maddi mi, yoksa `maddi olmayan` mı olduğu üzerine fikir ayrılıklarına düşmüştür. Evrenin temelinde ne olduğu anlayışı sürekli değişim geçirse de, bütün düşünce tarihi, bu temel çerçevesinde yaklaşımlar üzerine kuruludur.20. yüzyılın ortalarından itibaren gerçekleşen teknoloji devrimi, ekonomik, kültürel ve sosyal uygulamalara hükmederek, yaşamın tüm alanlarında alışkanlıkları değiştirmiştir. Teknoloji insanların hayatını sanal ortamlara taşımaktadır. Sanal gerçeklik teknolojisi (virtual reality), dış dünyayı bloke edip, duyu organlarını aldatarak kullanıcıyı sayısal bir dünyanın içine daldırabilmektedir. Gün geçtikçe gelişen bu teknolojinin, fiziki gerçekliğe alternatif oluşturması mümkündür. Böyle bir ortamda `gerçeklik`, `sanal` kavramları ve bilgi edinme süreçleri dönüşüme uğramaktadır. İnsanlığın hakikat arayışı sanal gerçeklik teknolojileriyle yeni bir döneme girmiştir.Hakikat arayışını felsefe üzerinden yapan insan, kendini anlamlandırmak için sanatsal ürünleri kullanmıştır. İnsanın ve toplumun gerçeklikle kurduğu ilişki, popüler sinema filmlerinin konusu olmuştur. Sanal gerçeklik evreninde hakikat arayışının toplumsal iz düşümlerini ele almak için, 90'lardan bu yana, filmlerin sanal gerçeklik teknolojisine yaklaşımlarını incelemek önemlidir. Fiziki olan ile sanal olanın arasındaki çizginin bulanıklaştığı bu dönemde, artık gerçeğin ne kadar gerçek olduğunu sorgulama noktasına gelinmiştir. Bu tez popüler sinema ürünleri üzerinden insanoğlunun ve toplumun, sanal evrene göçünü incelemeyi amaçlamaktadır.Anahtar Kelimeler: Gerçeklik, sanal gerçeklik, arkhe, teknoloji, bilinç. Since ancient times humankind has tried to understand the universe and to figure out what is behind the visible world. Humans, who tend to accept what they percieve by their sense organs as `truth`, have clashed over whether the basis of universe and nature is material or immetarial. Even though the understanding of what underlies the universe constantly changes, the entire history of thought has built on the approaches to the basis of the universe.The technology revolution which occured since the mid-20th century has changed habits in all areas of life by dominating economic, cultural and social practices. Technology brings people's lives into virtual environments. The virtual reality technology can submerge the user into a digital world by blocking the external world and deceiving the sense organs. It is possible that this day-by-day developing technology is an alternative to physical reality. In such an environment both the concepts of `reality` and `virtual` as well as the processes of information undergo a transformation. Humanity's search for ultimate reality has entered a new era through the virtual reality technologies.The person who seeks the real truth through philosophy has used artistic products to make sense out of himself. The relationship, which human and society have established with reality, has been the subject of popular motion-pictures. In order to address the social projections of truth-seeking in the universe of virtual reality, it is important to analyse the approaches of films to the virtual reality technology since the 90s. In this era in which the line between the physical and the virtual reality has become blurred, we have already come to the point of questioning how real the truth is. This dissertation aims to investigate the migration of humanity and society to the virtual universe through the popular cinematography products.Key Words: Reality, virtual reality, arche, technology, consciousness.
Collections