Prostat kanserli sıçanlarda bisfosfonat ve denosumab kullanımına bağlı çene kemiklerinde oluşan osteonekrozda RANK/RANKL sinyal yolunun incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bisfosfonat ve denosumab, solid tümörlerin kemik metastazlarında intravenöz olarak kullanılan ilaç grubudur. Bu ilaçlar yan etki olarak çene kemiklerinde osteonekroza neden olmaktadır. Diş çekimi, protez kullanımı ve periodontal hastalık gibi durumlar osteonekroz oluşma riskini arttırırken, spontan olarak oluşan osteonekroz olguları da bildirilmiştir. Projenin amacı; denosumab ve bisfosfonatın kemik üzerindeki etkisini, kronik enflamasyonun var olduğu durumlarda in vivo olarak incelemektir. Bu amaçla, 40 adet Cophenagen cinsi sıçan yapılan işlem ve uygulanan ilaçlara göre dört gruba ayrılmıştır. Tüm sıçanların sağ üst çene 1. molar dişlerinin etrafı ligatür ile sarılarak kronik enflamasyon yaratılmıştır. 1. Gruba (Z) zoledronik asit, 2. Gruba (D) denosumab 3. Gruba (K(+)) serum fizyolojik enjeksiyonuna, ortotopik yöntemle prostat kanseri indüklendikten 1 hafta sonra başlanmış, enjeksiyonlar hafta 1 kez ve 3 hafta süreyle uygulanmıştır. 4. Grup (K(-)) ise hiçbir indükleme ve enjeksiyon olmaksızın enflamasyon sürecinin takibi için incelenmiştir. Enjeksiyon başladıktan 4 hafta sonra tüm deney hayvanları sakrifiye edilerek serum ve doku örnekleri alınmıştır. Sonuç olarak ortalama serum RANKL değerleri pg/ml cinsinden Z grubu için 9,9700, D grubu için 3,8183, K(+) grubu için 4,5675 ve K(-) grubu için 10,3733 bulunmuştur. K(-) grubunda serum RANKL değerinin yüksekliği D grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05). Histopatolojik inceme sonucunda Z grubundaki deney hayvanlarından birinde (% 16,66) osteonekroz görülmüştür. Çalışmamız bisfosfonat grubu ilaçların varolan kronik enflamasyonda, çekim olmaksızın osteonekroza neden olabileceğini göstermiştir. Bu nedenle klinik olarak kronik enflamatuar durumların bisfosfonat tedavisi başlamadan önce elimine edilmesi gerektiği düşünülmektedir. Denosumab uygulanan grupta osteonekroz oluşumuyla ilgili anlamlı bir fark bulunamamıştır. Bu konuyla ilgili yapılacak ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. Bisphosphonates and denosumab are primarily used and effective in the treatment and management of solid tumors bone metastases. These drugs cause osteonecrosis of jaw as a side effect. Invasive dental procedures (e.g. tooth extraction), use of prosthesis or periodontal disease, may increase the risk of osteonecrosis of the jaw. Although cases can occur spontaneously without a precipitating oral event. The aim of the project is to investigate effect of denosumab and bisphosphonate on development of osteonecrosis in alveolar bone when chronic inflammation is present.40 male Cophenagen rats divided into four groups; 1. Group (Z: injected with bisphosphonates), 2. group (D: injected with denosumab), 3. group (C(+): control and injected with salin ) and 4. group (C(-): without prostate cancer control). All of the animals ligature was placed and immobilized around right maxillary 1st molars under general anesthesia. One week after prostate cancer induced by ortotropic process, injections of group Z, D and C(+) were performed intraperitoneally once a week and the injections were continued for 3 weeks. After 4 weeks the rats were sacrificed. At the end of experiment, blood and tissue samples were taken. As a result of ELISA test, the mean serum RANKL values were found in pg/ml for group Z 9,9700, group D 3,8183, group C(+) 4,5675 and group C(-) 10,3733. In the C (-) group, serum RANKL level was found to be statistically higher than group D (p <0,05). As a result of histopathologic examination only a rat from group Z showed, alveolar bone necrosis (16.66%). Our study showed that the bisphosphonates may cause osteonecrosis in the presence of chronic inflammation without extraction. Therefore, it is thought that clinically chronic inflammatory conditions should be eliminated before the initiation of bisphosphonate therapy. There was no significant difference in osteonecrosis formation in the denosumab-treated group. There is a need for further clinical studies on denosumab.
Collections