Devletin Kürt politikası ve Kürt hareketi (1945-1960)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çalışmanın amacı, Türkiye'de çok partili hayata geçişten 27 Mayıs Darbesi'ne kadar olan süreçte, devletin Kürtlere yönelik politikasını ve Kürtlerin bu süreç içerisindeki duruşunu ortaya koymaktır. Tek parti yönetimi Kürt sorununa ortadan kaldırılması gereken pürüz gözüyle bakıyordu. Bu doğrultuda Kürtler, Cumhuriyet sonrası erken dönemde yok sayılmış, sürgün edilmiş ve asimilasyona uğramıştı. 1938'e gelindiğinde Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Doğu toprakları, uygulanan güvenlik politikalarının sonucunda coğrafi anlamda Batı ile bütünleşmesini tamamlamıştı. 1923-1938 arası zayıf düşen Kürtler, 1945 sonrasında farklı bir devlet politikasıyla karşı karşıya kalmıştı. Çok partili sistemle birlikte Kürtlerin oyu partiler açısından önemli hale gelmişti. Devletin bu yeni dönemdeki amacı, Kürt sorununa çözüm bulmaktan ziyade muhalif sesleri eritme ve kendine benzetmeydi. Bunun yanında Doğu ile Batı'nın ekonomik bütünleşmesi hedefleniyordu. Yani ulusal pazar Doğu'ya nüfuz etmek istiyordu. Bütün bu süreçte, eğitim seviyesi artan yeni bir genç Kürt aydın sınıfı oluşmaya başlamıştı. Bunun yanında geçmişte sürgün yemiş bazı Kürtler siyasete giriyordu. 1945 sonrası dönem, format değiştiren Türkiye'nin Kürt meselesine yeni bir bakış açısıyla baktığı, fakat bu bakış açısının kendisinden önceki dönemden sadece kılıf olarak farklı olduğu, içerik olarak ulus-devlet mantığından farklı bir şey ihtiva etmediği bir dönemdi. Bu yıllarda Kürtlerin siyasete girdiğini ve bir Kürt aydın hareketinin var olduğunu görmekteyiz. Bu detaylar çalışmada gösterilmiştir. Bu doğrultuda 1945-1960 arası döneminin Kürt meselesi hem devlet hem de Kürtler açısından değerlendirilmiştir. Kürtlerin yoğun yaşadığı topraklara yönelik gerçekleştirilen yatırımlar ele alınmıştır. Ardından milletvekili ve yerel seçimleri, dönemin iki büyük partisi Demokrat Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi seçmen davranışı açısından değerlendirilmiştir. Son olarak Kürt hareketinin 1945 sonrası nasıl ivme kazandığı gösterilmiştir. The aim of the study is to reveal the Turkish government's policy towards Kurds and the position of Kurds in the process, starting from transition to a multi-party system until the May 27 coup d'état. The one-party administration was considering the Kurdish problem, as a roughness that must be eliminated. In this respect, Kurds were ignored, exiled and assimilated in the early post-Republic period. By 1938, the Eastern territories, where the Kurds were living intensively, had completed their integration with the West in a geographical sense as a result of the security policies implemented. The Kurds, who had fallen weakly between 1923 and 1938, faced a different state policy after 1945. In the multi-party system, the Kurds' tendency was important for the parties. The aim in the new period was not to find a solution to the Kurdish problem, but rather to dissolve the voices of opponent and assimilate. In addition, another goal was to ensure the economic integration of East and West. The national market wanted to penetrate the East. In the whole process, a new young Kurdish intellectual class was being formed. In addition, some Kurds, who had exiled in the past, entered politics. Post-1945 period is a period that the format changing Turkey was looking to the Kurdish problem with a new point of view, but it was a time when this perspective did not contain anything other than the logic of the nation-state as content. In these years, we see that Kurds entered politics and there was a Kurdish intellectual movement. These details are shown in the study. In this context, the Kurdish issue of the period between 1945-1960 was evaluated in terms of both the state and the Kurds. Investments in the lands where Kurds live intensively are discussed. Subsequently, deputies and local elections were evaluated in terms of voter behavior of the two major parties of the period, the Democratic Party and the Republican People's Party. Finally, it was shown how the Kurdish movement gained momentum after 1945.
Collections