Obstrüktif uyku apne sendromlu hastalarda depresyon ve yaşam kalitesinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Uykuda solunum bozukluğu önemli bir halk sağlığı problemidir. Bu grup hastalıkların çoğunluğunu ise Obstrüktif Uyku Apne Sendromu (OUAS) oluşturmaktadır. OUAS, nöropsikolojik sorunlara da sebep olmaktadır. Çalışmamızda değişik şiddette OUAS`lı hastalarda depresyon sıklığını ve yaşam kalitesini belirlemeyi amaçladık. Çalışmamız Polisomnografi (PSG) yapılan 101 olgu üzerinde yürütüldü. Tüm katılımcılara PSG yaptık ve Apne-Hipopne İndeksine (AHİ) gore; Basit Horlama (n=20, AHİ<5), Hafif OUAS (n=27, 5?AHİ<15), Orta OUAS (n=20, 15?AHİ<30) ve Ağır OUAS grubu (n=34, AHİ?30) şeklinde gruplandırdık. Basit Horlama grubunu kontrol grubu olarak değerlendirdik. Esas itibariyle bu gruplar arası farklılıkları inceledik. DSM-IV Eksen I bozuklukları için yapılandırılmış klinik görüşme (SCID), Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği (HAM-D), Beck Depresyon Envanteri (BDE), Epworth Uykululuk Skalası (EUS), Pittsburg Uyku Kalitesi Ölçeği (PUKI), SF 36 Yaşam Kalitesi Anketi (Short Form=Kısa Form) tüm olgulara uygulandı. Cinsiyet ayırımı yapılmadan HAM-D skorlarına göre karşılaştırıldığında, Orta OUAS grubunda diğer gruplara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde en yüksek depresyon görülme oranı olduğunu saptadık. Bunu Ağır OUAS grubu ve ardından Hafif OUAS grubu izliyordu. Basit Horlama grubunda diğer apne gruplarına göre değerlendirildiğinde en düşük depresyon görülme oranı olduğunu saptadık (p=0.015). Bu gruplar arasında EUS, PUKI, Vücut kitle indeksinde (VKİ) farklılık saptanmadı. SF 36 Yaşam kalitesi alt bileşenlerini değerlendirdiğimizde, Ağır OUAS grubunda diğer gruplara göre özellikle Basit Horlama grubuna göre Sosyal Fonksiyon alt bileşen puanları istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha düşük saptadık. Diğer alt bileşenleri değerlendirdiğimizde, gruplar arasında farklılık saptamadık. Basit Horlama grubunu çıkararak belirlediğimiz OUAS hasta grubunda (n=81), SCID uygulayarak HAM-D skorlarına göre yaptığımız görüşme sonrasında 54 (%67) olgunun depresyonu vardı, 27 (%33) olguda depresyon saptanmadı. Depresyonu olan ve olmayan OUAS gruplarını karşılaştırdığımızda boyun çevresi, EUS, PUKI puanlarının değerlendirilmesi sonrasında farklılık saptamadık. VKİ`ni depresyonu olan grupta yüksek bulduk (p<0.05). SF 36 alt bileşenleri karşılaştırdığımızda tüm alt bileşen puanları depresyonu olan grupta depresyonu olmayan gruba göre daha düşük saptadık (p<0.05). Elde edilen sonuçlarla OUAS`ı olan hastalarda depresyon yüksek oranlarda görülmektedir. OUAS yaşam kalitesini olumsuz olarak etkilemektedir. Çalışmamızda OUAS ve depresyon birlikteliğinde yaşam kalitesi sekiz alt bileşenin hepsinde depresyonu olmayanlara göre düşük puanlar saptanmış olup bu sonuç, OUAS ve Depresyon birlikteliğinde yaşam kalitesinin daha kötü etkilendiği tezini desteklemektedir. Respiratory disorder during sleep is an important public health issue. The majority of these disorders is mainly made up of obstructive sleep apnea syndrome (OSAS). Moreover OSAS can cause neuropsychiatric problems. In our study we aim to find out the prevelance of depression and assess the life quality of patients with different intensity OSAS. Our study was carried out on 101 patients with polysomnographyic (PSG) records. PSG was done to all participants and all of them were classified according to Apnea-Hipopnea index (AHI). Groups were classified as; Simple Snore (n=20, 15?AHI<30), mild OSAS (n=27, 5?AHI<15), moderate OSAS (n=20, 15?AHI<30), and severe OSAS (n=34, AHI?30). Simple snore group accepted as a control group. We investigated mainly the differences between groups. We applied structured clinical interview for DSM-IV disorders (SCID), Hamilton Depression Rating Scale (HAM-D), Beck Depression Inventory (BDI), Epworth Sleepness Scale, Pittsburg Sleep Quality Index (PSQI) and SF 36 Life Quality Survey to all participants. Without discriminating the gender, according to comparison of HAM-D scores we found depression rate was the highest and statistically meaningful among moderate OSAS group. This is followed by Severe OSAS group and then mild OSAS group sequentially. Depression rate was the lowest (p=0.015) in Simple Snore group when compared with other apnea groups. No difference was found between groups when EUS, PSQI and BMI compared. We found high scores of Social Function, subdivision of SF 36 Life Quality Survey, in Simple Snore group versus other groups especially when compared with severe OSAS. When we assessed other subdivisons of SF 36 Life Quality Survey no difference was found between groups. Substracting simple snore from all participants we have OSAS group. We found depression rate 67% (n=54) among patients with OSAS (n=81) according to SCID applied HAM-D scores. When neck circumference, EUS and PSQI scores compared no difference was found between OSAS patients with and without depression. We found high BMI among OSAS patients with depression (p<0.05). When we compared SF 36 subdivisons, all subdisvions scores were lower in OSAS patients with depression versus OSAS patients without depression (p<0.05). These results show that depression rate is highly seen among OSAS patients. OSAS negatively affects the life quality. In our study all 8 subdivisons of life quality scores were lower among OSAS patients with depression when compared with OSAS patients without depression. This result supports the thesis that life quality was affected more negatively with OSAS and depression togetherness.
Collections