Akut civa intoksikasyonunda ,dimerkaprol(BAL)analoğu (sodyum 2,3 dimerkaptopropanol 1-sülfanat) tedavisinin eser elementler üzerine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Metalleri diğer toksik maddelerden ayıran en önemli özellikleri, insanlar tarafından ne oluşturulabilir ne de yok edilebilir olmalarıdır. Esansiyel olanlar, eksikliklerinde olduğu gibi fazla miktarlarda alındıklarında da vücut homeostazını bozarak toksik etki oluşturabilirler. Ağır metaller toksik etkilerini fizyolojik fonksiyonlar için gerekli ligantlarla birleşerek gösterirler. Civa+2 değerlikli bir ağır metal olup dimerkaprolle şelat oluşturur. Eser elementlerinde genellikle +2 değerlikli olup dimerkaprolle etkileşime gireceği düşünülmektedir. Merkaptanlar ağır metal iyonlarıyla çökelti oluşturmak üzere tepkimeye girerler. Alkollerin kükürt benzeri –SH fonksiyonel grubunu içerirler ve tiyoller olarak bilinirler. Sülfidril grubu sayesinde ağır metallere bağlanarak etki gösteririler. Civa vücut kompartmanlarına çok hızlı dağıldığı için kanda yarı ömrü oldukça kısadır. Civa zehirlenmesi olan vakalarda idrar ve kan civa düzeyleri ölçülmelidir. Çalışmamızda kan civa düzeyi 10 mikromol/ml' nin üzerinde, idrar civa düzeyi 15 mikromol/ml'nin üzerinde olan; dimerkaprol analoğu tedavisi başlanan 57 hasta çalışmaya alındı. Bu hastaların kanlarından dimerkaprol analog tedavisi öncesinde ve sonrasında selenyum, çinko, krom ve bakır olmak üzere 4 adet eser element düzeyi atomik absorbsiyon spektrometresi ile çalışıldı.Çalışmamızda şelasyon tedavisi sonrasında bakır, krom ve çinko değerlerinin azalarak normal referans değerlerinin altına düştüğü tespit edildi. Tedavi öncesinde düşük düzeyde saptanan selenyumunda şelasyon tedavisi sonrasında artarak normal referans aralığa yaklaştığı bulundu. Bakır ve çinkonun civa zehirlenmesi olan hastalarda şelasyon tedavisi öncesinde de referans değerlerin altında bulunması, ağır metallerin eser elementlerin emilimlerini ve metabolik kullanımlarını azaltıp arttırmasından kaynaklanır.Hastaların monitorizasyonunda; krom eksikliği açısından kan şekeri takibi, insülin rezistansı, kilo kaybı, bakır eksikliği açısından;anemi , büyüme geriliği, çinko eksikliği açısından; anemi, ishal, kilo kaybı, kemik matürasyonunda gerilik,büyüme gelişme geriliği,dermatit, koku ve tad duyusunda bozukluk, selenyum artışında; iştahsızlık,ishal,baş ağrısı,saç ve tırnak bozuklukları sorgulanmalıdır. Çalışmamızın önemi civa zehirlenmesi olan vakaların izleminde eser element eksikliğine bağlı oluşabilecek yan etkilerin gözden kaçmaması ve bu konuda destek tedavinin sağlanması açısından tüm hasta populasyonuna yol gösterici olacaktır. Civaya maruz kalan, bu denli büyük bir grupta yapılan şelasyon tedavisi öncesinde ve sonrasında bakılan eser element düzeyleri, bundan sonraki çalışmalara da ışık tutacaktır.Anahtar Kelimeler: Dimerkaprol analoğu, Bakır, Çinko, Krom, Selenyum Most important features of metal that distinguish it from other toxic substances, that they can neither created nor destroyed by humans. Essential metals can create toxic effects by disturbing homeostasis of body when taken in excess. Heavy metals show toxic effect by binding with ligands that is essential for physiological functions. Mercury is a heavy metal with +2 charges that chelates with dimerkaproll. Trace elements usually have +2 ionic charges that is thought to interact with dimerkaproll. Mercaptans react with heavy metal ions to form precipitates. They contain sulfur like-SH functional groups of alcohols and known as thiols. They act by binding to heavy metals with the aid of sulfhydryl group. Mercury is distributed very quickly in the blood to the body compartments is relatively short half-life. In cases of mercury poisoning should be measured in urine and blood mercury dose. A total 57 patients consisting of children and their parents with blood mercury levels above 10 micromoles/ ml; urinary mercury levels above 15 micromoles/ml and treated with dimercaprol analogue were included in the study. Serum levels of four trace elements namely selenium, zinc, chromium and copper were determined by atomic absorption spectrometry before and after the treatment with dimercaprol analogue therapy. In our study, the serum values of copper, chromium and zinc has been found to fall below normal reference values after treatment with dimercaprol. Low levels of selenium prior to treatment were found increased and approached to normal references ranges after chelation therapy. The serum level of copper and zinc were under the references values in patients with mercury poisoning before the chelation therapy. For monitoring patients; in terms of chromium deficiency, blood glucose monitoring, insulin resistance, weight loss, in terms of copper deficiency anemia, growth retardation, in terms of zinc deficiency anemia, diarrhea, weight loss, bone maturation retardation, growth retardation, dermatitis, smell and taste sensation disorder, in terms of increase in selenium level, loss of appetite, diarrhea, headache, hair and nail disorders should be questioned. This study is important for the care of patients with mercury poisoning and the side effect that may occur due to a lack of trace elements and providing supportive therapy in this patient population.In such a large group exposed to mercury, the measurement of trace element levels before and after chelation therapy will shed light on future studies.Key Words : Dimercaprol analog, Copper, Zinc, Selenium, Chromium
Collections