Skleroderma hastalarında serum prolidaz aktivitesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Skleroderma deri ve iç organların bağ dokularında fibrozis ile karekterize bir hastalıktır. Hastaların deri ve iç organlarında, esas olarak kollajenden oluşan ekstrasellüler matriks birikimi vardır. Prolidaz hücre içi protein yıkımının son basamağında, özellikle yüksek miktarda prolin içeren prokollajenin yıkımı aşamasında ve prolinin kollajen yapımı döngüsüne yeniden katılımında rol oynamaktadır. Skleroderma gibi hastalıklarda fibroblast aktivitesi doğru şekilde sonlanmamakta ve fazla skar oluşumu gerçekleşmektedir. Fibrozisten, hücredışı matriks moleküllerinin birikiminden, kollajenin aşırı üretilmesinden ve kollajen modifiye eden enzimlerin artışından da aktive fibroblastlar sorumludurlar. Bu çalışmada sistemik skleroderma hastalarında serum prolidaz aktivitesinin nasıl değiştiği ve hastalığın farklı klinik tipleri ile ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya, 35 Skleroderma hastası ve kontrol grubu olarak hastalar ile yaş, cinsiyet ve vücut kitle indeksi benzerlik gösteren sağlıklı 41 kişi dâhil edildi. Hastalar, Diffüz kutanöz sisitemik skleroz (dSSc) ve Sınırlı kutanöz sistemik skleroz (sSSc) olmak üzere iki alt gruba ayrıldı. Böbrek, akciğer, kalp ve GİS tutulumu, dijital ülser, dijital gangren ve fleksiyon kontraktürü olup olmaması, Rodnan skoru (RS), Valentini skoru (VS), fonksiyonel skor (FS) ve hastalık şiddet indeksi (HŞİ) hesaplanarak kaydedildi. Ayrıca hastalar, organ tutulumu olup olmamasına göre de alt gruplara ayrıldı. SPA ölçümü, 3 aşamalı olarak Myara ve ark. modifiye metodu ve Chinard reaksiyonu ile çalışıldı. Gruplar arasında normal dağılıma sahip değişkenler Student t testi ile normal dağılım göstermeyen değişkenler ise Mann Whitney-U testi ile karşılaştırıldı. Korelasyon analizleri için Pearson ve Spearman korelasyon testleri kullanıldı. Bulgular: SPA düzeyleri, hastalar ve kontroller arasında anlamlı fark göstermezken (p=0,469), ek olarak dSSc hastalarında, hem sSSc hastalarından hem de kontrollerden anlamlı olarak daha düşük bulundu (sırasıyla p değerleri; 0,021ve 0.024). Ayrıca hem tüm hastalar, hem de sadece dSSc hastaları organ tutulumu olup olmamasına göre gruplandırıldığında SPA düzeylerinde anlamlı farklılık olmadığı görüldü (herbiri için p>0,05 idi). Genel olarak hastalarda SPA düzeyleri ile VKİ, tanı yaşı, semptom yaşı RS, VS, HŞİ, FS arasında anlamlı kolerasyon bulunmadı (herbiri için p˃0,05).Sonuç: Düşük SPA düzeyleri kollajen turnoverin azalmış olmasının, sentezin artıp yıkımın azalmasının sonucu olabilir. Ayrıca düşük SPA düzeyleri hastalardaki azalmış fiziksel fonksiyonlara da bağlanabilir. Skleroderma hastalarına ait FS değerleri bu noktada dikkat çekebilir. Çalışmamızda FS değerleri ile SPA değerleri arasında ilişki bulunmamıştır, fakat daha geniş hasta gruplarında farklı bulgular elde edilebilir. SPA düzeyi ile beraber, kollajen yapım ve yıkım belirteçlerini de içeren, RS, VS ve HŞİ daha yüksek olan, daha büyük hasta gruplarında yapılacak çalışmalara ihtiyaç vardır. Purpose: Scleroderma is a disease characterised by the fibrosis of skin and tissues of internal organs. There are extracellular matrix units originated from collagen in the skin and internal organs of patients. Prolidase plays an important role in the last step of intercellular breakdown protein, especially of precollagens that contain high amount of proline and in the process of proline's involvement in making of collagen turnover. Fibrosis activity does not end up correctly and we see a lot of extra produced scars in diseases like scleroderma, Active fibroblasts are responsible for fibrosis, the accumulation of extracellular matrix molecules, the over-production of collagen and the enzymes that control collagen modification. In this study we tried to observe how serum prolidase activity changed in systemic scleroderma patients as well as its relation between the different clinic types of the disease. Materıals and methods: We have included 35 scleroderma patients and age, sex and body mass index matched (BMI) 41 healthy persons as control group. to this study. The patients have been divided into two groups called Diffuse cutaneous systemic sclerosis (dSSc) and Limited cutaneous systemic sclerosis (sSSc). Whether or not that there were liver, lung, heart and GIS involvement, digital ulcer, digital gangrene and flexion contracture, were measured and recorded with Rodnan score (RS) Valentini score (VS) functional score (FS) and Disease Severity Index (DSI). Additionally the patients were divided into lower groups according to their organ involvements. The Serum Prolidase Activity (SPA) was measured by modified Myara method and the Chinard reaction. Between the groups, the variables with normal distribution were compared with Student test and the variables with dispersed distribution were compared with Man Whitney-U test. Pearson's and Spearman's correlation tests were used for the correlation analysis. Results: There were no significant differences in SPA levels between the patients and the control group, (p=0,0469), in addition, the patients with dSSc had significantly lower SPA levels when compared to sSSc patients and controls (p values; 0,021 and 0,024 respctively). When all patients and only the dSSc patients were classified according to organ involvement, there were no significant differences in the SPA levels. (p>0,05 for each one). Generally, there were no significant correlation between SPA levels, BMI, diagnosis age, symptom age, RS, VS, DSI and FS in patients (p>0,05 for each one). Conclusıon: Lower SPA levels may be the result of lower collagen turnover, higher synthesis and lower breakdown. Additionally, lower SPA levels may be related with less physical functions in patients. The FS values of scleroderma patients can be interesting in this point. In our study we could not find any relation between FS and SPA levels. But there could be different findings when tested with larger patients groups. Studies containing collagen formation and breakdown indicators besides of SPA levels in larger groups of patients have higher RS, VS and DSI should be designed.
Collections