Frontal lob epilepsilerinde klinik ve elektrofizyolojik özellikler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Frontal lob epilepsileri (FLE), dirençli fokal epilepsiler içinde temporal lob epilepsilerinden sonra ikinci sıklıkta görülür. Frontal lob epilepsilerinde nöbetlerin kısa süreli, sıklıkla kompleks motor hareketlerle birlikte olması ve bu nedenle yoğun artefakt izlenmesi; frontal lobun hacminin büyüklüğü nedeniyle derin alanların yüzeyel EEG'ye yansımaması, iktal deşarjların hızlı yayılımı gibi nedenlerle frontal lob epilepsilerini semiyolojik ve elektrofizyolojik olarak karakterize etmek bazı zorlukları barındırır. Klinik ve elektrofizyolojik lokalizasyondaki bu zorluklar, cerrahi tedavi başarısının temporal lob epilepsilerine göre daha düşük olmasına neden olur. Çalışmamızda FLE hastalarında semiyolojik bulgular, interiktal, iktal, postiktal EEG bulguları ve görüntüleme bulguları incelenerek; bu verilerin lokalizasyon ve lateralizasyona olası katkıları araştırılmıştır. Çalışmaya 17 lezyonel,19 nonlezyonel olmak üzere 36 hasta dahil edilmiş ve hastalara ait toplam 146 nöbet kaydı incelendi. Bu nöbetlerden 110 tanesi fokal motor veya nonmotor nöbet, 18 tanesi bilateral tonik klonik nöbet ve 18 tanesi subklinik nöbetti. Onaltı hastada aura mevcuttu. En sık izlenen semiyolojik bulgu hipermotor hareketlerdi. Hastaların %30,5'inde interiktal EEG'de fokal anomaliler izlendi. İktal EEG kayıtlarının %66,4'si lokalize veya lateralize edici özellikte değilken, %17,8'i lateralizan, %15,7'i lokalizan özellik göstermekteydi. Çalışmamızda en sık izlenen iktal patern ritmik teta aktivitesi oldu (%20,5). Dört hastada iktal EEG lokalizan ve lateralizan bulgu vermezken, postiktal EEG bilgi verici oldu. PET bulgularının ise lokalizasyon değeri düşük saptandı.Frontal lob epilepsileri gerek semiyolojik özellikleri gerek EEG bulguları gerekse görüntüleme bulguları itibariyle tanısal değerlendirmede zorluk yaşanabilen, yanıltıcı olabilen bir epilepsi grubudur. Dirençli epilepsilerin çok yönlü incelenmesi ile epileptojenik alanın lokalize edilebilmesi, tanı ve tedavi sürecine katkı sağlayacaktır. Frontal lobe epilepy is the second most common epilepsy among refractory epilepsies following temporal lob epilepsy. Semiologic and electrophysiologic characterisation of frontal lobe seizures is difficult; since seizures are short, commonly accompanied by muscle artefacts. Additionally; because of the large volume of frontal lobe and rapid spread of discharges, scalp EEG can not reflect ictal discharges properly. Because of these difficulties, surgical outcomes are not as good as temporal lobe epilepsies. In this study we investigated semiologic, interictal, ictal and postictal EEG characteristics; the imaging data of FLE patients and the possible contribution of these data to localisation and lateralisation of seizures. We have evaluated 146 seizures, belonging to 36 patients (17 lesional, 19 nonlesional). There were 110 focal motor or nonmotor seizures, 18 bilateral tonic clonic seizures and 18 subclinic seizures. There were 16 patients with aura. The most common semiologic feature was hypermotor movements. Among interictal EEG's 30.5% included focal anomalies. Among ictal EEG's 66.4% were nonlocalizing or lateralizing, 17.8% were lateralising and 15,7% were localizing. The most common ictal pattern was rythmic theta activity (20.5%). In 4 patients, who had non localizing or lateralizing EEG, the postictal EEG was informative. The localizing value of PET has been found low.Diagnosing of FLE is difficult due to semiologic, electrophysiologic and imaging features. Studies involving FLE patients will contribute to diagnosis and subsequently treatment of epilepsy.
Collections