Fonksiyone ve nonfonksiyone hipofiz adenomu olan hastalarda otoimmün tiroid hastalığı sıklığı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Otoimmün tiroid hastalığı (OTH) en yaygın görülen organ spesifik otoimmün bozukluktur ve nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Biz bu çalışmada, hipofiz adenomu olanlarda hormon aktivitesi ile tiroid otoimmünitesi ve nodüler guatr (NG) sıklığı arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya 134 hipofiz adenomlu (HA) hasta (yaş, 40,57±13,76) ve kontrol grubu olarak HA olmayan, benzer yaş ve VKİ'ye sahip 163 hasta (yaş, 38,53±11,68) alındı. Çalışmaya alınan bütün hastaların dosyaları retrospektif olarak incelenerek sosyo-demografik özellikleri, biyokimyasal parametreleri, tiroid fonksiyon testleri, tiroid peroksidaz antikoru (anti-TPO) ve tiroglobulin antikoru (anti-TG) seviyeleri, tiroid ultrasonografi bulguları kaydedildi. Ayrıca HA hastalarının hipofiz manyetik rezonans görüntüleme sonuçları ve fonksiyonel değerlendirmesi için kortizol, prolaktin, büyüme hormonu ve IGF-1'i de içeren ön hipofiz hormon paneli dosyalardan retrospektif inceleme sonucunda elde edildi. Bulgular: HA grubunda NG ve tiroid otoantikor pozitifliği (sırasıyla, %40,3 ve %17,2) kontrol grubuna (sırasıyla, %21,6 ve %9,2) göre anlamlı düzeyde yüksek saptandı (p<0,05). OTH ise, HA grubunda daha yüksek olmakla birlikte istatistiksel olarak anlamlı değildi (sırasıyla, %10,4 ve %6,1) (p=0,175). Fonksiyone ve NFHA grubu karşılaştırıldığında, FHA grubunda tiroid otoantikor pozitifliği ve NG (sırasıyla, %22,4 ve %51,8) NFHA grubuna (sırasıyla %8,2 ve %20,4) göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksekti (p<0,05). OTH ise, FHA grubunda NFHA'ya göre daha yüksek olmakla birlikte istatistiksel olarak anlamlı değildi (sırasıyla, %11,8 ve 8,2) (p=0,512). Prolaktinoma ve akromegali grubu karşılaştırıldığında ise, tiroid otoantikor oranları benzer saptanırken (sırasıyla %22,7 ve %25), NG oranı akromegali grubunda prolaktinoma grubuna göre anlamlı derecede yüksek saptandı (sırasıyla, %62,5 ve %47,0) (p=0,042). Ayrıca OTH sıklığında da akromegali grubunda prolaktinoma grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı yükseklik saptandı (sırasıyla, %18,8 ve %10,6) (p=0,032).Sonuç olarak, çalışmamızda FHA (prolaktinoma ve somatotropinoma) ile tiroid otoimmünitesi ve guatr gelişimi arasında ilişki olduğu gösterildi. Bu nedenle biz prolaktinoma ve akromegali hastalarının OTH ve guatr açısından daha fazla risk altında olduğunu ve bu hastaların klinik takipleri sırasında bu durumun göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünmekteyiz. Aim: Autoimmune thyroid disease (ATD) is the most common organ-specific autoimmune disorder and the etiology is not known precisely. In this study, we aimed to evaluate the relationship between hormone activity, thyroid autoimmunity and the frequency of nodular goiter (NG) in patients with pituitary adenomas.Material and Methods: We enrolled 134 patients with pituitary adenoma (PA) (age, 40.57 ± 13.76) and 163 control without pituitary adenoma (age, 38.53 ± 11.68) matched with age and body mass index. The data of all participants were examined retrospectively and their socio-demographic characteristics, biochemical parameters, thyroid function tests, thyroid peroxidase antibody (anti-TPO) and thyroglobulin antibody (anti-TG) levels, thyroid ultrasonography findings were recorded. Pituitary magnetic resonance imaging results and all anterior hypophysis hormone results that include cortisol, prolactine, growth hormone and IGF-1 were collected for functional assessment of hypophysis in all PA patients.Results: Nodular goiter and thyroid autoantibody positivity (49.1% and 17.2%, respectively) were significantly higher in the PA group than the control group (21.6% and 9.2%, respectively) (p<0.05). Autoimmune thyroid diseasewas higher in the PA group but not statistically significant (10.4% and 6.1%, respectively) (p = 0.175). When we compared the functional pituitary adenoma (FPA) and the nonfunctioning pituitary adenoma (NFPA) group, thyroid autoantibody positivity and NG were statistically significant higher in the FPA group (22.4% and 51.8%, respectively) than NFPA group (8.2% and 20.4%, respectively) (p<0.05). Although ATD was higher in the FPA group than NFPA, there was not statistically significant (11.8% and 8.2%, respectively) (p=0.512). Frequency of thyroid antibodies was found similar (22.7% and 25%, respectively) between prolactinoma and acromegaly patients and NG ratio was significantly higher in the acromegaly group than prolactinoma group (62.5% and 47.0%, respectively) (p=0.042). Furthermore, in terms of ATD frequency, a statistically significant increase was observed in the acromegaly group compared with prolactinoma group (10.6% and 18.8%, respectively) (p = 0.032).Conclusion: Our study showed that FPA (prolactinoma and somatotropinoma) is associated with thyroid autoimmunity and goiter development. Therefore, we think that prolactinoma and acromegaly patients are at increased risk for ATD and goiter development and this condition should be taken into consideration during clinical follow-up.
Collections