İskemi-reperfüzyonuna bağlı mesane hasarında asphodelus L. (çiriş otu)`nun koruyucu etkisinin araştırılması: biyokimyasal ve histopatolojik çalışma
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Doku hasarı ile sonuçlanan, dokuya yetersiz oksijen ve besin desteğine yol açan kanakımı durması veya azalmasına iskemi denir. Mesane dokusunun yaşamının devamedebilmesi için iskemik alanın erken reperfüzyonu önemlidir. Ancak reperfüzyonun kendiside, reperfüzyon hasarı olarak adlandırılan mesane hücrelerinin ölümü ile sonuçlanır.Mesanede iskemi sonrası reperfüzyonun yol açtığı ağır oksidatif stres ciddi işlevsel ve yapısalhasara yol açmaktadır. Bu hasardan başlıca serbest oksijen radikalleri sorumlu tutulmaktadır.Obstrüktif mesane disfonksiyonu, hiperaktivite, hiperkolesterolemi ve diyabet de dahil olmaküzere çeşitli mesane hastalıkları iskemi/reperfüzyon (İ / R) neden olabilir.Çiriş otu, ülkemizde Akdeniz, Ege, Marmara ve Güneydoğu bölgelerinde yüksekdağlarda yetişir. Mart-Haziran aylarında çiçeklenen çok yıllık otsu bitkidir. Liliaceae(zambakgiller) familyasına ait olup beyaz çiçeklere sahiptir. Yeşil yaprakları ve kök kısmıyemek için kullanılır. Yemek için kullanılan kısmı daha çok pırasanın küçültülmüş halinebenzer. Bu yapısından dolayı halk arasında yabani pırasa, kirkiş otu gibi isimler de alabiliyor.Geçmişten günümüze alternatif tıbbında başvurduğu çiriş otu bir çok hastalığa iyi geldiğibilinmektedir. Bunlardan bazıları: C Vitamini açısından zengin olduğu için bağışıklıksistemini güçlendiriyor, adet düzensizliklerinde kullanılıyor, vajinal akıntının zamanla azalıpbitmesine yardımcı oluyor, sivilce ve egzema gibi cilt hastalıklarının tedavisine yardımcıoluyor, saçkıran tedavisinde kullanılıyor, basur rahatsızlığının tedavisinde de önemli derecede etkileri görülmüştür. Literatür taraması yaptığımızda Deneysel İ / R' a bağlı mesanehasarında Asphodelus aestivus L. (çiriş otu)' nun koruyucu etkisi ile ilgili herhangi birçalışma bulunmamaktadır. İlk defa yapılacak olan bu çalışmada, sıçanlara tedavi olarakverilen çiriş otunun İR hasarına karşı koruyucu etkinliğinin saptanması amaçlanmıştır.Çalışmamızda 24 adet 250 - 300 gram ağırlığında erkek Wistar - Albino sıçankullanıldı. Fizyolojik şartlar altında bakımı yapılmış olan sıçanlar, deneyde 3 gruptan oluştu;İ / R grubu (n= 8), sham grubu (n= 8) ve tedavi grubu (çiriş otu) (n= 8). Tedavi grubuna birgün önceden çiriş otu ekstratı (50 mg / kg / gün dozunda) 1 mL gavaj yolu ile verildi. O IIesnada da sham grubuna serum fizyolojik (% 0,9 NaCI) 1 mL gavaj yolu ile verildi. Ertesigün her gruptaki sıçanların mesanesine 30 dakika iskemi, 30 dakika reperfüzyon uygulandı, İ/ R sonrası; sham grubuna serum fizyolojik, tedavi grubuna çiriş otu ekstratı verildi, kontrolgrubuna da birşey uygulanmadı. Deney bittikten sonra her üç grubun hayvanları sakrifiyeedilerek mesane dokuları çıkarıldı. Elde edilen mesane dokulara iki eşit parçaya bölünerek birparçası histopatolojik analiz için formaldehit içerisinde saklandı ve diğer parçasıbiyokimyasal analiz için – 80 °C' de saklandı. Biyokimyasal analizler olarak mesanedokusunda oksidatif stresin biyobelirteçleri olarak katalaz (CAT), superoksit dismutaz (SOD)ve malondialdehit (MDA) düzeyleri spektrofotometrik olarak ölçüldü.Biyokimyasal incelemelerin sonucunda; İ / R grubunda tedavi ve sham gruplarınakıyasla CAT aktivitesinin belirgin şekilde düştüğü, buna karşın MDA düzeylerinin oldukçaarttığı saptandı (p< 0,05). Buna karşın, İ / R grubunda SOD aktivitesi azalmasına rağmentedavi ve sham gruplardaki SOD aktiviteleri arasında istatiksel olarak anlamlı farksaptanmadı (p> 0,05). Tedavi grubunda diğer gruplara kıyasla SOD hariç CAT aktivitesininanlamlı derecede arttığı ve MDA düzeylerinin düştüğü saptandı (p< 0,05). Tedavi grubundasham grubuna kıyasla antioksidan enzim aktivitelerinde artış ve MDA düzeylerinde düşüşolmasına rağmen istatiksel olarak anlamlı farklılıklar saptanmadı (p> 0,05). Histopatolojikolarak; İ/ R grubunda epitel deskuamasyonu, konjesyon, müsküler hipertrofi ve inflamatuarbulgular gözlendi. Tedavi grubunda İ / R hasarının oluşturduğu bulgularda belirgin gerilemeve/ veya azalma olduğu saptandı. Sham grubunda, konjesyon bulgularında azalma gözlendi.Sonuç olarak İ / R grubunda antioksidan enzim kapasitesinde yetersizlik ve MDAdüzeyinin artışı, mesane dokusunda oksidatif hasarın oluştuğunu göstermektedir. Tedaviuygulanan grupta antioksidan enzimlerinin artışı oksidatif strese karşı hücresel bir yanıtoluştuğu ve bu şekilde MDA düzeyini düşürdüğünü düşünülmektedir. Ancak, tedaviuygulanan grupta İ / R nedenli histopatolojik ve biyokimyasal bulguların tam olarakgiderilebilmesi için tedavinin aynı dozlarda fakat uzun sürelerde uygulandığında çiriş otu'nun antioksidan etkisinin tam olarak gösterebileceği kanısına varılmıştır.Anahtar kelimeler: Mesane İskemi / reperfüzyonu, serbest radikaller, Asphodelus aestivusL. (çiriş otu) Ischemia is the stop or decrease in blood flow that results in tissue damage, leading toinsufficient oxygen and nutritional support to the tissue. Early reperfusion of the ischemicarea is important for the survival of the bladder tissue. However, reperfusion itself also resultsin death of bladder cells called reperfusion injury. Severe oxidative stress caused byreperfusion after ischemia in the bladder leads to serious functional and structural damage.Free oxygen radicals are responsible for this damage. Various bladder diseases includingobstructive bladder dysfunction, hyperactivity, hypercholesterolemia and diabetes can causeischemia/reperfusion (I / R).Asphodelus L. is grown in high mountains in the Mediterranean, Aegean, Marmaraand Southeastern regions of our country. It is a perennial herbaceous plant that blooms inMarch-June. It belongs to the Liliaceae family and has white flowers. Green leaves and rootpart are used for eating. The portion used for cooking is more similar to the reduced versionof leek. Because of this structure, wild leek, people like the grass can take names. It is knownthat it is good for many diseases from past to present. Some of them are: Vitamin C is rich instrengthens the immune system, is used in menstrual irregularities, vaginal discharge helps toreduce and end over time, acne and eczema, such as skin diseases, treatment is used, is usedin the treatment of hemorrhagic, also has significant effects in the treatment of hemorrhage.In the literature review, there is no study on the protective effect of Asphodelus aestivus L.(çiriş otu) in experimental I / R related bladder injury. In this first study, we aimed todetermine the protective efficacy of weed given to rats against I / R damage.In this study, 24 male Wistar - Albino rats weighing 250 - 300 grams were used. Therats that were cared for under physiological conditions consisted of 3 groups; I / R group (n =8), sham group (n = 8) and treatment group (weed) (n= 8). The treatment group was given 1mL gavage extract (50 mg / kg / day) of the day before. At that time, saline (0.9 % NaCl) wasgiven to sham group by 1 mL gavage. On the following day, the bladder of the rats in eachgroup received ischemia for 30 minutes and reperfusion for 30 minutes. sham group was IVgiven saline, treatment group was extracted with syrup extract, control group was not appliedanything. After the experiment, animals of all three groups were sacrificed and bladdertissues were removed. The resulting bladder was divided into two equal parts, one part wasstored in formaldehyde for histopathological analysis and the other part was stored at - 80 ° Cfor biochemical analysis. As biochemical analyzes, catalase (CAT), superoxide dismutase(SOD) and malondialdehyde (MDA) levels were measured spectrophotometrically asbiomarkers of oxidative stress in bladder tissue.As a result of biochemical investigations; In the I / R group, CAT activity decreasedsignificantly compared to treatment and sham groups, whereas MDA levels weresignificantly increased (p< 0.05). However, although SOD activity decreased in the I/Rgroup, there was no statistically significant difference between SOD activities in thetreatment and sham groups (p> 0.05). In the treatment group, CAT activity was significantlyincreased and MDA levels were decreased except SOD (p< 0.05). Although there was anincrease in antioxidant enzyme activities and a decrease in MDA levels in the treatmentgroup compared to the sham group, no statistically significant differences were found (p>0.05). Histopathologically; In the I / R group, epithelial desquamation, congestion, muscularhypertrophy and inflammatory findings were observed. Significant regression and / ordecrease in the findings of I / R damage was found in the treatment group. In the sham group,congestion findings were decreased.In conclusion, insufficiency of antioxidant enzyme capacity and increase in MDAlevels in I / R group indicate oxidative damage in bladder tissue. The increase in antioxidantenzymes in the treatment group is thought to result in a cellular response to oxidative stressand thereby lower MDA levels. However, it was concluded that the antioxidant effect of theseedling can be fully demonstrated when the treatment is administered at the same doses butfor long periods in order to completely eliminate histopathological and biochemical findingsdue to I / R in the treated group.Key words: Bladder ischemia / reperfusion, free radicals, Asphodelus aestivus L.
Collections