Prematüre bebeklerde pulmoner kanama, bronkopulmoner displazi gelişimi ve oksijen ihtiyacı arasındaki ilişki
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Pulmoner kanama, yenidoğan bebeklerde yüksek morbidite ve mortalite ile gidebilen; hastanın solunumunun hızla kötüleşmesi ile klinikte giderek bozulma ve anormal göğüs radyografik bulgularını kapsayan akut gözlenen ciddi bir klinik tablodur. Pulmoner kanamaya; sepsis, mekanik ventilasyon, patent duktus arteriyozus (PDA), konjenital kalp hastalığı, yenidoğanın hemorajik hastalığı, trombositopeni, sürfaktan kullanımı gibi çeşitli risk faktörleri neden olmaktadır. Hastaya semptomatik ve altta yatan nedene yönelik tedavi verilir.Prematürlerde respiratuar problemler, izlemlerinde önemli morbidite ve mortalite nedenidir. Bronkopulmoner displazi (BPD) prematürelik ile ilişkili en onemli kronik pulmoner morbidite ve mortalite nedenlerinden bir tanesidir. Bu çalışmada prematür doğan bebeklerde pulmoner kanama öyküsü ile respiratuar problemler arasındaki olası ilişkinin araştırılması planlanmıştır.Çalışmaya, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde Ocak 2014 ile Ocak 2018 tarihleri arasında 25-32 hafta arasında doğmuş 28 tane pulmoner kanama tanısı almış hasta grubuna karşılık 56 tane pulmoner kanama gelişmeyen benzer demografik özellikte kontrol grubu olacak şekilde 84 prematüre hasta dahil edildi. Çalışmaya, sendromik olgular, konjenital kalp hastaları, metabolik hastalık tanısı olanlar, ilk 28 günde kaybedilen olgular alınmadı. Bebeklerin dosyalarından, yoğun bakım izlemlerindeki; ventilasyon süresi, oksijen desteğisüresi, hastanede yatış süresi gibi klinik seyir özellikleri detaylandırıldı. Bu veriler ile istatistiksel analiz yapıldı.Mekanik ventilatörde kalma süreleri açısından pulmoner kanama grubu kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha uzun saptanmıştır (p=0.001). Orta ve ağır BPD açısından gruplar arasında anlamlı fark bulunmuş ve pulmoner kanama grubundaki BPD oranı kontrol grubuna göre yüksek olduğu gözlemlenmiştir (%17,2-%53,6) (p=0.001). Diğer morbiditeler açısından ise, tedavi edilen prematüre retinopatisi (ROP) pulmoner kanama gözlenen grupta kontrol grubuna göre anlamlı yüksek bulunmuştur(p=0,047). Ayrıca gruplar arası PDA ilişkisinde de anlamlı sonuçlar elde edilmiş, PDA pulmoner kanama gözlenen grupta 3 kat yüksek bulunmuştur (p=0,005).Sonuç olarak çalışmamız pulmoner kanamanın BPD üzerindeki etkisini göstermek için bu alanda yapılan nadir çalışmalardandır. Pulmoner kanaması olan bireylerde pulmoner kanaması olmayan bireylere göre BPD gözlenme olasılığı 5,3 kat daha fazla olduğunu gözlemledik. Pulmoner kanama BPD'nin gelişiminde ciddi bir risk oluşturmaktadır. Pulmoner kanama gelişen hastalarda BPD'nin önlenmesi için profilaktik önlemlerin daha erken göz önüne alınabileceğini düşünmekteyiz. Pulmonary hemorrhage may be associated with high morbidity and mortality in newborn infants. It is an acute serious clinical condition that includes progressive clinical deterioration by rapidly worsening of infants' respiration and abnormal chest radiographic findings. Pulmonary hemorrhage can be caused by sepsis, mechanical ventilation, patent ductus arteriosus (PDA), congenital heart disease, hemorrhagic disease of the newborn, thrombocytopenia, use of surfactant, etc. various risk factors. A symptomatic treatment is given to the patient regarding the underlined cause.Respiratory problems in premature are important causes of morbidity and mortality during follow-up. Bronchopulmonary dysplasia (BPD) is one of the most important causes of chronic pulmonary morbidity and mortality associated with prematurity. The aim of this study was to investigate the possible relationship between pulmonary hemorrhage and respiratory problems in premature infants. 84 premature patients who were delivered 25-32 weeks' gestation were included in this study in the neonatal intensive care unit born between January 2014 and January 2018. 28 prematures with pulmonary hemorrhage were described as patients group and 56 prematures with similar demographic characteristics were described as the control group. Syndromic cases, patients with congenital heart disease, patients' diagnosed with metabolic disease and those who died in the first 28 days were excluded from the study. From the files of the babies; clinical course characteristics such as duration of ventilation, duration of oxygen supply, duration of hospitalization were obtained. Statistical analysis was performed with these data. The duration of mechanical ventilation was significantly longer in the pulmonary hemorrhage group than that in the control group (p = 0.001). A significant difference was found between the groups in terms of moderate and severe BPD, and the rate of BPD in the pulmonary hemorrhage group was higher than that in the control group (17.2% -53.6%) (p = 0.001). In terms of other morbidities, treated premature retinopathy(ROP) was significantly higher in pulmonary hemorrhage group than that in the control group (p = 0.047). In addition, significant results were obtained in the comparison of these groups regarding PDA. PDA was found to be 3 times higher in the group with pulmonary hemorrhage (p = 0.005).In conclusion, our study is one of the rare studies performed in this field to show the effect of pulmonary hemorrhage on BPD. We observed that patients with pulmonary hemorrhage were 5.3 times more likely to have BPD than those without pulmonary hemorrhage. Pulmonary hemorrhage poses a serious risk for the development of BPD. We think that prophylactic measures to prevent BPD may be considered early in patients with pulmonary hemorrhage.
Collections