İnternal torasik arter yan dallarının distal akıma etkisi

Abstract

39 ÖZET internal torasik arter (İTA) koroner arter bypass cerrahisinde rutin greft olarak kullanılmaktadır. Bir grup hastada ise myokardial düşük perfüzyon nedeni olarak İTA dallarının tümünün ayrılmamasına bağlı `çalma fenomeni` tanımlanır. Minimal invaziv yöntem ile koroner revaskülarizasyonda internal torasik arterin kısıtlı diseksiyonu sonucu greftin yan dallarının açık bırakılması çalma fenomeninin tekrar gündeme gelmesine neden olmuştur. Çalma sendromunun olabilmesi için sol ön inen arterden internal torasik artere ters akım olması gerekmektedir. Yapılan bazı çalışmalarda İTA yan dallarının anjiyografik ve doppler değerlendirilmelerinde hemodinamik önemlerinin olmadığı gösterilmiştir. Diğer çalışmalarda ise yan dallarda akımın sürdüğü olgularda embolizasyon sonrası anginada düzelme sağlanmıştır. İTA'daki akım hızlarına yan dalların etkisini araştırmak amacı ile koroner revaskularizasyon için kliniğe başvuran 22 olgu çalışmaya alındı. Çeşitli sebepler ile 6 hasta çalışma dışı bırakıldı. 1 6 hastanın yapılan ölçümlerinde internal torasik arter yan dallarının klempli ve klempsiz akım hızları bifurkasyonun hemen öncesi ve 1/3 distal kısmın başından kaydedildi. Bu ölçümler karşılaştırıldığında klempli (distal klempli 20,7+10,1, proksimal klempli 55,6+26,0) ve klempsiz (distal klempsiz 20,3+11,1, proksimal klempsiz 55,1 ±29,0) akım hızları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (p>0,05). Ancak proksimal ve distal akımlar karşılaştırıldığında klempli ve klempsiz her ikisindede istatistiksel olarak farklılık mevcuttu (p<0,01). Sonuç olarak bu çalışmada internal torasik arterin yan dallarının ayrılmamasının distal akımı etkilemediği gözlendi. Literatür incelemesinde de yan dallara akımın tek başına myokardial iskemiye neden olduğunu gösteren kesin bulgular saptanmamıştır.40 Akım hızlarının proksimale çıkıldıkça arttığı belirlendi ve anastamoz için mümkün olan en proksimal segmentin kullanılması gerektiği düşünüldü.