Show simple item record

dc.contributor.advisorYıldırım, Bülent
dc.contributor.authorÇikim Sertkaya, Ayşe
dc.date.accessioned2020-12-07T11:27:05Z
dc.date.available2020-12-07T11:27:05Z
dc.date.submitted2001
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/139139
dc.description.abstractÖZET Tüberküloz tarih boyunca insanlığı en çok etkileyen hastalıklardan biridir. Gelişmiş ülkelerde nadir görülür hale gelmişken ortaya çıkan HIV enfeksiyonu ile birlikte yeniden gündeme gelmiş, gelişmekte olan ülkelerde ise her zaman önemli bir sorun olarak kalmıştır. Tüm tüberküloz vakalarının %2'sini teşkil eden tüberküloz peritonitler, müphem klinik bulguları ve rutinde kullanılan laboratuar tetkikleri ile güç tanınır olmaları nedeniyle özel bir öneme sahiptir. Kesin tanı mikrobiyolojik olarak etkenin üretilmesi ya da histopatolojik olarak konur. Bizim çalışmamızın amacı; diagnostik laparoskopi yapılarak histopatolojik olarak tüberküloz peritonit tanısı almış 32 vakada, yapılan rutin tetkiklerin bizi ne derece tanıya götürdüğünü görmekti. Tüm vakaların kan ve asit tetkikleri yapıldı. Tüberküloz peritonit; 2-4 aylık nonspesifik konstütisyonel semptomlarla başlayıp, kann şişliği ve karın ağrısı yakınmasıyla hastanın doktora başvurmasına neden olan klinik bulgularla ortaya çıkmaktadır. Yüksek ateş beklenen en sık bulgu iken bizim serimizde ateş vakaların büyük çoğunluğunda normal değerlerde tespit edilmiştir. Eritrosit sedimantasyon hızı belirgin yüksekliği (ortalama 75mm/h) önemli bir parametre olarak kabul edilmekte ise de çalışmamızda orta dereceli yüksekliklerin çok daha sık olduğunu görülmüştür. Asit protein yüksekliğinin, yeni yönelimlerin aksine,serum-asit albumin gradientinden daha anlamlı olduğu görülmüştür. Asit ADA düzeyleri ve kan-asit glikoz farkı ( henüz rutine girmemiş olmakla birlikte) yüksek oranda anlamlı bulunmuştur. Asit ARB'si %25 vakada göz ardı edilemeyecek oranda pozitif bulunmuştur. Batın ultrasonografisi ve batın tomografisi ise ancak birlikte kullanıldığında tanıya destek olacak parametreler olarak görünmektedir. Asit sitolojik çalışmaları hiçbir vakada sonuç vermemiştir. Ancak %25 vakaya mikrobiyolojik tanı konulabildiği görülerek ve hastalığın tedavi edilmezse %20 mortal olduğu gerçeği göz önüne alınarak, parasentez ile kesin tanı konulamayan vakalar için en güvenli yöntemin diagnostik laparoskopi olduğu görülmektedir. 29
dc.description.abstracten_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectGastroenterolojitr_TR
dc.subjectGastroenterologyen_US
dc.subjectGöğüs Hastalıklarıtr_TR
dc.subjectChest Diseasesen_US
dc.subjectKlinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıklarıtr_TR
dc.subjectClinical Microbiology and Infectious Diseasesen_US
dc.titleDiagnostik laparoskopi yapılan tüberküloz peritonitli hastalarda putin laboratuar tetkiklerinin değerlendirilmesi
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentİç Hastalıkları Anabilim Dalı
dc.identifier.yokid143493
dc.publisher.instituteTıp Fakültesi
dc.publisher.universityİNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid138649
dc.description.pages41
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess