Poliansature yağ asit bileşiklerinin deneysel kronik biliyer obstrüksiyon modelinde karaciğer doku hasarını azaltıcı etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
9.ÖZET Biliyer obstrüksiyon terimi, safra yollarındaki bir tıkanıklık nedeniyle safra akımının tam yada kısmen kesilmesini ifade eder. Erişkin yaş grubunda biliyer obstrüksiyonla seyreden hastalıklar arasında safra yollarında taş, safra yollarından kaynaklanan veya safra yollarına komşu tümörler, oddi sfinkterinde darlık ve sklerojan kolanjit başta gelir. Çocukluk yaş grubunda ise biliyer atrezi ve koledok kisti gibi daha çok konjenital sebepler ön plandadır. Özellikle çocukluk yaş grubunda cerrahi olarak safra yollarında akım sağlansa da karaciğer hasarı progressif olarak devam etmektedir. Bu progresif karaciğer hasarı biliyer obstrüktif hastalıklarda mortalite ve ınorbiditenın artmasına neden olmaktadır Biliyer obstrüksiyonda safra akımın kesilmesi sonucu, hepatositierde safra asitleri ile beraber toksik ürünlerde birikmektedir. Bunun sonucunda lipit peroksidasyonu, hepatik makrofaj aktivasyonu ve proinflamatuar stokin salınımı ortaya çıkmakta, bu da karaciğer hasarına sebep olmaktadır. PFK soyafasulyesinden elde edilen bir PAYA bileşiğidir. Memelilerdeki fosfolipidlerin bir varyansı olan PFK'nin intestinal absorbsiyonunu kolay ve biyoyaralanımını yüksektir. Yapılan klinik ve deneysel araştırmalarda PFK'nin membran fosfolipitlerinin yapı taşlarından olması ve hücre içi iletişimi sağlayan faktörlerin yapısına girmesi nedeniyle güçlü bir sitoprotektif etkisinin olduğu; lökosit migrasyonunu, T lenfosit prolifersyonunu. lökotrien B4 ve PAF başta olmak üzere proinflamatuar stokinlerin salınımını azaltması nedeniyle güçlü bir immünmodülatör etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. Yine yapılan deneysel ve klinik çalışmalarda doku kollajenaz aktivitesinde artışa neden olduğuda saptanmıştır. Bu etkilerini göz önüne alarak rat kronik biliyer obstrüksiyon modelinde gerçekleştirdiğimiz bu deneysel çalışmada BO'da gelişen karaciğer hasarının engellenmesinde PFK'nin ekinliğini araştırmayı planladık. Çalışmada kullanılan toplam 50 adet rat 4 gruba ayrıldı. 1. Gruptaki on rat kontrol grubunu oluştururken. 2 Gruptaki 10 rat sham grubunu oluşturdu. 3 Gruptaki 15 rata biliyer obstrüksiyon uygulandı. 4. Gruptaki 15 rata biliyer obstrüksiyon ile beraber PFK tedavisi verildi. PFK tedavisine kronik biliyer obstrüktif hastalıkların klinik seyrine uygun olarak obstrüksiyonun 15. gününde başlandı ve 15 gün sürdürüldü. Dört haftalık deney periyodu sonunda tüm ratlardan aynı anda kan ve karaciğer doku örnekleri alındı ve ratlar sakrifiye edildi. Alınan kan örneklerinden serum ayrıldı ve 56serumda karaciğer hasarının ve obstrüksiyonun göstergesi olan AST, ALT, GGT, ALP. 5' Nükleotidaz, D. Bil. ve I.BİI. seviyeleri ölçüldü. Karaciğer doku homojenatında ise lipid peroksidasyonunun göstergesi olan MDA ve kollajen birikimini gösteren hidroksiprolin düzeyleri belirlendi. Dokuların histopatolojik incelemesinde portal inflamasyon, düktüler proliferasyon ve kollajen düzeyleri değerlendirildi. İstatistiksel karşılaştırmada gruplar arası anlamlılık için Kruskal-VVallis H ve fark için Mann-Whitney U testi uygulandı. Tüm sonuçlar değerlendirildiğinde PFK tedavisinin biliyer obstrüksiyonda karaciğer hasarını azalttığı ve kolajen birikiminin önüne geçtiği görülmüştür. PFK tedavisinden sonra kolestaz göstergelerinde tama yakın düzelme tesbit edilmiştir. PFK' in bu faydalı etkileri onun anti-inflamatuar, immünmodülatör, sitoprotektif ve anti-fibrotik özellikleriyle açıklanabilir. Özetle, BO sonrası ortaya çıkan kalıcı inflamatuar yanıt biliyer atrezi, koledok kisti gibi hastalıklarda mortalite ve morbiditenin yüksek kalmasını sağlamaktadır. PFK'nin BO'da karaciğer hasarının engellenmesinde etkin olarak kullanılabileceği tesbit edilmiştir. PFK'nin karaciğerdeki bu hasarı hangi mekanizmalarla azalttığı tam olarak kesinlik kazanmamakla birlikte güçlü sitoprotektif ve immünmodülatör özelliklerinin bu etkide rol oynadığını düşünmekteyiz. 57
Collections