İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinde ruhsal sağlık durumu, depresyon sıklığı, stresle başa çıkma tarzları ve etkileyen faktörler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Günümüzde ruhsal bozukluklar yüksek yaygınlık oranlan, kronikleşme eğilimleri, tedavi güçlükleri nedeniyle halk sağlığı sorunu haline gelmişlerdir. Bu araştırmada İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sağlık Yüksekokulu (SYO) öğrencilerinde genel ruhsal sağlık durumu, depresyon düzeyi, stresle başaçıkma tarzları, bunların sosyodemografik değişkenlerle ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Kesitsel tipte olan araştırmada evreni, Tıp Fakültesi'nde öğrenim gören 437, SYO'da öğrenim gören 499 öğrenci olmak üzere toplam 936 öğrenci oluşturmaktadır. Katılun oram %80.5'tir. 2002 Mayıs-Haziran aylarında yapılan çalışmada sosyodemografik bilgi anketi, GSA (Genel Sağlık Anketi)- 12, BDÖ (Beck Depresyon Ölçeği) ve SBTÖ (Stresle Başaçıkma Tarzları Ölçeği) kullanılmıştır. SYO öğrencilerinin GSA puan ortancası, Tıp Fakültesi öğrencilerinden anlamlı oranda yüksektir. Her iki okulda cinsiyet ile genel ruhsal sağlık durumu arasında anlamlı bir fark yoktur. Ancak SYO'daki kız öğrencilerden genel ruhsal sağlık durumu kötü olanların oranı Tıp Fakültesi 'ndekilere göre daha yüksektir. Tıp Fakültesi öğrencilerinde, ailelerinin aylık gelir düzeyi ile genel ruhsal sağlık durumu arasında anlamlı bir fark yokken, SYO öğrencilerinde ailelerinin gelir düzeyi düşük olanların genel ruhsal sağlık durumu daha kötüdür. İlçe ve köyden gelen öğrencilerin genel ruhsal sağlık durumları daha kötüdür. Okullara göre değerlendirildiğinde ise anlamlı bir fark bulunmamıştır. SYO öğrencilerinde (%31.8), Tıp Fakültesi'ne göre (%21,9) anlamlı düzeyde yüksek oranda klinik depresyon vardır. Tüm öğrenciler bir bütün olarak ele alındığında, kız öğrencilerde depresyon daha sıktır. SYO öğrencilerinde önceden bir ruhsal bozukluğu olanlarda depresyon daha sık görülmüştür. SYO öğrencileri, stresle başa çıkmada çaresiz yaklaşımı ve pasif tarzları daha çok kullanmaktadır. İki okulda da aktif tarzları erkek öğrenciler daha çok kullanmaktadır. Tıp Fakültesi'nde pasif tarzları kız öğrenciler daha çok kullanırken, SYO'da pasif tarzlarla cinsiyet arasında fark yoktur. SYO öğrencilerinde önceden ruhsal bozukluğu olanlar aktif tarzları daha çok kullanmaktadır. Bu durum fiziksel hastalığı olmayanlar için de geçerlidir. Hem Tıp Fakültesi hem SYO'da, GSA ile BDÖ puanları arasında aynı yönde, güçlü ilişki bulunmuştur. Hem Tıp Fakültesi, hem SYO öğrencilerinin GSA puanlan ile aktif tarzlar puanlan arasında da ters yönde, orta 82derecede güçlü bir ilişki vardır. İki okul öğrencilerinin GSA puanlan ile pasif tarzlar puanlan arasında ise aynı yönde, orta derecede güçlü bir ilişki bulunmuştur. Hem Tıp Fakültesi, hem SYO öğrencilerinde depresyonu olan kız ve erkek öğrencilerin pasif tarzlan, aktif tarzlara göre daha çok kullandıklan görülmüştür. Depresyonu olmayan öğrenciler aktif tarzlan daha çok kullanmaktadır. Sonuç olarak, ruhsal sağlık durumunun saptanması, depresyon ve stresle başaçıkma tarzlarının geliştirilmesi için üniversitelerde öğrencilere yönelik sağlık hizmetlerini düzenleyen Mediko-Sosyal Merkezleri'nin ruh sağlığı hizmeti verebilecek, belli periyotlarla öğrencileri ruh sağlığı açısından izleyebilecek biçimde düzenlenmesi, klinik düzeyde yardım gerekenlerin psikiyatri polikliniklerine yönlendirilmesi, kadınlar, ileri yaştakiler ve ailesinden uzakta yaşayanlar gibi risk gruplarına öncelik veren yaklaşımlann geliştirilmesi, ruh sağlığı danışma merkezlerinin kurulması önerilebilir. 83 Psychiatric disorders due to their high prevalence, risk of chronisity, and treatment problems have become a public health challenge recently. This study focuses on the general psychiatric state, depression level, and coping styles with stress and the relationship with sociodemographic variables of the students of İnönü University Medical Faculty (MF) and Health Services Higher Education School (HSHES). This cross-sectional study included a total number of 936 cases of which 437 was from the MF and 499 from the HSHES. The participation rate was 80.5%. Sociodemographic Information Questionnaire, General Health Questionnaire- 12 (GHQ- 12), Beck Depression Inventory (BDI) and Coping Style Scale (a shorter form) were issued in the study which was performed during May- June 2002. The median for GHQ for the HSHES students was significantly higher than the MF students. No significant difference was established between gender and general psychiatric state (GPS-according to GHQ) in both groups. On the other hand, the ratio of the female students with poor GPS was higher in the HSHES than the MF. No significant difference between the family monthly income and GPS of the students in the MF was established. Low family monthly income values paralelled with poor GPS in the HSHES students. Those cases from rural areas disclosed poorer GPS. No significant difference was remarked among the schools. The HSHES students revealed statistically high level of clinical depression compared to the MF students (%31.8 versus %21.9). Female students had a higher frequency of depression as a whole. The HSHES students with previous history of psychiatric disorder disclosed a higher prevalence of depression. The HSHES students use hopeless manners and passive styles in coping more frequently. Active styles were used more dominantly by male students in both groups. Passive styles were more popularly used by female students in the MF. No gender difference were remarked in passive styles in the HSHES. Those cases with a previous history of psychiatric disorder used active styles more frequently in the HSHES. This situation is also valid for those with previous history of physical disorders. The scores of GHQ and BDI revealed a strong, positive correlation for the students of both schools. Scores of GHQ and active styles disclosed a moderately, negative correlation, and 84scores of GHQ and passive styles revealed a moderately, positive correlation in both groups. Students with depression in both groups used passive styles rather than active one. Active styles were used more frequently by non-depressed students. As a result, health centers which are responsible for providing health care services for students in universities should be improved by giving guidance of psychiatric problems and assistance in coping with stress and depression. These centers can be reorganized so that they can regularly follow the students up from the point of psychiatric health, direct those who require clinical assistance to related departments. It is suggested to develop approachs that giving priority to risk groups as female students, olders and who are living away from their families. 85
Collections