Normal burunlularda akustik rinometrik ve rinomanometrik bulgular ile nazal valv varyasyonları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu tez ile, normal solunum yaptığı ifade edilen burunların akustik rinometrik ve rinomanometrik değerlerinin ve vizüel analog skorlarının (VAS) ortaya konması, bu değerlerin kendi aralarındaki korelasyonun saptanması ve nazal valvin endoskopik olarak gözlenerek anatomik detaylarının ortaya konması amaçlanmıştır. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB ABD polikliniğine burun hastalıkları dışında problemlerle başvuran, sübjektif olarak burun tıkanıklığı yakınması olmayan ve anterior rinoskopik muayenesi normal olan, 124 hastanın 248 nazal kavitesi çalışmaya alındı. Olgulardan o anda burunlarında hissettikleri açıklığı Vizüel Analog Skala (VAS) üzerinde işaretlemeleri istendi. Daha sonra olgulara dekonjesyon öncesi ARM, RMM ve rijit nazal endoskopi ile dekonjesyon sonrası ARM ve RMM yapıldı. Nazal endoksopîk bakıda internal nazal valv görüntüleri elde edildi. Olguların ARM verileri ele alındığında dekonjesyon öncesi ile sonrası değerlerin karşılaştırılması sonrası ayrı ayrı sağ ve sol burunlardan elde edilen Vol2 ve MCA2 değerindeki değişiklikler çok anlamlı (p<0,01) bulunurken; diğer verilerde dekonjesyonun anlamlı bir değişikliğe yol açmadığı saptandı (p>0,05). Olguların RMM verileri incelendiğinde ise, dekonjesyon öncesi ile sonrası değerlerin karşılaştırılması ile sağ ve sol burunlar tek tek ele alındığında hem inspiryum hem de ekspiryumda istatistiksel fark saptanamamışken (p>0,05); total dirençlerde hem inspiryumda hem de ekspiryumda direnç azalması belirgin olarak saptanmıştır (p<0,01). VAS ile dekonjesyon öncesi tVol arasında korelasyon olmadığı (p>0,05); VAS ile dekonjesyon öncesi ekspiratuar total ND arasında da korelasyon olmadığı (p>0,05); inspiratuar total ND arasında ise çok zayıf bir korelasyon olduğu (p=0,041, r2=0,1049) saptanmıştır. Dekonjesyon öncesi tVol ile 51inspiratuar total ND ve ekspiratuar total ND arasında; dekonjesyon sonrası tVol ile inspiratuar total ND ve ekspiratuar total ND arasında anlamlı bir korelasyon saptanmamıştır (p>0,05). Nazal kavitelerin endoskopik nazal valv görüntüleri incelenerek, üst lateral kartilaj ile septumun ilişkisine göre konveks, keskin, konkav, kunt, kıvrımlı ve septal cisimli grupları oluşturulmuştur. ARM bulguları yönünden keskin, konkav, kunt ve septal cisimli nazal valv tiplerinin birbirlerinden farklı olmadığı (p>0,05); RMM bulguları yönünden ise keskin ve septal cisimli nazal valv tiplerinin karşılaştırılmasında septal cisimli nazal kavitelerin hem dekonjesyon öncesi hem de sonrasında inspiryum ve ekspiryum için daha yüksek nazal dirençlere sahip olduğu bulundu (p<0,05). Doğru bir şekilde nazal valv açısı ölçülebilme olasılığı olan keskin, konkav ve konveks nazal valv tiplerinin anatomik açılarının istatistiksel incelemesinde tüm grupların birbirlerinden belirgin olarak farklı açılara sahip oldukları saptanmıştır (p<0,01). Nazal kavitelerde ölçülen nazal valv açıları ile o kavitelerde dekonjesyon öncesi ölçülen ARM verileri arasında anlamlı bir korelasyon saptanmazken (p>0,05); dekonjesyon öncesi inspiryum direnci ile anlamlı ama zayıf (p<0,05, r2=0,1493), ekspiryum direnci ile ise oldukça anlamlı ama yine zayıf bir korelasyon (p=0,012, r2=0,2036) gözlenmiştir. Bu çalışma ışığında literatürde uzunca bir zamandır varlığını sürdüren nazal valvin anatomik olarak ortaya konmuş özelliklerinin tekrar tartışılması gerekmektedir. Bir başka üzerinde durulması gereken konu da normal olgularda saptanan nazal valv tiplerinin yeni sınıflamasıdır. 52 SUMMARY In this resident thesis, it was aimed to assess the normometric data for acoustic rhinometry (ARM), rhinomanometry (RMM) and visual analog score (VAS) of the individuals presenting without nasal respiratory problem. Anatomic feature of internal nasal valve was also investigated by endoscopic examination. Two-hundreds-forty-eight nasal cavities of 124 patients applied to Inonu University, School of Medicine, Otorhinolaryngology Department with an unrelated disease, having no subjective nasal obstruction symptom and normal anterior rhinoscopic examination. All patients indicated their subjective nasal patency on VAS and then, were examined by ARM and RMM before and after nasal decongestion. Nasal endoscopy was performed only before the decongestion to visualize the anatomic details of internal nasal valve region. Under the light of ARM data, it was found that, in all nasal cavities, VoI2 and MCA2 values were affected significantly by decongestion (p<0.01), while all the other parameters were remained unchanged (p>0.05). Nasal resistances (both inspiratory and expiratory) examined by RMM were found unchanged when the nasal cavities assessed separately (p>0.05), but total nasal resistances were decreased significantly after decongestion (p<0.01). It was found no correlation between VAS and tVol before decongestion (p>0.05); VAS and expiratory total nasal resistance before decongestion (p>0.05); tVol and inspiratory total nasal resistance (p>0,05); tVol and expiratory total nasal resistance (p>0.05). The sole found correlation was weak and between VAS and inspiratory total nasal resistance (p=0.041, 1^=0.1049). Endoscopic examination of internal nasal valve was concluded with a novel classification according to the relation between the caudal border of the 53upper lateral cartilage and nasal septum: convex angle, concave angle, sharp angle, dull angle, twisted caudal border and angle occupied by the septal body. ARM data of the internal nasal valve types of concave angle, sharp angle, twisted caudal border and angle occupied by the septal body were not found different (p>0.05). While, the internal nasal valve angle filled with septal body type was found having increased nasal resistances (both inspiratory and expiratory) with RMM comparing with sharp angled internal nasal valve type (p<0.05), and this was remained after nasal decongestion application. Only, convex angle, concave angle, sharp angle types of internal nasal valve angles could be measured and all groups were found different for the degrees of anatomic angles (p<0.01). The values of these internal nasal valve angles were not found correlated with the pre-decongestion ARM data. The main correlation was between the values of internal nasal valve angles and pre-decongestion RMM data; for inspiratory nasal resistance p<0.05, 1^=0.1493 and for expiratory nasal resistance p=0.012, r^O.2036. This study suggested a novel classification for internal nasal valve cofiguration regarding endoscopic examination findings. The anatomic properties of internal nasal valve were described at the beginning of the last century and remained same without any discussion for a long time. This study, to our opinion, should start the discussion. Internal nasal valve types and their effects on nasal respiration can bring a new horizon to the literature, especially on the subjects of surgical approach. 54
Collections