Adneksiyal kitlelerde Malignite Risk İndeksi(RMI)`nin prediktif değeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Over kanseri, gelişmiş ülkelerde en sık gözlenen ikinci jinekolojik kanserdir. Kadınlarda kanser ölümlerine bağlı beşinci, jinekolojik malignitelerin içerisinde ise mortalitesi en yüksek kanserdir(32). Over kanseri nedeniyle, diğer tüm jinekolojik malignitelerin toplamından daha fazla hasta kaybedilmektedir(33).Jacobs ve ark'ı, 1990 yılında serum CA-125, menopozal durum ve USGbulgularına dayanarak geliştirdiği malignite risk indeksi (RMI)'nin adneksiyal kitlelerin malign-benign ayrımında kullanılmasını önermişlerdir. Jacobs ve ark'ına göre RMI kullanılarak adneksiyal kitlelerin malign benign ayrımı, USG ve serum CA-125 yöntemlerinin ayrı ayrı kullanılmasından daha yüksek sensitivite ve spesifite ile (RMI=200 için sırasıyla %85,4 ve %96,9) yapılabileceğini öne sürmüşler ve RMI kullanılarak olguların daha uygun ve etkin cerrahi girişim için gerekli merkezlere yönlendirilebileceğini ifade etmişlerdir(8).Çalışmamızda, Jacobs ve ark'ının kriterlerini kullanarak kendi hasta grubumuzda adneksiyal kitlelerin malign benign ayrımında RMI'nin etkinliğini araştırdık. RMI'nın, adneksiyal kitle tanısı konan hastaların preoperatif değerlendirilmesi ve yönetiminde ve hastaların, gerekli ileri merkezlere yönlendirilmesi konusunda yol gösterici olabileceğini ancak post menopozal hastalarda ve epitelyal over kanserli olgularda duyarlılığının daha yüksek olduğunu saptadık.Çalışmamızın sonuçlarına göre RMI için eşik değer 200 kabul edilmesi ile sensitivite %55; spesifite %88,7; PPD %55 ve NPD %88,7 bulduk. Bu bilgiler doğrultusunda,RMI'nın, adneksiyal kitleli hastaların preoperatif değerlendirilmesinde jinekolojik onkoloji merkezlerine yönlendirmede yeterli olmadığını düşünmekteyiz. Ovarian malignancies are the second most frequently observed gynaecological malignancy. In female population, holds the fifth place in all types of malignancy and mortality rate, hence it has the highest mortality rate in gynaecological malignancy population(32). It causes more mortality when compared to all gynaecological malignancies all together(33).Jacobs et all, in 1990, developed a risk of malignancy index (RMI) depending on serum CA-125, menopausal status and ultrasonographic findings, which they recommended its use in benign-malign determination of adnexal masses. According to Jacobs et all, the benign-malign determination of adnexal masses by the usage of RMI, (for RMI=200, sensitivity and specificity 85,4% and 96,9% respectively), could be managed with higher sensitivity and specificity than USG and serum CA 125 individually and also indicated that the patients could be guided to suitable health centres for more suitable and effective surgical operations(8).We have studied our own patient group with the criteria formerly used by Jacobs et all in order to show RMI efficiency in benign-malign determination of adnexal masses. We have found that RMI can be useful in preoperative evaluation of women with adnexial masses, particularly postmenopausal women with epithelial overian carsinomasAccording to our findings, with accepting the RMI threshold value as 200, the calculated values revealed for sensitivity 55% , specificity 88,7% , PPV 55% and NPV 88,7%. As a result of our study, we think that RMI is not a sufficient method for diagnosing adnexal masses with high risk of malignancy and guidance to gynaecologic oncology centres for suitable and effective surgical operations.
Collections