Doğu Türkistan`da insan hakları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Asırlardır çeşitli Türk topluluklarının yurdu olan Doğu Türkistan 1949 yılından beri Çin Halk Cumhuriyeti'nin işgali altındadır. Resmi adı Sinkiang Uygur Otonom Bölgesi olan Doğu Türkistan, 1982 Çin Anayasasına göre, Çin'in ayrılmaz bir parçası durumundadır ve azınlık otonom bölge statüsündedir. Şu an için Anayasaya göre hazırlanmış 1984 Milli Bölgesel Otonomi Kanunu'na bağlı olarak yönetilmektedir. Ancak uygulamalara bakıldığında, otonomi kanununda verilen geniş haklar sadece kağıt üzerinde kalmaktadır. Bu durumda bölgede çeşitli İnsan Hakları sorunlarının ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Doğu Türkistan sorunu bir İnsan Hakları sorunudur. İnsan Haklan sorununun ortaya çıkmasının en önemli sebebi de, Doğu Türkistan'daki ekonomik zenginliktir. Bu zengin kaynaklar Çin için vazgeçilmez gibi görünmektedir. Yönetimsel meşruiyetini Komünist ideolojiye dayandıran ÇHC yöneticileri, bu ideolojinin sömürü düzenine karşı olmasına rağmen, azınlık bölgelerinde sömürü düzenine devam etmektedir. Diğer yandan, Çin'in azınlık bölgeleri kolonileştirmesi politikasıyla, dış politikada Üçüncü Dünya ülkelerinin emperyalist Batı'ya karşı korunması misyonunu kucaklaması anlaşılmaz bir çelişki ortaya çıkarmaktadır. Doğu Türkistan'daki İnsan Hakları sorunu tüm ÇHC'ni kapsayan bir sorundur. Çünkü, Çin'de İnsan Hakları ihlallerine maruz kalan insanlar sadece azınlık milletler değildir. Bütün Çin vatandaşları bundan muzdariptir. Yargılamaların anti-demokratik olması, keyfi infazlar ve tutuklamalar, işkence ve ölüm cezalan ve çeşitli kişisel özgürlüklerin sınırlandırılması tüm Çin vatandaşlarının maruz kaldıkları uygulamalardır. Bununla birlikte, ÇHC'ndeki azınlık milletlerin normal bir Çinliye göre daha fazla İnsan Haklan ihlallerine uğradığı söylenebilir. Çünkü, azınlıkların milli kimliklerinin bir parçası olan dine yönelik baskılar oldukça artmıştır. Anayasa ve özel kanunlarla verilmiş haklarını isteme talepleri askeri ve polisiye önlemlerle bastırılmaktadır. Bu hak isteme gösterilerine katılanlar `karşı devrimci` suçlamasıyla idam edilebilmektedirler. XIIDoğu Türkistan'a her yıl onbinlerce Çinli göçmenin getirilmesi, bu ülkede çevre hakkının ihlal edilmesi sonucunu getirmektedir. Ayrıca, bu getirilen Çinli göçmenlere yerel halka göre daha iyi ekonomik ve sosyal imkanların sağlanması da ırk ayrımcılığı politikasını gözler önüne sermektedir. Bütün Çin'de uygulanan `doğum kontrolü ve zoraki kürtaj` politikası yaşama hakkına yönelik İnsan Hakları ihlallerine sebep olmakta ve Doğu Türkistan'da daha sıkı yürütülmektedir. Bu politikanın azınlık otonom bölgelerde uygulanması BM Jenosit Sözleşmesine göre bir soykırım olarak tanımlanmaktadır. Aynı şekilde BM Apartheid Sözleşmesine göre de, uygulama bir apartheid (kurumlaşmış ırk ayrımcılığı) suçu oluşturmaktadır. Doğu Türkistan'ın Lop-Nor bölgesinde 1964-1997 yılları arasında yaptığı nükleer denemeler önemli bir İnsan Hakları sorunu olarak görünmektedir. Yerel halkın yaşama hakla ihlal edilerek, BM Jenosit Sözleşmesine göre çevresel bir soykırım (eko-kıyım) uygulanmıştır. Halihazırda nükleer denemelerin yerel halka ne gibi zararlı etkiler yaptığı sorusu cevaplanmamışlar. Doğu Türkistan sorunu İnsan Hakları bağlamanda BM gibi uluslararası platformlara taşınmalıdır. Çin'in azınlık bölgelerinde uyguladığı baskı ve sömürü Üçüncü Dünya ülkelerine ve özellikle İslam ülkelerine anlatılmalıdır. Sömürgeciliğe karşı hassas olan Üçüncü Dünya ülkelerinin BMde destek ve sempatileri kazanılabilir. Doğaldır ki, bütün bunların yapılabilmesi için diasporadaki Doğu Türkistanlıların dünya çapında faaliyet gösteren Af Örgütü ve Greenpeace gibi çeşitli İnsan Haklan kuruluşlarıyla temas ve diyalog halinde olması gerekir. Ayrıca Birleşmiş Milletler sisteminin de iyice öğrenilip analiz edilmesi gerekmektedir. XIII ABSTRACT Eastern Turkestan, which has been the homeland of various Turkic peoples for centuries, has been under the occupation of the People's Republic of China since 1949. Eastern Turkestan whose official name is `Xinjiang Uygur Autonomous Region`, is an inseparable part of China and has a status of a minority autonomous region according to 1982 PRC Constitution. In this period, it is governed with the 1984 `National Regional Autonomy Law` which has been prepared according to the Constitution. However, when we consider the applications, the extensive rights which were given in the autonomy law keep only on paper. This situation causes various problems of Human Rights to emerge in the region. The problem of Eastern Turkestan is a problem of Human Rights. The most important reason for the emerging of the problem of Human Rights is the economical richness in Eastern Turkestan. This rich sources seem indispensable for China. The administrators of the PRC, which bases its administrative rightfulness on Communist ideology, maintains the exploitation system inspite of the fact that this ideology is againts the exploitation system. On the other side, China's policy of colonizing the regions of minorities and in the foreign policy, its embracing the mission of protecting the Third World countries againts the imperialist West point out an incomprehensible contradiction. The problem of Human Rights in Eastern Turkestan is a problem including the whole PRC. Because people who ara exposed to violation of Human Rights in China are not only the nations of minority. The whole Chinese citizens suffer from it. The judgements, being ante-democratic, arbitrary executions and arrests, tortures and sentences of death and the restriction of various personel freedoms are applications that all Chinese citizens are exposed to. Besides, it can be said that the nations of minority are exposed to more violations of Human Rights when compared to a normal Chinese XIV(Han) man. Because constraints directed towards religion, which is a part of the national identity of minorities, have fairly increased. Their demands of asking for their rights which have been given by the Constitution and special laws are being suppressed within military and police measures. Those who attend these right-demanding demonstrations can be executed with an accusation of `counter revolutionary`. Bringing of ten thousands of Chinese immigrants to Eastern Turkestan every year results in the violations of environmental right in this country. Also, providing better ecomomical and social possibilities to these Chinese immigrants, which have been brought, then local people indecates very well its policy of racial discrimination. The policy of `birth control and forced abortion` which is applied in whole China causes violation of Human Rights directed towards the right to live and it is maintained more strictly in Eastern Turkestan. The application of this policy in minority autonomous regions is defined as a massacre according to the `Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide`. In the same way, according to the `International Convention on the Suppression and Punishment of the Crime of Apartheid`, the application forms a crime of apartheid. The nuclear tests which China made between 1964-1997 in Lop-Nor region of Eastern Turkestan seem as an important problem of Human Rights. Local people's right to live has been violated, according to the UN Genocide Convention an environmental massacre (ecocide) has been applied. At present, the question of what kind of effects can nuclear tests make on local people has not been answered. The problem of Eastern Turkestan has to be carried to international platforms such as the UN within the context of Human Rights. The constraint and exploitation which China applies in the regions of minorities must be explained to the Third World countries and to especially Islamic countries. In this way the support and sympathy of the Third World countries, which are sensitive to exploitation, can be ganed in the UN. xvIt is natural that, for all these things to be done, people of Eastern Turkestan which are in diaspora have to keep in the position of contact and dialogue with various establishments of Human Rights such as Amnesty International and Greenpeace. Also the system of the United Nations has to be learnt well and analysed. XVI
Collections